Yemek yemeyen çocuklara yaklaşım nasıl olmalı?

0
1477
Yemek yemeyen çocuklara yaklaşım nasıl olmalı?
Yemek yemeyen çocuklara yaklaşım nasıl olmalı?

Yemek yemeyen çocuklara nasıl davranılmalı? Çocuklar yemek yemeyi reddettiğinde anne-babanın yaklaşımı nasıl olmalı? Çocukların yemek seçme nedenleri nelerdir? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Kerem Yıldız, yemek yemeyen çocuklar için ailelere tavsiyelerde bulundu!..

Yemek yemeyen çocuklar için anne babalara tavsiyeler 

Çoğu anne baba çocuklarının çok yemek seçtiğinden ya da hiçbir şey yemediklerinden bahsederler. Anne babalar genellikle çocuklar yetersiz gıda alımı yaşadığında, büyümede yavaşlama ya da beslenme zorluğu ortaya çıktığında doktora başvurur. İştahsızlık organik, davranışsal veya oral-motor görev bozukluğuna bağlı olarak görülmektedir. Birçok çocukta organik sorun çözülse de, davranış sorunu devam etmektedir. Süt çocuklarında beslenme sorunlarının çoğu davranışsal faktörlerden kaynaklanmaktadır. Anne-bebek arasında; 2-8 aylar arasında bağlanma bozukluğu, 6- 36 aylar arasında organik bir neden olmadan beslenmeyi reddetme, seçici beslenme en başta gelen davranışsal yeme bozukluklarıdır.

Yemek seçme nedenleri nelerdir?

  • Anne sütünden ek besinlere geçildiği dönemde besinler tek tek bebeğe tattırılmadıysa ve genelde bulamaç bir beslenme tarzı benimsendiyse ilerde çocuk tadını bilmediği besinleri reddeder.
  • Evde bakıcı, anneanne ya da babaannenin büyüttüğü çocuklarda bu sorun daha çok yaşanır. Çocukların kendi kendine yemek yemelerine fırsat vermezler çünkü bu şekilde hem ortalık hem de çocuğun üstü temiz kalır. Ayrıca peşinde dolaşıp bin dereden su getirerek çocukların çok daha kolay yediklerini düşünürler. Ayrıca vicdanen daha rahat ederler.
  • Taklit ettiği ebeveyninin olumsuz davranışları, örneğin sebze yemeyen bir annenin çocuğunda da sebze sevmediği sıkça karşılaşılan bir dönemdir.
  • Yemek yemesi konusunda ısrar ve baskılar, bu dönemde çocuklar kendini ispatlamaya çalışırlar ve tercihlerini ön plana almak isterler. Zorlama ve ısrardan hoşlanmazlar ve bu zorlamalara zıt davranış geliştirerek yemek yemeyi reddedebilirler. 
  • Çocuğun çevreye olan ilgisi yemek yemeyi ikinci plana atmasına neden olabilir, daha çok psikolojik nedenlerle çocuklar yemek seçerler.
  • Seçtiği besinle ilgili geçmişte yaşadığı olumsuz bir duygusu o besini daha sonraları reddetme nedeni olabilir. Örneğin A yemeği çocuğa bir kez zorla yedirilmişse çocuk o besine karşı tepki oluşturabilir.
  • Yemeklerin hazırlama ve sunuş biçimi de yine yemek seçme nedenleri arasındadır.
  • Televizyon karşısında veya ayaküstü yemek yemeleri dikkatlerini yemek yemeye vermelerini engeller ve bir sonraki öğünde de yemeği reddetme davranışı gösterebilirler.

Yemek yemeyen çocuklar durumlarına göre sınıflandırılıp çözüm yoluna gidilebilir

  • Ailesi tarafından iştahsız olarak algılanan normal çocuk: Yaşına uygun gelişen fakat sıklıkla narin yapılı çocuklar, gıda alımları vücut yapısına ve beslenme gereksinimlerine uygun olmasına rağmen aileleri tarafından iştahsız olarak değerlendirilirler. Aile temel beslenme kuralları hakkında bilgilenmelidir.
  • Yemekle ilgilenmeyen hareketli çocuk: Bu çocukların iştahı çok azdır, çabuk doyarlar ve yerken dikkatleri kolay dağılır. Bu çocuklar, hareketli ve meraklıdırlar, çevrelerine yemekten daha fazla ilgi gösterirler. Yemek sunumları dikkat çekici olmalı ve öğün aralarında atıştırmalıklara izin verilmemelidir.
  • Yemeye çok az ilgi gösteren içine kapanık çocuk: Bu çocuklarda tekdüze duygulanım vardır ve yemeğe karşı ilgileri azdır. İştah kaybı, karşılıklı gülümseme, agulama ve bebek ile bakım veren arasında göz teması gibi paylaşımlar azalmıştır. Ailenin uzmanlardan destek alması sağlanmalıdır.
  • İleri derecede yemek seçilmesi: Bazı çocuklar belli bir tada, yapıya, kokuya veya görünüme sahip olan yiyecekleri sürekli olarak reddederler. Yeni gıdalara karşı gösterilen normal direncin ötesinde, daha inatçı bir direnç vardır. Aile çocuğun yaşına uygun besinleri dikkat çekici bir şekilde hazırlayarak küçük porsiyonlarda çocuğa vermelidir.
  • Ağlamanın beslenmeye engel olması: Bazı bebekler herhangi bir nedenle ağlamaya başladıklarında sakinleşemezler. Aşırı ağlama beslenmeye engel olurken, ağlamanın açlığa bağlı olduğunu düşünen anne daha sık beslemeye başlar. Bebekleri sakinleştirmek için beslenme loş ışıklı, gürültüsüz sakin bir odada yapılmalı, bebek rahat tutulmalı ve anne bebeği ten teması olacak şekilde emzirmelidir.
  • Beslenme korkusu: Beslenme korkusu yaşayan çocuklar beslenmeye, vücutlarını çekerek veya ağızlarını açmayı reddederek direnç gösterirler. Böyle durumlarda çocuk uyumak üzereyken ya da rahatlamışken besinlere alıştırılması iyi bir seçenek olabilir.
  • Organik hastalıklara bağlı iştahsız çocuk: İştah azalmasının organik nedenleri dışlanmalıdır. Bazı organik hastalıklarda (çölyak hastalığı gibi) belirti ve bulgular her zaman olmayabilir. Aile iştahı etkileyebilecek rahatsızlıklara karşı bilinçlendirilmeli ve dikkatli olmalıdır.

Çocukların yemek seçmesini engellemek ve seçtiği besinleri yemesi için neler yapılabilir?

  • Eline çatalı alıp ağzına götürmeye başladığı günden itibaren kendi kendine yemek yemesine izin verin, etraf batacak korkusuyla yaklaşmayın, ona sadece yemesinde yardımcı olun. 
  • Bebeklikten itibaren çeşitliliğe önem verin.
  • Ek besinlere 6. ayda başlayın ve ayına göre verilmesi gereken tüm besinleri tek tek vermeye başlayın, 1 yaşına geldiğinde hemen hemen tattırmadığınız sebze ve meyve kalmasın. Bulamaç besinler vermekten kaçının.
  • Onu hiçbir şey için zorlamayın, hele yemesin için asla zorlamayın, çocuklar belli kurallar içinde hareket etmeyi severler, öğün saatleri ve yemek menüsünde iyi bir planlama yapın. Uygun tat, form ve kokuda besinsel değeri yüksek gıdaların hazırlanması ve öğünlerin düzenlenmesinden ebeveynler sorumludur; neyi, ne kadar yiyeceğine çocuk karar vermelidir. Başlangıçta küçük porsiyonlarda besin sunulup, çocuğun iştah ve isteğine göre gıda eklenebilir. Ara öğünler iki ana öğünün tam ortasında olmalı; zamanlaması ve miktarı bir sonraki ana öğünde çocuğun iştahını etkilememelidir.
  • Tutarlı davranın. Çevresinde kim varsa; anne, baba, abla, dede bir davranışı karşısında herkes aynı tutumla cevap vermeli, örneğin ıspanak yemediğinde baba kızar, abla yemesen de olur der, anne dayanamaz sevdiği bir besini yaparsa çocuk en kolay olanı ve işine geleni yapacaktır yani ıspanağı yemeyecek ve annesine sevdiği yemeği yaptıracaktır. Her iki ebeveynde aynı dili konuşmalı ve benzer davranış modeli içerisinde olmalıdır.
  • Çocuğunuzun tercihlerini de göz önünde bulundurun, alışverişe gittiğinizde sepete istediği bir iki besini koymasına izin verin, sebze alırken hoşuna gideni sepete koymasını ondan isteyebilirsiniz.
  • Besinleri her seferinde farklı biçimlerde hazırlayın, her gün farklı menüler hazırlayın.
  • Özellikle sebzeleri değişik formlarda hazırlayın, bir sefer sulu yemek içinde sunduysanız, bir sonrasında böreğin içinde sonrasında etin yanına verebilirsiniz, renklerine göre besinleri çizgi film kahramanlarına benzetebilirsiniz. Yemeklerinizi bir seferlik pişirin, ailece bir öğünde tüketip ertesi güne yemek arttırmamaya çalışın. Veya elde artan yemeği başka şekillerde değerlendirin, mesela artan pirinç pilavını domates suyu ile çorba yapabilirsiniz.
  • Çocuğunuza örnek olun. Tüm aile bireyleri yemek masasında olmalıdır; bilinmelidir ki çocuklar büyükleri taklit ederler. Ayrıca tüm aile bireylerinin masada olduğu mutlu sosyal bir ortamda çocukların daha iyi beslenmesi beklenir. Yemeklerinizi mutlaka aynı masada ailece yiyin, aynı yemekten onun tabağına yiyebileceği miktarda koyun. Daha büyük tabağa koyarak daha az görünmesini sağlayabilirsiniz, sizin yediğinizi gördükçe o da taklit edecek ve yemeye başlayacaktır. İlk seferde sadece tadına bakmaya karar verebilir, asla ısrar etmeyin tadına bakması bile büyük gelişmedir. Yeme davranışlarını kötüleyici sözler söylemekten kaçının aksine olumlu davranışlarıyla övündüğünüzü belirten sözler söyleyin.
  • İştahını kapatacak abur-cuburları karnı açken vermeyin! Yemekten önce meyve suyu, su, cips, çikolata gibi iştahını kapatacak besinleri ortadan kaldırın ve yemesine izin vermeyin. Her istediği besini ona vermeyin. Karnı acıkan bir çocuk yemek yerine aperatif gıdaları tercih eder. Çocuğun gün boyu atıştırmasına, aşırı süt ve meyve suyu tüketimine izin verilmemelidir. Çocuk başlangıçta az yiyebilir, 1 saat sonra biberon ya da anne sütü isteyebilir. Bir sonraki yemek vaktine kadar beklemesi gerektiği söylenir.  Çocukların ellerine bebe bisküvisi verilip iştahları kesilmemelidir. Bebe bisküvisi ile sadece karbonhidrat almış olurlar ki bu sefer de ihtiyaçları olan diğer besin ögelerini karşılamamış olurlar. 
  • Neşeli, sağlıklı sevebileceği besinler hazırlayın! Salatasının veya makarnasının üzerine besinlerle kaş, göz çizebilirsiniz. Fırında yumurtalı ekmek, peynirli sebzeli börekler yapabilirsiniz. Süt tüketmiyorsa sütlü tatlılar yapabilirsiniz.
  • Besinleri ödül veya ceza aracı olarak kullanmayın. Bu onun besinleri size karşı silah olarak kullanmasına neden olur. Ödül veya ceza aracı olarak kullanılan besinlere karşı aşırı düşkünleşip bunun dışındaki besinleri reddetmesine neden olabilir. Ne kadar çok yediği ya da az yediğine bakılarak ödül vermek veya cezalandırmak önerilmez. Yemek asla bir performans olarak değerlendirilmemelidir. Yerine yemeğe odaklanmak sağlanmalı, kendini kaşıkla beslemesine olanak vermeli ve bu şekilde kazanımları sözel olarak ödüllendirilmelidir.
  • Sofrada çok uzun saatler geçirmekten kaçının. Çocuğunuza yemek yedirmek uğruna saatlerce sofrada kalmayın, yemek yemiyorsa 20 dakika bekleyin, sofrayı kaldırın. Karnı acıktığında ise abur cuburdan uzak tutun. Bu yöntem birçok inatçı çocuğun pes etmesine ve sonunda yemek seçmemesini sağlamıştır.
  • İlgisini hazırladığınız besinlere çekmek için farklılık yaratın. Meyveleri meyve salatası yaparak jöle ile servis edebilirsiniz.
  • Bütün çocukların büyülendiği ve odaklandığı en önemli kelimedir masal, çok hareketli bir çocuğu masal ile yerine oturtabileceğiniz gibi besinleri de sevmesini masalla sağlayabilirsiniz.
  • Oyun ve egzersiz açlığı uyarır, ancak aşırı uyarılma ve yorgunluk iştahı olumsuz etkileyebilir. Yemeklerden 10-15 dk önce çocuğun dinlenmesi sağlanmalıdır. Yemek masasında çocuğun dikkatinin yemekte olması gerekir; bu nedenle kitap, oyuncak kaldırılmalı, televizyon kapalı olmalıdır.
  • Ebeveynlerin istediği kadar değil, tokluk hissedinceye kadar yemelidir. Ancak herkes yemeği bitirinceye kadar masada kalmaları sağlanmalıdır. Çocuklar tokluk hissedecek kadar sofrada kalmadıkları sürece tokluk hissini öğrenemezler.
  • İzole besin reddinde ve ebeveynlerin endişesini azaltmak için iştah açıcı şuruplar önerilmez. Eğer besinlerin miktar ve kalitesi konusunda soru işaretleri var ise vitamin ve mineral takviyesi yapılabilir. Özel formüller sağlıklı besin maddelerinin bir alternatifi değildir.
  • Yemeği bitiriyorsun, başarıyorsun yerine karnımız doluyor, midemiz doluyor şeklinde çocuğun bu hisse odaklanmasını sağlamak gerekir.
  • Öğürme, kusma ve tükürme gibi reaksiyona neden olan besini vermeyi kesilmelidir. Eğer sadece yüz buruşturuyorsa değişik zamanda ve küçük porsiyonlarda tekrarlayan sunumlar denenebilir.
  • Yeni besinlerin denenmesinde rol model olmak ve çocuğa besini sunmadan deneme isteğini beklemek gerekir. Böylece ailenin sevdiği yemekler çocukların yemeğe olan merak ve ilgisini artıracaktır. Denediğinde reddetse bile daha sonraki besinleri deneme korkusu azalmış olacaktır.
  • Çocuğun tabağına yeni besini koyup denemesini söylemek besin reddini artıracaktır. Çocuklar yemeğin denenmesinde kontrolün kendilerinde olmasını beklerler.
  • Çocuğa yiyebileceği besinleri hazırlamalı, ancak öğünden öğüne, günden güne besinleri rotasyona koymalıdır.
  • Yemek sırasında çatışmadan kaçınmalı, çocuk kesinlikle zorlanmamalıdır.
  • Yemesi için rüşvet vermek işe yaramaz, olumlu beslenme davranışının gelişmesine yardımcı olmaz.
  • Uykuda ya da uykuya dalarken beslemek özel durumlar dışında önerilmez.
  • Diyetler çok kısıtlayıcı olabilir, değerlendirilip eksik besin maddelerinin desteklenmesi gerekebilir.
  • Çocuklar tatlı yiyecekler ve şekerlemelere genellikle düşkündürler, her öğünde olmamak kaydı ile diğer besinlerle beraber sunulabilir, hatta yemeğin başında da tüketebilir. Ancak planlanmış öğünler dışında bu ürünlerin tüketilmemesi gerekir.

Çocuklarımızı yemek seçmediği, iştahla yediği sofralarda büyütmeniz dileğiyle…

Önceki İçerikBebeklerde büyüme hormonu eksikliği belirtileri nelerdir?
Sonraki İçerikBedeni ve zihni doğuma hazırlamak
Uzm. Dr. Kerem Yıldız
Uzm. Dr. Kerem YILDIZ 1985 yılında Samsun’da doğdu. İlkokul eğitimini Mustafa Kemal İlköğretim okulunda, ortaokul ve lise eğitimini Samsun Anadolu Lisesinde tamamladı. 2003 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesinde başladığı tıp fakültesi eğitimini 2009 yılında başarı ile tamamlayarak mezun oldu. 2009-2013 yılları arasında Sinop Durağan Devlet hastanesi ve Sinop Atatürk Devlet Hastanesi acil servis hekimi olarak görev yaptı. 2013 yılında İzmir Tepecek Eğitim Araştırma Hastanesinde başladığı çocuk sağlığı hastalıkları uzmanlık eğitimini 2017 yılında başarı ile tamamladı. 2 yıllık zorunlu hizmet süresi boyunca Kars Harakani Devlet Hastanesinde binlerce çocuğun sağlığına kavuşmasına yardımcı oldu. 2019 yılından itibaren Antalya’da bulunan Memorial grubuna ait Özel Medstar Antalya Hastanesi'ndeki görevine devam etmektedir. Poliklinik hizmetinin yanında doğumda bebeklere ilk müdahale, yenidoğan ve çocukların servis ve yoğun bakımdaki izlemlerini gerçekleştirmektedir. Yurtiçi ve yurtdışı çeşitli yerlerde yayınlanmış bilimsel çalışmaları ve yazıları mevcut olup Antalya Tabip Odası ve Türk Tabipler Birliği üyesidir.

Bir Cevap Yazın