Tekrarlayan gebelik kayıpları nedenleri ve tedavisi

0
1360
Hamilelikte yaşanan sağlık sorunları nelerdir
Hamilelikte yaşanan sağlık sorunları nelerdir

Tekrarlayan gebelik kayıpları, çiftler arasında büyük bir endişe kaynağı olabilir ve bu konu üzerinde bilgi sahibi olmak, birçok aile için önemlidir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kadir Şahin‘in açıklamalarına göre, tekrarlayan gebelik kayıplarının nedenleri, tedavi seçenekleri ve yönetimi üzerine sağlanan bilgiler, ailelerin bu zorlu süreci anlamalarına ve doğru adımları atmalarına yardımcı olabilir.

Op. Dr. Kadir Şahin’e göre, gebelik kayıplarının çoğu kromozomal anormalliklerden kaynaklanıyor ve genellikle rastgele olaylardır. Ancak, anne ve baba adayında bulunan genetik anormallikler, rahim içi şekil bozukluğu, otoimmün hastalıklar gibi faktörler de tekrarlayan gebelik kayıplarına neden olabilir. Özellikle antifosfolipid sendromu (APS) gibi otoimmün hastalıklar, tekrarlayan gebelik kayıplarıyla sıkça ilişkilendirilir.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kadir Şahin
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kadir Şahin

Tekrarlayan gebelik kayıpları ne demek?

Tekrarlayan gebelik kayıpları, tanımının yapılması dahi farklı fikirler içeren bir konudur. Ancak Amerikan Üreme Tıbbı Derneği (ASRM) yakın zamanda tekrarlayan gebelik kaybını iki veya daha fazla gebelik kaybı olarak yeniden tanımlamıştır. Bunun yanında; Avrupa İnsan
Üreme ve Embriyoloji Derneği (ESHRE), ultrasonografik (USG) incelemede saptanamayan
biyokimyasal ve/veya ektopik gebelik kayıplarının da bu tanımlamaya eklenmesini önermiştir.

Gebelik kaybı, klinik olarak tanınan bir gebeliğin 20 haftadan önce istemsiz olarak sona ermesi olarak tanımlanır. Klinik olarak tanınan hamilelik, hamileliğin ultrasonda
görüntülendiği veya düşük olması sonrasında patolojik olarak hamilelik materyali tespit
edilmesi ile konulan tanıdır.

Okuma önerisi: Dış gebelik, ektopik gebelik nedir?

Dış gebelik nedir?
Dış gebelik nedir?

Tekrarlayan gebelik kayıplarına ne sebep olur?

Gebelik kayıplarının çoğu kromozomal anormalliklerden kaynaklanır ve rastgele
olaylardır. Yaşanan bu kayıpların %50’sinde olayın farkına dahi varılmaz, gecikmiş adet
dönemi olarak düşünülür. Klinik olarak tanınan gebeliklerin yaklaşık %12-15’i düşükle sonuçlanır. Bu oran genel kabul gören sağlıklı orandır. Birçok hasta ilk düşüğü sonrasında
bunun sadece kendisinin başına geldiğini ve bir sonraki gebeliğinde tekrarlayacağını düşünür.

Aslında, bu durum oransal olarak normaldir. Araştırılması sebeplerin detaylandırılması ikici
düşük yaşandıktan sonra yapılması gerekendir.  Bu başlıklar araştırılmaya başlanıldığında ilk bakılması gereken; Uterus ve uterin kavite anomalisi olup olmadığıdır. Dişi genital sistem anomalileri genel popülasyonda %4,3 , tekrarlayan gebelik kaybı öyküsü olan kadınlarda ise %12,6 oranında saptanmaktadır. TGK olan olgularda en sık saptanan uterin anomali septat uterustur (Rahim içi perde). Bu gebeliklerin %65’i genellikle ikinci trimesterde gebelik kaybı ile sonlanır. Bu durum tespit edilen hastalarda ilk seçenek tedavi operatif histerekopidir. Rahim içerisinde ki bozukluk kameralı sistemlerle girilerek düzeltilir.

Kaybın yaşanmasında ihmali artıran olaylar ise İlerleyen anne yaşı, anne veya
babaya ait genetik anormallikler, rahim içi şekil bozukluğu, annede kronik bazı hastalıklar, tiroid bozuklukları gibi ve genel olarak çevresel etmenler stres, mesleki faktörlerde etkili
olmaktadır. Gebelik kayıpları ile en sık ilişkilendirilen otoimmün hastalık ise; sistemik lupus
eritematozus ile birlikteliği sık olan antifosfolipid sendromudur (APS). Bu sendromda, ilk
trimesterde abortus riskinde artış olmamakla birlikte, ikinci trimesterde risk yaklaşık %20
artar. APS’de tespit edilen otoantikorlar (anti-kardiyolipin, lupus antikoagülanı, anti ß2
glikoprotein-1), gebelik kaybı ile ilişkisi kesinleşmiş tek otoantikor grubudur ve TGK öyküsü
olan tüm kadınlarda bakılması önerilmektedir. Son yapılan çalışmalar göstermiştir ki bu
antikorlar dışında bakılan pıhtılaşma faktörleri TGK ile ilişkilendirilmemiştir.

Bölgesel yağlanma, kilo alımı, over fonksiyonlarını bozarak inflamatuvar bir süreç
meydana getirir. Hormonal dengenin bozulması ile başlayan bu süreçte; Polikistik over
sendromu’nda görülen hiperinsülinemi ve androjen hormonların yüksekliğine sekonder
plazminojen aktivatör inhibitörü (PAI) düzeyinde görülen artış, abortus riskini artırır.

Hiperprolaktinemi; yani süt hormonunun yüksekliği, hipolatamus-hipofiz-over yolağını
bozarak folikül ve oosit matürasyonunu etkiler ve kısa luteal faza neden olur. Yumurtayı
oluşturacak foliküller yeterli olgunluğa erişemeden kayıp olur. Tekrarlayan gebelik
kayıplarında prolaktin seviyeleri medikal tedavilerle normal düzeylere geldiğinde sonraki
gebelikler sorunsuz tamamlanmaktadır.

Günümüzde birçok kişide ve gebelik planı olan adaylarda D vitamini bakılmakta,
normal seviyenin altında görülenlerde tedavi verilmekte ancak, bu durum TGK’nın olası nedenlerinden biri olarak öne sürülse de, tedavi ile normal düzeye geldiğinde canlı doğum ya da gebeliğin devamı üzerinde olumlu bir etkisi saptanmamıştır.
Tüm bu incelemelere rağmen TGK olguların yaklaşık %50’sinde etiyoloji belirlenememektedir.

Okuma önerisi: Gebelikte anormal durumlar nelerdir?

Tedavi seçenekleri ve yönetimi

Tekrarlayan gebelik kayıplarının tedavisi, altında yatan nedenlere odaklanmalıdır. Belirlenen nedenlere yönelik olarak yapılan tedaviler, olumsuz sonuçları azaltabilir. Bu süreçte, çiftlere hem anne hem de baba adayına destek verilmesi ve ailelerin konu hakkında bilgilendirilmesi önemlidir. Bu kaygılı dönemde, duygusal destek sağlanarak tedavi başarısı artırılabilir.

Tiroid rahatsızlıkları, diyabet, obezite gibi genel sağlık sorunları olan kadınlar, iç hastalıkları uzmanlarına danışarak uygun tedavi almalıdır. Özellikle, TPO antikorları yüksek olan hastalar, tekrarlayan gebelik kayıpları açısından yüksek risk altındadır ve bu durumun tedavisi için uygun şekilde yönlendirilmelidir.

Genetik testler yapılarak anne ve baba adaylarının kromozomal anormallikler açısından incelenmesi gerekebilir. Bu testler sonucunda belirlenen riskler doğrultusunda çiftler, genetik danışmanlık almalı ve ileri tedavi seçeneklerini değerlendirmelidir.

Bazı tekrarlayan gebelik kayıplarında antifosfolipid sendromu (APS) görülebilir. Bu durumda, aspirin ve heparin gibi ilaçlarla tedavi uygulanabilir ve gebelik sonuçları olumlu yönde etkilenebilir. Ancak, trombofili durumlarının APS ile karıştırılması önemli bir husustur. Trombofilisi olan kadınlarda da uygun tedavi yöntemleri uygulanmalıdır.

Yeni tedavi seçenekleri arasında TNF inhibitörleri ve G-CSF gibi ilaçlar bulunmaktadır. Ancak, bu ilaçların tekrarlayan gebelik kayıplarında etkili olup olmadığı konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır.

Tekrarlayan gebelik kayıpları olan hastaların değerlendirilmesi için kapsamlı bir öykü alınmalı ve önceki gebelik kayıplarının detayları incelenmelidir. Bu süreçte, tıbbi geçmiş, cerrahi müdahaleler ve aile öyküsü detaylı bir şekilde belgelenmelidir. Fizik muayene, genel muayene ve pelvik muayene gibi adımlar da önemlidir.

Özetlemek gerekirse, tekrarlayan gebelik kayıplarıyla mücadelede doğru bir yaklaşım, altta yatan nedenlere odaklanarak belirlenen tedavi seçeneklerini değerlendirmektir. TGK Tipik olarak ardışık gebeliklerde benzer gebelik çağında meydana geldiğinden önceki gebelik kaybının gebelik yaşını bilmek kritik öneme sahiptir. Dilatasyon ve küretaj, TGK’na zemin hazırlayabilen Asherman sendromu ve servikal yetmezlik riskini artırabileceğinden, önceki gebelik kaybının tedavi yönteminin bilinmesi de önemlidir. Ayrıca Tıbbi (Tiroid sorunları, diyabet), cerrahi ve menstruasyon geçmişinin tamamının belgelenmesi de önemlidir. Ailede ve kişisel venöz ve arteriyel tromboz öyküsü, sigara içme, alkol, uyuşturucu kullanma ve çevresel toksinlere maruz kalma öyküsü belgelenmelidir. Fizik muayene ayrıntılı bir genel muayene ve pelvik muayeneyi içermelidir.

Okuma önerisi: Mol gebelik nedir, belirtileri nelerdir?

Tekrarlayan gebelik kayıpları nedenleri nelerdir ve nasıl önlenir? Dış gebelik nedir? Dış gebelik belirtileri nelerdir? Dilerseniz forum sayfamızda tecrübeli annelerimizden destek alabilirsiniz! Siz de aklınıza takılanları, merak ettiklerinizi veya öğrenmek istediklerinizi bize Forum Anne Bebek Kulübü üzerinden yazabilirsiniz. Kadınlar olarak birlikte güçlüyüz!

Bir Cevap Yazın