Homeopati tedavisi nedir?

0
793
Homeopati tedavisi nedir?

Daha sağlıklı olmak adına araştırmalar yapıyor musunuz? Beslenme şekli, uyku saati, fiziksel aktiviteler hastalıklara yakalanmamak için dikkat edilmesi gerekenlerdir. Bazen ne kadar dikkat etseniz de hastalıklara yakalanabilirsiniz ya da vücudunuz bir şeye reaksiyon gösterir alerji olabilirsiniz. Mevcut tedavi yöntemlerine ek homeopati tedavi yöntemini daha önce duydunuz mu? Dermatolog ve Homeopat Uzman Doktor Vildan Şengöz, homeopati tedavi ile ilgili merak edilenleri Anne Bebek Kulübü okuyucuları için yazdı.                                          

Homeopati nedir?

İnsanoğlu hastalıklardan kurtulmak ve sağlıklı olmak için var olduğu dönemden beri pek çok yöntem kullandı. 

Tıbbın babası sayılan Hipokrat, tedavilerinde doğadaki işleyişi ve insan bedenine zarar vermeyecek yöntemleri kullandı. Yediklerimizin zehir ya da ilaç olabileceğini ve bunun doza bağlı olduğunu söyledi. Binlerce yıldır farklı yöntemler kullanılsa da son 120 yılda tıpta büyük mesafeler kat edildi. 

Ancak sadece tanı yöntemleri, operasyonlar, girişimsel anlamda yapılanlar yaşam süresini uzatıyor. Diğer yandan diabet, hipertansiyon, alerjiler, depresyon, sedef, Alzheimer gibi kronik hastalıkların takibinde ve tedavisinde modern tıp yetersiz kalıyor. Sadece laboratuvar değerlerini belli aralıklarda tutabilmek tedavi sayılıyor. Hastanın genel yaşam kalitesi ön plana alınmıyor.

Hasta olmadan önce kişiyi ele alıp sağlık halini korumak modern tıbbın felsefesine uymuyor. Genelde aşı çalışmaları dışında sağlıklı insanı iyi halde tutmak hedeflenmiyor. 

Son 2 yıldır tüm dünyada pandemi nedeniyle yaşananlar ilginin tekrar binlerce yıldır dünyada kullanılan geleneksel ve tamamlayıcı tıp yöntemlerine dönmesine sebep oldu. 

Özellikle hasta olmadan önce sağlık halini koruyabilmek, vücut direncini dengede tutmak ve mümkün olduğunca doğal kaynaklarla bu hali sağlamak hedeflenir oldu.

Bütüncül tıp uygulamalarının bir kısmı Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından kabul edilmiştir. 1980’li yıllarda yapılan açıklamada Akupunktur, Çin tıbbı, Ayurveda ve Homeopati Dünya Sağlık Örgütü‘nün yaklaşımlarını kabul ettiği bütüncül tıp uygulamalarıdır.

Bütüncül tıp kavramında kişiyi sadece şikayetinden kurtarmak değil yolunda gitmeyen kök sebebi ortaya çıkaracak tarzda bedenen, ruhen ve zihnen kişiyi ele almak amaçtır. 

Kök neden ortaya çıkınca ona yönelik tedaviler verilirken yanlış yapılan yaşam tarzı değişiklikleri hedeflenir. 

Beslenme, uyku ve stresin düzenlenmesi, etrafta toksik ve zarar veren madde varsa uzaklaşılması gerekir. 

Homeopati, 220 yıl önce Alman Tıp doktoru Hachnemann’ın İbn-i Sina Tıbbından esinlenerek yaptığı yıllar süren araştırmalarla ortaya çıkmıştır.

Özel tekniklerle elde edilen  bitki ve mineral bazlı ilaçlarla yapılan  tedavi sistemidir. Fitoterapi de bitkilerle yapılan tedavi yöntemidir ancak homeopati’de farklı olarak kullanılan bitki ve mineraller özel tekniklerle sulandırılıp özü elde edilir. Tedavide bu özler kişiye özel verilir.

Adsiz tasarim 2021 12 25T212138.799
Homeopati tedavisini kimler yapar?

En önemli ayrım sadece tek bir şikayeti gidermek üzere verilmemesidir. Kişinin şikayeti üzerinden bütün beden bulguları, ruhsal durumu ve zihin durumu  değerlendirilerek ele alınır. 

Yüzüm kızarıyor sivilcem var dese de hastanın tüm yaşam tarzı, sindirim sistemi, mizacı vs. hepsi dinlenir. 

1800’lü yılların başında ilk defa İngiliz Kraliyet Ailesi bu sistemi hızlıca saraya dahil edip hastaneler kurarak özellikle salgın dönemlerinde ölümlerin önüne geçmiştir. Bu hastaneler hala hizmet vermektedir. 

Bugün ülkemiz dahil tüm dünyada homeopati bilinen ve uygulanan bir tamamlayıcı tıp yöntemidir. Sağlık bakanlığı doktorların homeopati’yle ilgili üst eğitim almasını sağlayacak yaklaşık 2 yıllık eğitimi ülkemizde  standardize etmiştir. 

Homeopatide hastaya yaklaşım akut ve kronik olarak ayrılır.

Yaralanma, gıda zehirlenmesi gibi acil zamanlarda akut homeopatik yaklaşımla tedavi verilir. 

6 aydan uzun süredir devam eden, birebir laboratuvar yöntemlerle sebebi bulunamayan sorunlarda kronik homeopatik yaklaşım devreye girer. Uzun ve detaylı bir görüşmede öncelikle ana şikayetten yola çıkarak aile geçmişi, başka sistemlerdeki sorunlar, beslenme, uyku, yaşam tarzı alışkanlıkları ve mizaç değerlendirilir. Özel logaritma sistemiyle ele alınan tüm bulgulardan sonra kişiye uygun remedi denen ilaçlar  verilir. 

Remedi, genellikle bitki ve minerallerden yapılan özel sulandırma teknikleriyle elde edilen maddedir. Homeopatinin ilacı remedi olarak adlandırılır.

Homeopati’de sadece şikayetin geçmesi hedeflenmez. Ana şikayet düzelirken altta yatan kök sebebin de iyileşerek geçmesi hedeflenir. 

İyileşme kriteri olarak sadece ağrı acının geçmesi değil kişinin yaşam enerjisinin, hayat motivasyonunun artması hedeflenir. Bağışıklık sistemi dengelenir ve kişinin hasta olmaya yatkınlığı azalır. Strese karşı verdiği yanıtlar esnek hale geçer.  

Homeopatinin yaklaşımında  Anti=Karşıt / Baskılayan değil 

Homeo=Benzer felsefesi vardır.

Bunu örnekle açıklamak gerekirse ; 

Kabarcıklı ve yanan kaşınan deri döküntüsü olmuş birine bunu söndüren antialerjik/antiinflamatuar ilaç değil yine kabarcıklanma ve kaşıntı yapan bir madde olan ısırganın özünden yapılan bir madde verilir. Kısa süreliğine bir derece artar gibi olan kızarıklık ve kaşıntı bedenin gösterdiği reaksiyonla tamamen söner ve iyileşir. Aslında bir parça aşılamaya benzer reaksiyonla sıkıntıya yol açan madde çok düşük dozda bedene tanıtılırken artan reaksiyon hastalığı yakıp yok eder. 

Benzerin benzeri tedavi etmesi tekniği yani Homeopati bu mekanizmayla çalışır. 

Günümüz tıbbı Anti felsefesiyle yani bastırmayla çalışır. İyileştirmek değil baskılamak hedeftir. 

Homeopatik yaklaşım akut ve  kronik hastalıklarda  her zaman kişiye özeldir. 

Sivilcesi olan aynı yaşta gelen on kişiye de tamamen birbirinden farklı remedi verilebilir. Klasik tıpta ise sadece hastalık adına göre ilaç verilir ve baskılamak hedeflenir. Bu nedenle sık doz ve sürekli ilaç almak gerekebilir. 

Oysa ki gerçek iyileşme sadece sıkıntının geçmesi değil aynı zamanda kişinin ruhen ve zihnen de kendini iyi hissetmesi halidir. 

Homeopatik tedavinin hastalıkları ve insan fizyolojisini bilen tıp doktoru tarafından yapılması doğrudur. 

Akut hastalıklarda, acil durumda alınacak temel eğitimle tıp dışından insanlar da kısa süreliğine homeopatik tedavi verebilir. Avrupada ve ülkemizde 2-3 gün süren temel eğitimlerle Akut Homeopati Kiti kullanımını çoğu anne öğrenip evde acil durumlarda kullanabilir duruma gelir. Düşme, çarpma ve yaralanma gibi durumlarda ilkyardım olarak kullanılabilecek zararsız uygulamadır.

Adsiz tasarim 2021 12 25T213117.778
Homeopatik tedavi nasıl yapılır?

Kronik hastalık tedavilerinde mutlaka homeopati eğitimi almış tıp doktoru devreye girmelidir. 

Homeopati tedavisini kimler yaptırabilir?

Homeopatik muayene için hasta olmak şart değildir. Sağlıklı ve daha kaliteli yaşam sürmek isteyen herkes homeopata gidebilir. 

Her homeopat genel olarak tüm sorunlara yaklaşım konusunda bilgi sahibidir. Benim şahsi görüşüm ana uzmanlığı olan bir kişiden homeopatik destek almaktır. Ben günlük pratiğimde sağlıklı cilt, antiaging bakım, saç dökülmesi, alerjiler, kaşıntı, leke tedavilerinde homeopatik muayene ve değerlendirme yapıyorum.

Ne homeopati ne de modern tıp hiçbir hastalığın tedavisinde tek başına yeterli olmaz. O nedenle bütüncül bakarak modern tıbbın tedavi seçenekleri ve imkanlarını reddetmeden fonksiyonel tıp yaklaşımlarıyla gerekli laboratuvar ve tanı desteklerini alarak homeopatiyle bütüncül sağlık yaklaşımını ön plana almak doğru olur.

Hastalıklar ortaya çıkmadan ve klinik tablo yerleşmeden önce başlanan bu tarz yaklaşımlar uzun yıllar sağlıklı olmanızı ve kaliteli yaş almanızı sağlayacaktır. 

Homeopatik remediler anne karnından itibaren her yaş döneminde kullanılabilir. Yan etki yapmaz ve başka tedavilerle olumsuz etkileşme özelliği yoktur. Kullanılmakta olan şeker, tansiyon ilacı gibi tedavilerin kesilmesini gerektirmez. Antibiyotik alınması gerekiyorsa beraber kullanılabilir. 

Kişi homeopatik tedaviyi bırakır veya ara verirse yoksunluk bulgusu oluşmaz. Hastalık eski haline dönmez veya daha kötü hale geçmez.

Ben Neden Homeopati Eğitimi Aldım?

Deri her zaman iç organların, ruhsal ve zihinsel durumun aynasıdır. En büyük detoks organımızdır. Kaşınan, kızaran, sivilce yapan cildin, kırılan tırnakların, dökülen saçın, büyüyen gözeneklerin sebebi genelde içerden gelir. 

Kozmetik anlamda bölgesel uygulamalar yapmadan önce genel sağlık durumunun iyi ve eksiksiz olmasını sağladığımda daha başarılı ve kalıcı yanıtlar alıyorum. 

Stresli ve zihinsel sorunları, kaygıları olan kişiyi kortizon türevi ilaçlarla baskılayarak iyi edemediğimi uzun vadede sorunların artarak geri geldiğini görünce bedeni parçalara ayırmadan tümüyle ele alan bir yöntemi tedavilerime sokmaya karar verdim. Homeopati bu konuda ruhsal ve zihinsel durumu da ele aldığı için bana daha sıcak geldi.

İlaçların bitki ve minerallerden yapılıyor olması, yan etki ve başka tedavilerle olumsuz etkileşim yapmaması ilgimi çekti.

220 yıldır güvenle tüm dünyanın kullandığı bu iyileşme ve iyilik  hali sağlayan sistemlerin her geçen gün daha fazla doktor tarafından öğrenilmesi mutluluk verici . Hasta olmadan önce özellikle yeni nesli bu tarz tedavilerle şifalandırmak  toplum sağlığımızı koruyacaktır.

Sağlıklı ve Güzel Günler Dileğiyle.

 

Anneler burada buluşuyor! Siz de aklınıza takılanları, merak ettiklerinizi veya öğrenmek istediklerinizi bize Forum Anne Bebek Kulübü üzerinden yazabilirsiniz. Kadınlar olarak birlikte güçlüyüz!

Önceki İçerikÇocuklar can sıkıntısı ile nasıl baş etmeliler
Sonraki İçerikKızamık hakkında bilinmesi gerekenler
Dermatolog Dr. Vildan Şengöz 1996 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldum. 2004 yılında aynı üniversitenin dermatoloji bölümünden uzmanlığımı aldıktan sonra Acıbadem Sağlık grubunda çalışmaya başladım. 2004-2013 yılları arasında Acıbademde çalıştıktan sonra önce Ataşehirde 2013-2018, sonra Beykoz Acarkentte 2018-2021 kendi muayenehanemde çalıştım. 2012 yılından itibaren Sağlık Bakanlığı bünyesinde açılan Geleneksel Tamamlayıcı Tıp Eğitimlerini almaya başladım. 2 yıllık Homeopati Eğitimini tamamlayıp sınavlarımı başarıyla verdikten sonra PNI (Psikonöroimmunoloji) eğitimlerine başladım. Son 2 yıldır Fonksiyonel Tıpla ilgili üst eğitimler alıyorum. Kongre ve eğitimlere devam ediyorum. Dermatolojik antiaging uygulamalar, botox, mezoterapi, kişiye özel bireysel ve bütüncül yaklaşımlarda hem modern tıbbın hem de bütüncül tıp bakış açısının yöntemlerinden faydalandığım kendi protokollerimi uyguluyorum. 2013 yılında Vivekananda Yoga üniversitesinden yoga eğitmenliği eğitimini aldım. İnsana bedenen, ruhen ve zihnen doğası ve fizyolojisiyle uyumlu olarak bir ve bütün yaklaşmak hedefim. Şu anda Ataşehir Medicana Hastanesinde hizmet vermekteyim. Homeopatik bütüncül bakış açısıyla muayene olmak isteyen hastalarımıza uygun olacak şekilde randevu saatlerimiz ayarlanmıştır.

Bir Cevap Yazın