En sevdiğiniz yerleri, alışkanlıklarınızı, mutlu olduğunuz keyif aldığınız şeyleri en iyi en yakınlarınız bilir ve bu yakınlıkta biri ya da birileri varsa hayatınızda bu en büyük şansınızdır. İlgi’nin hayatıma gireceği haberini aldığım andan itibaren bu yakınlığın sonsuza dek süreceğini ve başka hiçbir duyguyla mukayese edilemeyeceğini biliyordum. Yıllar içerisinde sonsuz sevgi temelli bu yakınlık bizi çok iyi bir ekip yaptı, mesela çok iyi tabu oynarız biz, neredeyse kelimelere bile ihtiyacımız olmaz, “Birbirini ne kadar tanıyorsun?” testlerini, yarışmalarını sıfır hata ile bitiririz ve tabi ki birlikte çok eğleniriz. Ayrıca özel günleri asla unutmayız ve kutlama fırsatı bulduğumuz bütün günleri kutlarız. Bu sebeple, benim doğum günümde İlgi’nin bana, çok sevdiğim bir yerde birlikte vakit geçirmeyi hediye etmesiyle, biz Çırağan Palace Kempinski Gazebo Lounge’da akşamüstü çay saati etkinliği yapma fırsatı bulduk.
Anne kız çay saati keyfi
Siz de bizim gibi masallara inanan, bütün prenses hikayelerini bilen, saraylara bayılanlardansanız Çırağan Palace Kempinski’den fazlasıyla etkileneceğinizi söyleyebilirim. Girişte sizi karşılayan rengarenk çiçekler eşliğinde Gazebo Lounge’a doğru ilerlerken karşılaşacağınız Boğaz manzarası eminim başınızı döndürecek. Boğaz manzarası o kadar etkileyici ki içerideki pasta ve çikolata şenliğini daha sonra fark ediyorsunuz. Çırağan Sarayı’ndaki Gazebo Lounge’da çay saati 15.00- 17.00 arası. Çay saatinde size, Ronnefeldt marka çaylar eşliğinde üç katlı son derece şık servis standlarında ve tabakta tamamı Çırağan Sarayı usta aşçılarının yapımı olan çörekler, sandviçler, ev yapımı pastalar, İngiliz scone’ları, mini kanepe ve tatlılar ikram ediliyor. Ayrıca isterseniz köpüklü şarap ikramı da var. Keyifli ve huzur dolu bir akşamüstü, Çırağan Sarayı’nın bahçesinde gezerken, bu muhteşem sarayın öyküsünü tarih boyunca yaşadıklarını konuştuk İlgi’yle…
Çırağan Sarayı’nın tarihi…
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemine tanıklık etse de hikayesi 17. Yüzyıla kadar uzana Çırağan Sarayı , batı mimarisinden ilham alınarak yapılmış, mermer sütunları, süslemeleri, mağrur ve dikkat çekici duruşuyla, Boğaz’dan her geçeni her dönem etkilemiş bir yapı. Saray, bugünkü mimarisine ulaşana kadar birçok kez yıkılmış ve tekrar inşa edilmiş, son hali olan günümüzdeki Çırağan Sarayı mimarisine Cumhuriyet Dönemi‘nde gelmiş. Osmanlılar tarafından kraliyet ikametgahı olarak da kullanılan saray, adını Farsçada “kandil” anlamına gelen “çerağan”dan almış. Sultan Abdülaziz bir süre burada yaşamış ve burada vefat etmiş, Sultan V. Murat bir süre burada nezarette kalmıştır. 1910 yılında çıkan yangında, iki saat içinde bu görkemli saray, zengin ve kıymetli eşyaları ile birlikte yanmış ve kullanılamaz hale gelmiş, büyük zarar gören saray 1990 yılında restore edilerek büyük çaplı bir onarımla, adeta küllerinden yeniden doğmuştur. Günümüzde Osmanlı padişahlarının ilk göz ağrısı olan Çırağan Sarayı hüzünlü hikâyelerini geride bırakarak ihtişamlı ve lüks yapısıyla misafirlerini ağırlamaya devam etmekte.
İlgi ve ben biriktirdiğimiz güzel anlara yenilerini ekledik Çırağan Sarayı’nda. Bana (-yine) aldığım en güzel doğum günü hediyelerinden birini armağan eden Prenses İlgi’me sahip olduğum için binlerce şükrederek ayrıldım Çırağan Saray’ından.
Sevdiklerinize güzel anlar hediye edin, emin olun en kalıcı hediye bu anlar…
Sevgiyle