Karantina süreci çocukların psikolojilerini nasıl etkiliyor? Çocuklarımıza bu zor günlerde nasıl destek olabiliriz? Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzm. Dr. Figen Çakmakçı, korona günlerinde çocuklara nasıl destek olabileceğimizi yazdı…
Çocuğumun desteğe ihtiyacı olduğunu nasıl anlayabilirim?
Zor günlerden geçiyoruz. Belirsizlik, sağlıkla ilgili kaygılar, sosyal izolasyon herkesin ruhsal dengesini zorlamaya başladı. Bizler erişkin olarak bu durumla baş etmede zorlanırken, çocukların etkilenmemesi ve uyum sorunu yaşamaması çok da beklenmedik bir durum değil aslında.
Ebeveynin birincil sorumluluğu önce kendi duygusal durumunu takip etmek sonrasında da çocukların duygusal durumunu sağlıklı bir gözlemle ele alabilmektir.
Eğer çocuğunuzda her şeye itiraz etme, nedensiz öfke krizleri, çok basit sorunlara abartılı tepki verme, içe kapanma ya da huzursuzluk, iştah ve uyku değişiklikleri, sürekli onaylatma ihtiyacı, sağlıkla ilgili konulara çok ilgi duyma ve korkularında artış gözlüyorsanız anlayın ki çocuğun kaygıları çok artmış ve sizin yardımınıza ihtiyaç duyuyor demektir.
Eğer bu belirtileri ya da benzer duygusal karmaşaları çocuğunuzda gözlemliyorsanız:
Duygularını isimlendirin
Yaşadığı duygu karmaşasını tanımlamasında ve isimlendirmesinde ona yardımcı olun. Canı sıkılan bir çocuğa; “niye sıkılıyorsun, ne yapabilirim” demek yerine, “sıkılıyorsun, anlıyorum seni. Sürekli evdesin ve arkadaşlarını özlüyorsun. Canının sıkılması çok normal” demek ve sonrasında “ bir önerin var mı ne yapabiliriz” diyerek sorunu çözmesinde destekleyici olmak uygun bir yaklaşım biçimi olacaktır.
Çatışmaya girmeden duygularını yaşamalarına izin verin
Online ders dinlemeye itiraz eden bir çocuğa; “ hadi dersinin başına, yapman gerekiyor” gibi talimat veren tutumlarla yaklaşmak yerine; “ anlıyorum seni, şu anda belki ders dinlemek istemiyorsun ve öfkelisin” diye yaklaşmak karşılıklı çatışmayı azaltan bir tutum olacaktır
Çözüm önerisini onların bulmasını sağlayın
Tek başına yatmaya itiraz eden bir çocuğa; “ gidip odanda yatmalısın, koca kız ya da adam oldun” demek yerine “ biliyorum, şu anda korkuyorsun, belki karanlık seni korkutuyor. Bu çok normal, bu çözmek için ne yapabiliriz” diyerek yaklaşmak çocuğun duygusal durumunu anladığımızı gösteren bir tutumdur.
İyi hissettiren ve kötü hissettiren duyguların isimlerini öğretin
Çocuklara kendilerini iyi hissettiren duyguların neler olduğu sorulabilir. Örneğin mutlu olmak nedir, sevinmek, iyi yönde heyecan duymak gibi. Sonrasında da kendilerini kötü hissettiren duyguların neler olduğu örneklerle sorulabilir. Örneğin; “kardeşin oyuncağını kırdığında ne hissedersin”, “ büyükanne ve büyükbabayı ziyaret edemiyoruz, ne hissediyorsun” gibi duruma uygun sorular sorulabilir. Üzüntü, özlem, mutsuzluk, öfke gibi duyguların farklı farklı olduğu böylece çocuklarla konuşulup onlara öğretilmiş olur.
Duyguların normal olduğu ve sürekli olmadığını özellikle vurgulayın
Duygular çocuklara öğretildikten sonra, bütün duyguların normal olduğu, sürekli yaşanmayacağı, eğer sabredersek belli bir süre sonra biteceği de özellikle söylenmelidir.
Olağan dışı durumlarda çocukların kaygılarının artması, yukarıda saydığımız belirtilerin görülmesi normaldir. Ancak eğer sorun çocuğun günlük işlevselliğini bozuyor, aile içinde çözümsüz anların sıklaşmasına neden oluyorsa o zaman profesyonel destek almanın zamanı gelmiş olabilir.
Unutmayın bu dönem çocuklar için de zor bir dönem. Rutinleri aksadı, okuldan uzak kaldılar ve enerjilerini doğru bir şekilde boşaltamıyorlar. Duygu karmaşası yaşamaları ve bazen de sizi zorlamaları da normal. Belki biraz daha sabır ve desteğimize daha çok ihtiyaç duyuyorlar.