Yazı İçeriği
Kötü bir gün geçirdiğinizde öfkenizi çocuğunuza yansıtmamalısınız. Çocuğa bağırmak ve ceza vermek gibi davranışlardan kaçınmalı, onunla sevgi ve güvene dayalı bir ilişki kurmalısınız. Peki kriz anlarında çocuklara karşı yaklaşım nasıl olmalı? Klinik Psikolog Nuran Günana, bağırmayan anne baba olmak isteyen ebeveynlere önerilerde bulundu!..
Bağırmayan anne baba olmak mümkün mü?
Ebeveynlerin yapmaları gereken en önemli adımların başında kendi duygularını düzenleme becerisi edinmeleri olmalıdır. Çocuklar kendi duygu düzenlemelerini ebeveynlerini modelleyerek yaparlar. Çocuklar duygularını yönetebilmeyi öğrendiklerinde davranışlarını da kontrol edebilir ve yönetebilirler. Ebeveynler kötü bir gün geçirdiklerinde veya kötü bir durumla karşılaştıklarında kendi ruh hallerinin sorumluluğunu almaları ve kendilerini daha iyi hissedecekleri seçeneklere yönelmeleri gerekir. Ebeveynlerin kendi düşünce ve duyguları üzerinde kontrolünün olması çocuklarıyla yaşadıkları olaylardan farklı sonuçlar elde edebilmelerini sağlar. Yetersizlik duygusu öfkenin nedenlerinden biridir. Kendisini yetersiz hisseden ebeveynler bağırarak veya ceza yönetimini kullanarak çocuğu kontrol altında tutmaya çalışırlar.
Okumalısınız: Öfkenizi çocuğunuzdan çıkarmayın!
Bağırmadan sorunlar ne şekilde halledilebilir?
Olumsuz duygusal tepkilerimiz iyi ilişkiler kurmanın en büyük düşmanıdır. Ebeveynler genellikle işler kızıştığında ne yapacaklarını bilemediklerinden bağırmaya başlar veya çocuklarıyla aralarına mesafe koymayı tercih edebilirler. Öfkelenmek ve bağırmak da bir tür ilişki kurma şeklidir. Fakat bu tür verilen tepkiler çocuklarla ilişkiyi zedeleyen davranış şekilleridir. Ebeveynlerin düşünmeleri gereken ilk şey neden sinirlendiklerini keşfetmeleridir. Bunun altında yatan birçok neden olabilir. Çocuklarına ya kendi otoritelerini kabul ettiremediklerinden ya da onları kontrol altına alma arzusundan kaynaklı olabilir.
Ebeveynler bağırarak kendilerini dinletmeye çalıştıklarında çocuklar bir süre sonra duymazdan gelmeye başlarlar. Ebeveynlerin sesi bu defa daha yüksek ve sert çıkmaya başlar. Çocuklar robot değillerdir. Onların da kendi istekleri, arzuları, tercihleri ve kişilikleri vardır. Çocukların bakış açısından bakılmazsa bir süre sonra işler kontrolden çıkmaya başlar. O zaman kontrolden çıkan olayları tekrar kontrol altına almaya çalışarak işin içinden çıkılamaz duruma girilebilir. Bu durum kimsenin yararına olmaz. Aksine, birçok problemi beraberinde getirir. Ebeveynlerin çocuklarına seslerini yükseltmeleri ve olumsuz davranışlarda bulunmaları çocuğun bu davranışları öğrenmesine sebep olur. Bir süre sonra çocuk da iletişimi bu şekilde kurmaya başlar. Bir diğer problem ebeveynlerin çocuğa bağırması halinde çocuklar kendi fikir ve arzularını dile getiremez hale gelebilirler ve böylelikle özgüvenleri zedelenip silik ve kendini ifade edemeyen veya kendini ifade etmekten korkan birer birey haline gelirler.
Öfkelendiğimizde sakin kalmak iyi bir yol olacaktır. Ebeveynler için sakin kalmak belki de en zor görevlerden biridir. Fakat bunu başaran ebeveynler sağlıklı çocuklar yetiştirebilirler. Sakin ebeveynler çocuklarıyla daha olumlu ilişkiler kurarlar ve böylelikle çocuğun hayatına daha fazla dahil olurlar. Duygusal olarak çocuklarıyla daha fazla paylaşımda bulunurlar. Çocukların isteklerini olumlu şekillerde ifade etmeye çalışmakla başlanabilir. Neyi yapmaması gerektiği değil, yapması gerekeni söylemek önemli olabilir. Çocuk ebeveynlere bir şey anlatırken iyi bir dinleyici olmak iyi bir yoldur. Eğer çocuk heyecanla bir şey anlatırken anne ve baba yeterince ilgilenmiyorlarsa ve o sırada başka şeylerle ilgileniyorlarsa iyi bir dinleyici değillerdir.
Okumalısınız: Aile içindeki sorunlar karneye yansıyor!
Kriz anlarında çocuklara karşı sakin kalamayan anne babalara önerileriniz nelerdir?
Çocukların zorlu davranışlarının altında duygular yatar. Eğer çocuklar kendilerini güvende hissetmiyorlarsa, kabul görülmediklerini hissediyorlarsa, reddediliyorlarsa, suçluluk ve utanç duyguları içerisinde savaşıyorlarsa bunun altında yatan ebeveynlerin yanlış tutum ve davranışlarıdır. Kendilerini duygusal anlamda yalnız hissettiklerinde bu zorlu duygularla başa çıkamayabilirler. Bunun sonucunda öfke krizleri ve olumsuz davranışlar ortaya çıkmaktadır. Çocuklarda öfke nöbetleri 1 yaşından itibaren görülür. Bu, gelişimin doğal bir sonucudur. Çocuklar bu dönemde kendi kimliklerini oluşturmaya ve bağımsızlıklarını elde etmeye çalışırlar. Kelime dağarcıkları tam olarak gelişmediği için kendilerini ifade etmekte güçlük çekerler. Bu sebepten ötürü öfke nöbetleri görülebilir. Öfke, çocuğun iletişim kurma şeklidir. Fakat öfkesini kontrol edebilmeyi ebeveynlerinden öğrenir. Ebeveynlerin çocuğun hangi konularda zorlandığını ve nelerin öfkelendirdiğini tespit etmeleri gerekir. Bunun birçok sebebi olabilir. Örneğin, ebeveynleri modelleme, ebeveynlerin tutarsız davranışları, öfkelenen çocuğun isteklerinin yerine getirilmesi, ebeveynler arasındaki çatışmalar, akranları tarafından reddedilmeleri, çocuğa haksız yere verilen cezalar gibi birçok sebep sayılabilir.
Davranışların bir iletişim dili olduğunu ve çocukların ihtiyaçlarının bir yansıması olduğu düşünmek gerekir. Çocukların duygularını kabul edip davranışlarıyla ilgili konuşmak olumsuz davranışların azalmasını sağlar. Ebeveynlerin çocuklarıyla uyum içerisinde olması aralarındaki sözsüz iletişimde gizlidir. Hayal kırıklığı yaşadıklarında, heyecanlandıklarında veya karmaşık duygular içerisinde olduklarında duygularını kabul etmek, anlamak ve desteklemek güvende olduklarını ve anlaşıldıklarını hissetmeleri için önemli adımlar olacaktır.
Okumalısınız: Öfke nöbetleri geçirmeden çocuklara yemek yedirmek