Gri bir İstanbul sabahına uyandığım, trafik keşmekeşiyle başlayan, iş yoğunluğuyla devam eden bir günün ortasında, Mavi beni çağırdı. Ya çağrısı kuvvetliydi ya da benim ona direnecek gücüm yoktu, bilmiyorum. Birkaç saat içerisinde kendimi sırt çantasıyla uçakta Olimpos’a giderken buldum. Antalya Havalimanı’ndan otogara Havaş veya belediye otobüsleriyle rahatlıkla ulaşılabiliyor, sonra Olimpos’a ulaşım için Antalya Otogarı’ndan Kumluca-Fethiye yönüne giden minibüsler kullanılıyor. Olimpos kavşağında inince ise kavşaktaki minibüslerle sahile kadar inilebiliyor. Olimpos sapağından sahile doğru son nokta 11 km mesafede.
Fotoğraf: Hagop Savul / lostolympos
Doğa, deniz ve mitolojinin harika buluşması
Olimpos, süsten püsten, bütün etiketlerden, maskelerden arınmış, gerçek halini sevenler için önereceğim harika bir yer. Eğer siz, tatile çıkarken bikini-pareo-terlik kombinleri yapan, sabah ayrı akşam ayrı kostümler derdine düşen, makyaj çantası bavulundan büyük olanlardansanız bence Olimpos sizi çağırmıyor emin olabilirsiniz.
En sade halinize uygun olarak, konaklama seçenekleri de yeterli olanaklara sahip bir sadelikte. Ben pansiyon seçenekleri arasından Sheriff Pansiyon’u seçtim. Portakal ve nar bahçesinin içerisinde bungalow evlerden oluşan bir pansiyon. Ağaçların arasında, kendinizle vakit geçirebileceğiniz, kitaplarınıza çay kahve eşliğinde istediğiniz kadar vakit ayırabileceğiniz, uzun saatler hiçbir şey yapmadan durabileceğiniz ya da isterseniz rahat minderler üzerinde saatlerce yazıp çizeceğiniz geniş bir bahçesi var.
Olimpos’un, bir ören yeri olması sebebiyle, çok şükür, büyük bir turistik merkez olması yasalarla engellenmiş ve böylece bölgenin doğal yapısı korunmuş. Sheriff Pansiyondan maviye ulaşmak için, yaklaşık 10 dakikalık, Antik şehirin içinden geçerek, çam ve defne ağaçlarının kokularıyla son derece keyifli bir yürüyüş yapmanız yeterli olacaktır. Ben maviye ulaştığımda ilk görüşte aşk bu dedim, eminim siz de çok etkileneceksiniz. İster sahilde oturup seyredin, ister serinliğine aldırmadan kendinizi maviye bırakın, ya da ister güneşin doğuşuna isterseniz batışına tanıklık edin veya Türkiye’nin Maldivleri diye anılan Suluada turuna çıkın, tüplü dalış yapın, her durumda size iyi gelecektir.
Mavi’den ayrı kalabildiğiniz anlarda üşenmeyin Yanartaş’ı görün, ATV Turu yapın, Kaya Tırmanışını deneyin, bisiklete binin.
Olimpos programınızı, caretta carettaları gözlemlemek için Nisan – Temmuz ayları arasında yaparsanız, gece ve sabaha yakın saatlerde sizlere merhaba diyeceklerdir!
“Hayattan kaçmak için değil, hayatı kaçırmamak için yola çıkın!”
Sevgiyle…