Bebeklerde sıcak çarpması (Hipertermi) nedir?

0
950
Bebeklerde sıcak çarpması belirtileri
Bebeklerde sıcak çarpması belirtileri

Anne babalar, dikkat! Bebeklerde sıcak çarpması acil bir durumdur. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Latife Ceylan, bebeklerde sıcak çarpması belirtileri ve yapılması gerekenleri yazdı!

Sıcak çarpması acil bir durumdur

Uzun süre çevresel yüksek sıcaklığa maruz kalma sonucu ortaya çıkan, merkezi vücut ısısının genellikle 40 dereceyi geçmesi ve nörolojik bulguların da eşlik etmesi ile ortaya çıkan klinik tablo sıcak çarpması olarak tanımlanır. Vücut ısısı ateş düşürücülerle düşürülemez. Gerçek bir tıbbi acil durumdur, yaşamı tehdit eder.

Yazın sıcak yüzünü göstermeye başlaması ile güneşten faydalandığımız gibi, korunma önlemlerini de almamız gerekli. Güneşin zararlı etkileri yanında “ Sıcak Çarpması (Hipertermi)“ da anatomik ve fizyolojik özellikleri nedeniyle özellikle çocuklar için daha büyük risk oluşturmaktadır.

Kimler sıcak çarpması açısından risk altındadır?

Normalde her birey sıcak çarpmasından etkilenebilir ancak çocuklarda merkezi sinir sistemi yeterince olgunlaşmamış ve su kaybına daha yatkın oldukları için sıcak çarpması riski daha yüksektir. Kalp ve akciğer hastalıkları gibi kronik hastalığı olan bireyler, kullanılan bazı ilaçlar, hareketsiz bir yaşam tarzı, fazla kilolu olmak, daha önce sıcak çarpmasına maruz kalmak, 65 yaş üstü bireyler, sıcak havada egzersiz yapmak, serin bir iklimden aşırı sıcak bir iklime seyahat sırasında ani hava değişimi de sıcak çarpması için risk oluşturur.

Bebeklerde sıcak çarpması belirtileri nelerdir?

Sıcak çarpmasında ilk bulgu genellikle baygınlıktır. Ateş düşürücülerle düşürülemeyen 40 derece ve üzeri ateş, baş ağrısı, bulantı, kusma, bilinç bulanıklığı, koordinasyon bozukluğu, kuru ve sıcak cilt, yüzde kızarıklık, terlemede azalma, nabızların zayıf alınması yada nabız sayısında artma, solunum ve kalp yetersizliği, tansiyon düşüklüğü, nöbet geçirme gibi bulgular gözlenebilir. Laboratuvar testlerinde elektrolit değerlerinde , böbrek ve karaciğer fonksiyon testlerinde bozulma görülebilir.

Sıcak çarpması nasıl tedavi edilir?

Sıcak çarpmasına maruz kalan kişi öncelikle serin bir ortama alınıp, fazla kıyafetleri çıkarılmalı. Soğuk su ile duş, ıslak havlu ve buz torbaları ile koltuk altı ve kasık bölgelerine soğuk uygulama yapılmalıdır. Evde tedavi mümkün olmadığı için acil olarak yardım isteyip, bireyin mutlaka bir hekim tarafından değerlendirilmesi sağlanmalıdır. Profesyonel değerlendirme yapılana kadar ağızdan su yada başka bir şey verilmesi doğru değildir. Vücut ısısında artışa neden olan enfeksiyon, ilaçlar gibi diğer sebepler dışlanmalıdır. Tedavi de amaç hava yolunun korunması, solunum ve dolaşım sisteminin desteklenmesi, etkin ve hızlı soğutma işleminin yapılmasıdır. Vücut ısısı hızla düşürülmezse beyin ve kalp gibi diğer hayati organların da fonksiyonları bozulabilir. Bu sırada vücut ısısı takip edilmelidir. Aşırı vücut ısısı düşmesi dediğimiz hipotermi gelişebilir. Sıcak çarpması sırasında yaşanan sıvı kaybı ,bulguları şiddetlendireceği için, mutlaka sıvı eksiği yerine koyulmalıdır.

Sıcak çarpması nasıl önlenir?

Özellikle 3 yaş altı çocuklar korunmasız şekilde güneşe çıkarılmamalı, 1 yaş altı çocuklar ise yaz aylarında özellikle 10:00 – 16:00 saatleri arasında dışarıda bulundurulmamalıdır.

Günün en sıcak saatlerinde ağır egzersizler yapılmamalı, serin ortamda bulunmalı, gereklilik halinde vantilatör, klima kullanımından çekinmemelidir.

Güneş koruyucu omuz, burun, kulaklar, çene, ve ayak dahil olmak üzere tüm vücuda uygulanmalıdır. Güneşe çıkmadan 15 – 20 dk önce sürülmeli, 2 saatte bir yenilenmelidir. Çocuklarda deriden emilme oranı daha düşük olduğu için mineral filtreli kremler kullanılmalıdır.

Güneş koruyucunun yanı sıra geniş korumalı şapka, gözlük, UV koruyucu kıyafetler de kullanılmalıdır. Günlük hayatta rahat, bol, pamuklu, vücuda nefes aldıran kıyafetler tercih edilmelidir.

Güneş çarpmasını önlemek için, tüm bu önlemlere ilave olarak bol sıvı tüketimine dikkat etmek gereklidir. Bol sıvı tüketimi terlemenin ve ısı regülasyonunun sağlanmasını kolaylaştırır.

Önceki İçerikMasal gibi bir ülke: Mısır
Sonraki İçerikHamile, emziren anneler ve çocuklar için serinleten öneriler
Uzm. Dr. Latife Ceylan
Tıp Fakültesi 4. Sınıfta karar verdiğim ve uzmanlık eğitimine başladığımdan bu yana çok severek, özveri ile yaptığım çocuk doktorluğunda 15. yılımı doldurdum. Mesleğimi ve hastalarımı çok seviyorum, sık sık kendimi “iyi ki çocuk doktoruyum” derken buluyorum. Şu ana kadar devlet hastanelerinde hizmet verdim ve çok hasta görmenin avantajı ile ciddi klinik tecrübe edindim. Bundan sonra deneyimlerimi annelik tecrübelerim ile taçlandırarak hastalarıma daha uygun koşullarda, daha çok vakit ayırıp, kaliteli hizmet verebileceğim bir ortamda çalışmalarıma devam etmek istiyorum. Bunun yanında online olarak ya da sosyal medya aracılığı ile daha çok aileye ulaşmayı hedefliyorum. Kendi kliniğimi açmayı planladığım bu günlerde Antalya’da faydalı olabileceğim hastalarım ve aileleri ile buluşmak üzere…

Bir Cevap Yazın