İlk kez anne olacak anne adaylarının “hele bir doğurayım da emzirmek kolay iş” dediklerini duyar gibiyim. Ama emzirmek her anne açısından düşünüldüğü kadar kolay olmayabilir. Hatta anneye ızdırap veren bir durum haline bile dönüşebilir. Sizlere anneliği ilk kez altı ay önce tatmış ve ilk üç ay boyunca zaman zaman tarifsiz sızılar içinde, kah ağlayıp, kah gülerek (sinirden) ama yılmadan bebeğini emzirmeye devam eden taze bir anne olarak yaşadıklarımı aktarmak istiyorum. Paylaşacaklarım belki benim gibi bu durumları yaşayan veya yaşayacak olan anne ve anne adaylarına yol gösterici olabilir. Buyurunuz emziren anneler için tavsiyelerim…
Bebek emzirme nasıl olmalı?
41.Haftada, bir Cumartesi sabahı normal doğum ile oğlumuz Ege’yi kucağımıza aldık. Doğum sonrası oğlumuzu odamıza getirdiklerinde, hemşire memeyi bebeğimin ağzına nasıl yerleştireceğimi uygulamalı olarak gösterdi. Şükür ki Ege de memeyi hemencecik kavradı. Tabi gün boyunca, her iki saatte bir memeyi kavrayıp emdiği için (bu arada emmeye başladıktan kısa bir süre sonra uyku moduna geçiyordu) ben ve ailem inanılmaz mutluyduk ve “ne güzel bir şeymiş bu emzirme” diye diye gülüşüyor ve memeyi her defasında kavrayıp emebildiği için çok seviniyorduk. Ta ki, oğlumuza yaptıkları topuktan şeker ölçümü testinin sonuçları gelene kadar. Biz ne güzel emiyor derken, memeden minimum düzeyde (5cc bile değil) süt geldiğini anlamamız, Ege’nin şekerinin normalin altında çıkmasıyla ortaya çıktı. Emerken uykuya dalması da şekerinin düşmesiyle alakalıymış meğerse.
Sütünüzü arttırmak için bol bol su için
Doğum sonrası bebeğin memeyi kavramış olması her zaman karnını doyurduğu anlamına gelmiyor. En azından sütlerinizi memenizden akarken görmüyorsanız kuvvetle muhtemel durum bu şekilde. Doğum sonrası süt miktarının artması için yapılması gereken en etkili yöntem -doktorların da çoğunun görüş birliği ile- günde en az 3-4 litre su içmek ve yapılabiliyorsa günde 1-2 defa sıcağa yakın suyla duş almak.
Meme ucu yaraları ve bitmek bilmeyen acılar…
Malumunuzdur, vücudumuz kendini doğum sonrası farklı bir sisteme geçiriyor ve bize özgü uzuvlarımız adeta bir süt üretme makinesine dönüşüyor. Tabii bununla birlikte sürekli memenizde bitiveren bir bebek:) Meme ucunda yanma hissi, yara, kanama ve hatta meme ucu tomurcuklarında kopmalara kadar varan acı dolu bir süreç yaşayabilirsiniz. Ama hiçbir acı bebeğinizi doyurabilme, emzirmeyi başarabilme arzunuzu yenmesin/yenmemeli! İnanın, yukarıda tek cümlede yazdığım birçok acıyı bizzat yaşadım. Hatta bunlar da ne ki!
Süt kanallarının tıkanması sonucunda memede sertlik ve ağrı ile ortaya çıkan Mastit (bir diğer adıyla Süt apnesi).
Yetmezmiş gibi emzirme sonrası bebeğin dilinin üzerindeki süt kalıntılarının bakteri oluşturarak mantar üretmesi; sonraki emmede memeye bu mantarı bulaştırmasından kaynaklı sırtta meme hizasında kürek kemiğinin altında bir noktada damarlarınızın kancayla çekilmesi, bir bıçak saplanması gibi acılar da bonus oldu…
Mastit’in çözümü, memeyi bebeğinizin emmediği zamanlarda güçlü bir pompa ile sürekli sağmak. Hastane tipi pompalar çok güçlü ve bu durumlarda en iyisi, üstelik kiralanabiliyor. Sağdığınız sütü buzdolabında normal rafında 3 gün boyunca, dondurucu da saklama poşetlerinde 6 ile 12 ay arasında saklayabilir ve daha sonra biberon, kaşık biberon veya beslenme kateteri ile bebeğinize istediğiniz miktarda verebilirsiniz.
Memede sertlik ve ağrı başladığını hissettiğinizde mutlaka sağmaya başlamalısınız. Aksi halde ağır bir halsizlik üzerinize çökebilir, ateş başlayabilir ve üşüdüğünüzü hissettiğinizden dolayı yorganın altına girip, durumumuzu sıtmaya kadar vardırıp hastanelik olabilir ve genel cerrahın vereceği antibiyotiklere mahkum olabilirsiniz.
Mastit’i dikkate almazsanız bu bahsettiğim sıkıntıların üzerine memenizde biriken ve boşaltamadığınız sütün katılaşıp cerrahi müdahale ile alınmasına kadar korkutucu durumlarla karşı karşıya kalabilirsiniz. Mastit yüzünden iki kez hastanelik olmama karşın ilaçlarıma ve mememi hastane tipi sağma makinesiyle sağdığım için bahsettiğim bu son aşamaya Allah’a şükür varmadım.
Gelelim her emzirme başlangıcında sırtınızdan damarlarınızı çektiren mantar rahatsızlığına…
Emzirme esnasında can yakıcı bir ağrı hissettiren ve meme ucunuzda sızlama ile birlikte beyazlaşma oluşturan mantar da tarifi zor ve emzirmeyi eziyete dönüştüren rahatsızlıklardan bir diğeri… Doktorların Mastit ile ilişkilendirip “geçer geçer” diye geçiştirdiği bu tarifteki bir acıyı yaşıyorsanız gitmeniz gereken adres genel cerrah veya jinekolog değil, dermatolog yani bir cilt doktoru. Bir-iki merhem ile bu rahatsızlıktan da kısa sürede kurtulabilirsiniz.
Buraya kadar yazdıklarımı toplamda 3 ay süresince aralıklarla yaşadım. Yukarıdaki gibi durumlar sayesinde bir zaman sonra ağrıya olan direncim de arttı çok şükür. Anneliğin kutsallığından mıdır, içgüdüsel dürtüler midir bilmiyorum ama bir şekilde yavrunuz için anne sütünün önemini bilip katlanıyorsunuz.
Her şey yavrunuzun gözlerinin içine bakarak onu emzirebilmek ve aranızdaki sevgi ve güven bağının daha da güçlenmesi için…
Elbette anne-çocuk bağı sadece anne sütüne bağlı değil. Bu yüzden benim de yaşadığım rahatsızlıkların daha zorlularını veya farklı sebeplerle emziremeyen annelerin çocuklarıyla bağları kopacak da değil. Sizlere bu yazımda anlatmak istediğim temelde emzirmenin çok kolay olmayabileceğini ama başa çıkmanın da mümkün olabileceği seviyeyi aktarmaktı. Yine de başa çıkamamak da seçenekler arasında yer alıyor. Zira günümüzün bilinçli anne adayları ve teknolojinin de ilerlemesiyle formül mamaların da güvenle tüketilebildiğini görüyoruz. Bütün annelere çocuklarıyla sağlıklı bir emzirme ve beslenme deneyimi diliyorum.