Otizmli çocuklar için eğitim yöntemleri

0
2881
otistik çocuğun eğitimi nasıl olur?

Otizmli çocuklar için eğitim yöntemleri nelerdir? Otizmde bireysel eğitim nasıl verilir? Otizmli çocukların eğitimi nasıl olur? Algı ABA Terapi ve Çocuk Gelişim Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Parin Yakupyan yazdı…

Otizmli çocuklar karantina günlerini nasıl geçiriyor? Okumak için tıklayın!

Otizmli bireylerde eğitimin önemi 

Hepimiz büyük fedakarlıklarla çocuklarımıza en iyi şekilde ve en iyi koşullarda eğitim aldırmanın derdindeyiz. Herkes imkânı ölçüsünde eğitime yatırım yapmaktadır. Çünkü çocuklarımızın eğitimine yapılan yatırım, çocuklarımızın geleceğine, ülkemizin geleceğine yapılan yatırımdır. Özel gereksinimli çocuklarımız için eğitim; su gibi hava gibi elzemdir. Onunla normalleşme süreçlerini tamamlayabilir  ve hayata entegre olabilirler.

Bu yazımda sizlere otizmli bireylerin eğitiminde kullanılan yöntem ve tekniklerden bahsetmek istiyorum. İnsanlar aldıkları hizmet konusunda ne kadar bilgili, konuya da ne kadar vakıf olurlarsa yapılan çalışmaların daha hızlı şekilde hedefi bulacağı kanaatindeyim. Özel gelişimli ya da normal gelişime sahip bir bireyin ailesi, eğitim ile ne kadar ilgili olursa, eğitimin ne kadar içinde olursa, bunun olumlu yansımaları da çocukta muhakkak olarak daha fazla gelişim olarak gözlenebilecektir.

Otizmin bilinen kesin bir nedeni olmasa da otizmli bireylere üst düzey fayda sağlayacak en etkin yöntemin “yoğun özel eğitim” olduğu biliyoruz. Özel eğitim dediğimiz de ise ; değerlendirmelerle bireye uygun amaç ve kazanımlar belirlenerek, bireye uygun yöntem ve tekniklerle, uzman personeller ile bu davranışların kazandırılmaya çalışılmasıdır.
Peki bu yöntem ve teknikler nelerdir? Sizlere bunları sıra ile açıklamaya çalışacağım:

-UDA/ABA (Uygulamalı Davranış Analizi): Sosyal açıdan önemi olan davranışları değiştirmeyi amaçlayan, davranışçı kuramın öne sürdüğü, davranışın temel prensiplerine dayalı süreçleri kullanan bir bilim dalıdır. Bu yöntem, birey davranışlarını ve bu davranışlarla ilişkili çevresel özellikleri objektif olarak analiz etmeye dayalıdır.

Bu yöntem içinde neleri barındırır dediğimizde ise:

*Ayrık Denemelerle Öğretim (Lovaas Tekniği): Bire bir öğretim oturumunda art arda pek çok öğretim sunumu yapılmasıdır. Bu sunumlarda çocuğa bir soru, komut ya da araç yöneltilir; karşılığında çocuktan bir tepki beklenir, doğru tepkiler ödüllendirilir; yanlış tepkiler ise düzeltilir. Bu sistemle otizmli çocuklara tüm gelişim alanlarından beceriler kazandırılabilir.

Ayrık denemelerle öğretimin daha sistematik biçimi olan yanlışsız öğretimde ise öğretim sırasında çeşitli ipuçları kullanılır. Böylece, çocuğun yanlış yapma olasılığı en aza indirilir. Çocuk ipuçları yardımıyla belli davranışları yapar hale geldikten sonra bu ipuçları yavaş yavaş ortadan kaldırılır.

*Erken Yoğun Davranışsal Eğitim: Uygulama olabildiğince erken yaşta ve bire bir öğretimle başlatılır ve haftada 20-40 saat olarak yürütülür. Uygulamada önceleri ayrık denemelerle öğretim tekniği kullanılırken giderek başka teknikler ve grup eğitimi de işin içine katılır. Uygulama çoğunlukla her çocuğun kendi evinde yürütülür. Ayrıca, tüm gelişim alanlarını kapsayan bir müfredat izlenir.

*Etkinlik Çizelgeleriyle Öğretim: Etkinlik çizelgeleriyle öğretimde çocuğa öğretilecek beceri küçük basamaklara bölünür ve bu basamakları gösteren bir görsel çizelge (örneğin, fotoğraflı defter) hazırlanır. Daha sonra ise çocuğun bu çizelgeyi takip ederek (örneğin, defterin sayfalarını çevirerek), her bir basamağı yapması sağlanır. Basamakları yapabilmesi için çocuğa fiziksel yardım sunulur. Örneğin, çocuğun arkasında durulup elinin üzerinden tutularak defterin sayfasını çevirip fotoğrafta gördüğü şekilde aracı tutması sağlanır. Öğretim sırasında kullanılan ipuçlarının sistematik olarak sunulmasında ve ortadan kaldırılmasında ise yanlışsız öğretim tekniklerinden yararlanılır.

Etkinlik çizelgeleriyle öğretim otizmli çocukların başkalarından bağımsız olarak çeşitli becerileri, özellikle de öz bakım, günlük yaşam ve serbest zaman becerilerini yerine getirebilmelerini sağlamada çok etkilidir. Çocuğun özelliklerine göre çizelge olarak, tek sayfalı ya da çok sayfalı yazılı ya da görsel materyaller kullanılabileceği gibi, bilgisayar gibi teknolojik araçlar da kullanılabilir.

*Replik Silikleştirmeyle Öğretim: Çocuklara etkileşime girme, sohbet başlatma ve sürdürme becerilerini öğretmek amacıyla kullanılmaktadır. Replik silikleştirmeyle öğretim, otizmli çocukları ipucu vererek konuşturmak ya da sorularımıza cevap verdirmekten daha fazlasını amaçlamaktadır. Amaç onlara bizlerle karşılıklı sohbet etmeyi öğretmektir. Örneğin, bir çocuğun repliği öğle yemeği sırasında yanında oturan arkadaşına sabah neler yaptığına ilişkin sorulacak bir sorudan; bir başka çocuğunki ise birinin yanından ayrılırken “görüşürüz” demekten oluşabilir. Yazılı ya da sözlü olarak sunulan replik modelleri zamanla ortadan kaldırılır.

Böylece, çocuk herhangi bir yardım olmaksızın o ifadeyi uygun zamanlarda kullanır hale gelir. 

*Video ile Model Olma: Videoyla model olma uygulamasında çocuğun kazanması hedeflenen becerilerin bir model tarafından sergilenmesinin videoya kaydedilmesi ve çocuğun bu görüntüleri izleyerek davranışı öğrenmesi hedeflenir. Videoyla model olma uygulamasının gerçekleştirilebilmesi için çocuğun taklit etme becerisine sahip olması beklenir. Videodan model olma otizmli çocukların gözlemleyerek öğrenmelerini geliştirmek açısından önemlidir.

*Fırsat Öğretimi: İletişim becerilerinin geliştirilmesi amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Fırsat öğretimi uygulamaları için çocuğun iletişim girişiminde bulunmasına zemin hazırlayacak bir çevresel düzenleme yapılır. Örneğin, çocuğun görebileceği ama ulaşamayacağı bir yere çocuğun çok sevdiği bir oyuncak konur. Çocuk oyuncağa uzanma girişiminde bulunduğunda ise çocuğun oyuncağı istemek için sözel ya da jestsel bir iletişimsel davranış yapması cesaretlendirilir. Çocuğun iletişimsel çabaları, çocuğun istediği yerine getirilerek ödüllendirilir. Giderek çocuktan daha gelişmiş iletişimsel davranışlar beklenir ve gerektiğinde çocuğa model olunur.

Temel tepki öğretimi adıyla bilinen teknik de fırsat öğretiminin bir uyarlaması olup otizmli çocuklarla yaygın olarak kullanılmaktadır.

*PECS: Otizmli ve gelişimsel problemleri olan bireylere hızlı bir şekilde işlevsel iletişim becerileri kazandırmak amacıyla geliştirilmiş resim değiş tokuşuna dayalı bir sistemdir.

PECS’ in amacı bireye temel iletişim becerilerini kazandırmaktır. PECS iletişim problemi olan tüm bireylerde kullanılabilir. Diğer iletişim yöntemleri göz teması kurabilme, motor ve ses taklidi yapabilme gibi ön beceriler gerektirir. PECS bu programlarda yaşanan sıkıntılara çözüm üretmek ve temel becerileri hızla kazandırmak üzere geliştirilmiş bir programdır.

*Sözel Davranış: Bu yöntemde çocuklara işlevsel iletişim becerileri kazandırmak amacıyla çeşitli davranışsal uygulamalar yapılır. Bu uygulamalarda öncelikle istek bildirme ve isimlendirme/betimleme becerilerini kazandırmak hedeflenir. Daha sonra ise daha üst düzey iletişim becerilerini kazandırmak için planlama yapılır.

Sözel davranış yönteminde alıcı dil becerilerinin belli bir düzeye gelmesi beklenmeksizin, ifade edici dil becerileri üzerinde çalışılmaya başlanır. Bu yöntemde her zaman için işlev biçimden daha önemli görülür. Dolayısıyla, ilk basamak olan istek bildirme öğretimi sırasında çocuğun gerçek bir istek bildirme bağlamında konuşma, jest, işaret ya da herhangi bir başka yolla istek bildirmesi ve isteğine ulaşması sağlanır. Bu öğretimi, diğer dil becerilerinin öğretimi izler.

*İşlevsel Değerlendirme ve Analiz: Geleneksel davranış yönetimi sistemlerine bir alternatif olarak geliştirilmiştir. Uygulamanın amacı, davranış sorunlarının işlevlerini belirleyerek aynı işlevlere yönelik uygun davranışlar kazandırmaktır. Davranış sorunlarının temel işlevlerinin başkalarının ilgisini elde etmek, nesne ya da etkinlik fırsatı elde etmek, istenmeyen etkinliklerden kaçmak ya da duyusal haz elde etmek olduğu kabul edilmektedir. Yapılan araştırmalar otizmli çocuklarda sık rastlanan öfke nöbetlerinin genellikle ilk üç işleve hizmet ettiğini; kendini uyarıcı davranışların ise esas olarak duyusal haz elde etme işlevine sahip olduğunu göstermektedir. Bu işlevlere yönelik uygun davranışların kazandırılmasında, başta ödüllendirme olmak üzere davranış artırmaya yönelik teknikler (örneğin, şekil verme ve zincirleme) kullanılmaktadır.

-TEACCH : Programda otizmli çocuğun becerileri, ilgi alanları ve gereksinimleri temel alınır. Bu yöntemde, çocuğun çevreye uyması değil, çevrenin çocuğa uyması amaçlanır. Dolayısıyla, fiziksel ortam özel olarak yapılandırılır, etkinlikler tahmin edilebilir şekilde düzenlenir, takip edilebilecek görsel planlar hazırlanılır ve yapılandırılmış çalışma alanları kullanılır. Çocuklar kendilerine ait çalışma köşelerinde görsel planlarını takip ederek belli becerileri yerine getirirler. Böylece başkalarına bağımlılıkları en aza indirilmeye çalışılır.

-İLİŞKİ TEMELLİ YÖNTEMLER: Çocuklarda duygusal gelişimi ve bağlanmayı ön planda tutan yöntemlerdir. Bu yöntemler içinde en popüler olanlar Floortime (DIR) ve RDI’dır. Bu yöntemlerde çocukla serbest oyun ortamlarında sosyal etkileşimlerde bulunmak esastır. Böylece çocuğun sosyal etkileşimlerde bulunma becerilerini geliştirmek ve bu becerilerden keyif almasını sağlamak hedeflenir. Etkileşimler sırasında çocuğun liderliği izlenir ve çocuğun her yaptığının derin bir anlamı olduğu kabul edilir. Dolayısıyla, çocuğun yaptıkları engellenmez ya da kesintiye uğratılmaz; tam tersine, çocuğun yaptıklarına benzer şeyler yaparak çocukla etkileşimde bulunmaya çalışılır. Floortime’dan farklı olarak RDI’da dinamik zekayı geliştiren etkinliklerin de yer aldığı öne sürülmektedir. 

-SOSYAL ÖYKÜLER: Sosyal öyküler hazırlanırken, okuma-yazma bilen çocuklarda basit cümlelerden, okuma-yazma bilmeyen çocuklarda da resimlerden yararlanılarak öyküler hazırlanır. Hazırlanan öyküler çocuklara sosyal ortamlarda ne yapmaları gerektiğini anlatır. Sosyal öyküler ile belli sosyal becerileri öğrenen çocuk öykünün sahibi olmalıdır; yani öykü onun için yazılmış olmalıdır.

Bu öykülerin çoğu sosyal davranışın içindeki “nasıl”ı ve bazı “neden”leri açıklamaktadır. Her öykü, çocuğun anlamakta güçlük çektiği durum hakkında ayrıntılı bilgi vererek başlar. Sonra öykünün nerede geçtiği, kimlerin olduğu, çekilen zorluğun doğası ve gerçek yaşamda ne olduğu öyküye dahil edilir. “Genelde” ya da “yapmayı, etmeyi deneyeceğim” sözleri cümlelerde kesin sözler yerine tercih edilir. Bunun sebebi hata veya istisnaya da yer vermektir. Çünkü otizmli çocuk kendisine söyleneni anladıktan sonra kuralda yapılacak bir değişikliği ya da uyarlamayı kabul etmekte çok zorlanır.

-KOLAYLAŞTIRILMIŞ İLETİŞİM: Yardımlı iletişim olarak da bilinen kolaylaştırılmış iletişim sözel iletişim kuramayan otizmli çocuklarla kullanılan bir alternatif iletişim yöntemidir. Bu yöntem, çocuğun mesajının, bir yardımcının fiziksel desteğiyle yazılı hale getirilmesidir. Yardımcı, çocuğun elinden ya da bileğinden tutarak çocuğun klavye üzerinde yazı yazmasına yardımcı olur. Bazı sistemlerde çocuğun yazdıkları sözlü hale dönüşür. Bu yöntemin kullanılabilmesi için otizmli çocuğun okuma-yazma bilmesi gerekir.

Özel eğitim gerçekten derin ve engin bir alan. Otizmli bireylerde ise her birey ayrı bir dünya. O dünyalara ulaşabilmek adına çeşitli yöntem ve teknikler denemek zorundasınız. Her bireyde farklı bir metot başarıya ulaştırabiliyor. İyi bir eğitimci tüm teknikleri bilmeli ve gerekli durumlarda çocuğa özel bu teknikleri kullanabilmelidir. Bu tekniklerin birkaçı aynı anda  da kullanılabilir.Unutmayalım eğitimin başarıya ulaşabilmesi aile işbirliği ile sağlanabilir. Aile ne kadar eğitimin içinde ve almış oldupu eğitimleri evde ve sosyal hayatta çocuğuna uygulayabiliyorsa çocuğun başarı şansı o kadar yüksek olur.

Çocuklarımızın eğitimden uzak kaldığı bu dönemde eğitimin onlar için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamış olduk.

Konu hakkında detaylı bilgilenmek isteyenler için sayfanın sonuna kaynakça ekliyorum. Keyifli okumalar sizlere…

Sağlıcakla kalın…

https://www.algiaba.com.tr/wp-content/uploads/2017/04/tanitim-dosyas%C4%B1.pdf 

https://www.tohumotizm.org.tr/otizm_v1/tedavi-yontemleri/egitim-yontemleri_v1/

https://www.otizmvakfi.org.tr/tedavi-ve-egitim/20

http://www.odfed.org/otizmde-egitim/

https://www.oced.org.tr/otizm/otizm-eylem-plani/

Önceki İçerikDental implant uygulamalarında doğru bilinen yanlışlar
Sonraki İçerikGebelik sürecinde alınması gereken vitaminler nelerdir?
Parin Yakupyan
İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nden mezun olmuştur. 1988-2005 yılları arasında tekstil sektöründe finans ve muhasebe bölümlerinde yöneticilik yapmıştır. 2000 yılında doğan ikiz bebekleri kendisine yepyeni bir dünyanın kapılarını açmış ve anneliğin çok farklı ama bir o kadar da kutsal şeklini yaşamaya başlamıştır. İkizlerinden birine 2002 yılında konan otizm tanısıyla tüm ailelerin geçtiği süreçlerden geçmiştir. Şaşkınlık ve reddetme döneminden sonra yapılması gereken çok şeyin olduğunu fark ederek, tüm profesyonel ve sosyal yaşamını yeniden gözden geçirmiştir.   Tanıyı aldıktan 5 yıl sonra özel eğitim alanındaki eksiklikleri görerek, eşi Dr. Garbis Yakupyan ile birlikte hem oğluna daha faydalı olmak, hem de tüm çocuklara daha iyi hizmet sunmak için Algı Eğitim Öğretim Hizmetleri’ni ve ardından da Algı ABA Terapi Merkezi’ni kurmuşlardır. Halen bu kurumlarda yöneticilik görevine devam eden Parin Yakupyan, merkezde görüştüğü ailelere en doğru bilgileri verebilmek için çeşitli eğitim, seminer ve kongrelere katılmaktadır. ABA alanında İngiltere’den gelen ABA Uzmanı Nicola Stanley’den ABA uygulamaları konulu eğitimi almış,  ABA Uzmanı Nükte Altıkulaç’ın verdiği 5 modülden oluşan 40 saatlik eğitim seminerlerine katılmış ve ABA terapisi eğitim sertifikasını almaya hak kazanmıştır. 2002 yılından bu yana, uzun bir maratonda koşmakta olan bir anne ve bir profesyonel olarak çocukların en büyük gelişimlerinin erken tanı ve yoğun eğitim ile başarıldığına inanmaktadır.   Özel eğitim alanındaki faaliyetlerinin yanı sıra özel çocuklar için sosyal sorumluluk çalışmalarının da içinde yer alan Parin Yakupyan, 2014 yılında Özel Çocuklar Eğitim ve Dayanışma Derneği’nin (ÖÇED) kurucusu olarak, bu alandaki çalışmalarını da kurumsal olarak yürütmeye başlamıştır. Farklı gelişim özelliklerine sahip bireylerin başta eğitim olmak üzere tüm gereksinimlerine yönelik çalışan ÖÇED farkındalık ve savunuculuk faaliyetlerini sürdürmektedir.

Bir Cevap Yazın