Kolik nedir Kolik bebek nasıl anlaşılır?

0
3420
Kolik ne demektir?
Kolik ne demektir?

Kolik; tipik olarak bir günde 3 saatten fazla, bir haftada 3 kereden fazla, 3 hafta boyunca tekrarlayan aşırı ağlama ataklarıdır. Kolik atakları, öyle bir hastalık olarak kabul edilebilir ki, bebek, aile ve sağlık çalışanları için stres kaynağıdır. Bebek ağlayabildiği kadar şiddette ağlamakta, öncelikle üzerinde titizlikle titreyen annesini, bebeğinin acı çeker tarzda ağlamasına dayanamayan babasını ve meraklı gözlerle kendisine yardımcı olmak isteyen tüm ailesini paniğe sevk edebilmektedir. Bu kolik bebek ağlamalarının nedeni henüz tam olarak anlaşılamamıştır. Nörogelişimsel, psikojenik, diyetsel, genetiksel, anormal fizyoloji, bağırsak-mide ilişkisindeki bozukluklar gibi birçok teori üzerinde durulsa da, genel kabul gören bir sebep ortaya konulamamıştır. Tamamen normal bebeklerde de aşırı ağlama atakları izlenebilmektedir. Genellikle 3-6 hafta arasında başlayan bu ağlama atakları 3 ila 4. aydan sonra kendiliğinden düzelmektedir.

Kolik ağrısını nasıl tanıyalım? 

Kolik ağlaması, normal ağlamadan farklıdır. Kolik tipi ağlama atakları bebekte tipik olarak aniden başlar, sıklıkla ikindi sonrası-akşam saatlerinde görülür, bebek yoğun yüksek seste, ağrısı varmış gibi, çığlıklar atarak ağlar. Ataklar sırasında bebek yumruklarını sıkar, ayaklarını karnına çeker.

Bebeğin yüzünde şiddetli ağlamaya bağlı kızarma gözle fark edilebilir, ağız çevresinde solukluk gözlenebilir. Bebek sakinleştirilemeden saatlerce ağlayabilir. Bazen bazı geceler ara verildiği izlense de, kolik ağlaması genellikle her gün tekrar eder.

Bu bebekleri bu dönemde yatıştırmak zordur. Bazen bir gaz yapma veya dışkı yapmayla bebek rahatlayabilir. Bazı günler ise bebeğin ağlamasını kesmesini sağlayan durum aşırı yorgunluk olabilir.

Kolik ataklarının bebeklerimize vermiş olduğu en büyük sıkıntılardan birisi de, bebeğimizin uyku düzenine ve beslenme alışkanlıklarının oturmasına en çok ihtiyacı olduğu bu dönemde karşımıza çıkardığı zorluklardır. Uyku düzeni oturmayan, beslenme düzeni sağlanamayan bebek huysuzlaşabilir.

Emmeye başladıktan kısa bir süre sonra ağlayarak emmeyi bırakma ya da uykuya henüz yeni dalmışken uyanarak ağlama durumları sık izlenebilir.

Okumalısınız: İnfantil kolik nedir? Bebeğinizin kolik olduğunu nasıl anlayabilirsiniz?

  • Bilinmesini istediğim hususlardan birisi de, halk arasında zannedilenin aksine koliğin görülme sıklığı bebeğin cinsiyeti (erkek/kız olması), beslenme tipi (anne sütü/formüla ile beslenmesi), doğum zamanı (term/preterm bebek olması), çocuk sırası (birinci/ikinci çocuk olma durumu) etkilenmediğidir.

Okumalısınız: Kolik bebeğinizi sakinleştirmenin yolları

Kolik atağı sırasında bebeğe yaklaşım nasıl olmalıdır?

Bebeğimize yaklaşım tarzımızda yapacağımız bazı ufak değişiklikler, atak sayısını çok fazla etkilemese de, atağın süresini ve şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir.

Öncelikle ebeveynler ağlayan bebeklerini hangi aşamada kucaklarına almaları gerektiğini, nasıl sallamaları gerektiğini, hangi ses tonuyla ve ses yüksekliğinde konuşmaları gerektiğini bilmeli, daha güzel bir ifade ile bunu bebeklerini gözlemleyerek öğrenmelidirler.

Çünkü her bebeğin kendisini rahat hissedeceği, daha çabuk ve kolay sakinleşeceği ayrı bir yaklaşım gerekir. Bu yaklaşımı da ebeveyn-bebek ilişkisini güzel ve samimi kurarak belirlemek, her ne kadar zor görünse ve uğraştırıcı olsa da, iyi bir gözlemle anne babalar için zor olmayacaktır.

  • Her ağlayışında uzun süre sakinleşmeyen bebeklerimiz, kendi kendini sınırlayamıyor demektir. Bu durumda önerimiz, bebeğin hafif ağlamaya başladığı anda annesi tarafından kucağa alınmasıdır. Bu bebeklerde vertikal (dikey yönde) sallamanın yararlı olabileceği düşünülmektedir.
  • Kolik şikayeti olan bebekler aşırı gürültüden mümkün olunduğunca uzak olmalı, oturma esnasında rahatsız edici olabilecek, parlaklığı fazla ışıktan korunmalıdır.
  • Bebeğimizi arabasıyla gezdirmek, hatta araba ile gezdirmek rahatlamasını sağlayabilir.
  • Annenin göğsüne yaslayarak güven hissi verdiği, sevgisini hissettirdiği pozisyonda sarılması, bu esnada, sırtına, hafif ve aralıklı bir şekilde vurması yararlı olacaktır.
  • Bebeğimizin karnına sıcak havlu uygulaması yapmak, bebeğe ılık banyo yaptırmak da bebeğimizi rahatlatabilecektir.
  • Bebeğin yatış pozisyonunu değiştirerek, annenin sırtüstü yattığı halde, bebeğini yüzükoyun şekilde kendi üzerine yatırması, bir müddet bu şekilde vakit geçirmesi de fayda sağlayabilir.

Ancak, yüzükoyun yatırılan bebek dikkatle gözlenmeli, ani bebek ölümlerinin sık sebeplerinden olan, başını kaldıramayan bebeğin nefessiz kalması durumu için risk oluşturduğu unutulmamalıdır.

  • Bebeklerin vantilatör ya da elektrik süpürgesi sesiyle sakinleştiği bilinmektedir. Bu sesler canlı olarak ya da ses kaydından bebeğe dinletilebilir.
  • Bazı bebeklerin babalarının sesleri ile, bazılarının hoşlandığı bir müzik, şarkı, melodi keşfetmişseniz (tercihen hamilelik döneminde dinletilen ya da annenin sıklıkla dinlediği bir müzik varsa denenebilir) o ritimlerde sakinleştiği de akılda olmalıdır.
  • Anne bebeğini kucağına almadan önce bebek ile gerekli teması, sözel olarak sakin bir sesle kurmalıdır. Bebeği böylece kucağına alacağından, yanında olduğundan haberdar etmeli, ardından kucağına aldığı bebeğini yatıştırmaya çalışmalıdır.

Bebek ağlarken, annenin vokalizasyonunun, bebeğe sesli cevaplar vererek iletişim kurmasının, bebek ile mümkün olduğunca göz teması kurmanın, bebeğin sakinleşmesinde faydalı olduğu gösterilmiştir.

  • Anne bebeğini beslerken her beslenmede sadece bir memeyi, diğer öğünde öteki memeyi vermelidir. Anne çay ve kahveyi çok fazla tüketmemelidir.
  • Yine anne kendisinde rahatsızlık yapan ya da tükettiğinde bebeğinde rahatsızlık yaptığını hissettiği bir besin saptamış ise bu besinleri azaltmalıdır. Bu kriterimiz dışında herhangi bir özel besin kısıtlamasına gerek yoktur.
  • Annelerin bebeğine masaj yapmasının, bebeği hem rahatlattığı hem de anne-bebek uyumu açısından çok faydalı olduğu bilinmektedir.
  • Antispazmodik özellikleri olan bazı bitki çayları (papatya, rezene, melisa, nane) gaz giderici olarak piyasada bulunmakta, yakın çevrelerce anneye sıklıkla tavsiye edilmektedir. Çayları kullanmak isteyen, fayda gördüğünü düşünen annelerimiz kendisi tüketmeli, bebeklerine sadece anne sütü vermelidir.
  • Piyasada bulunan, bir takım etken maddeler (örn: Simethicone) içererek bebeklerde gaz giderici olduğu, gaz sancısını önlediği düşünülen damlaların etkinliği ve etki süresi tartışmalıdır. Anne sütüne devam, annenin uyması gereken, bebeği için alabileceği en güzel önlemdir.

Okumalısınız: Kolik nedir? İşte her yönüyle kolik bebek tedavisi

Kolik olarak düşünülen bebekte dikkat edilmesi gereken ayırıcı tanılar nelerdir?

Ayırıcı tanı düşünülmesi gereken durumlar göz önünde bulundurulmalı, tanısının konulabilmesi açısından mutlaka doktora başvurulmalıdır.

Yine gün içerisinde, günlük alışılagelenden daha fazla, daha farklı, çok daha uzun süre ağladığı düşünülen bebeklerin de mutlaka bir uzmanca görülmesi gerekmektedir.

Sarsılmış Bebek Sendromu’na dikkat etmeliyiz!

Kolik bebek ağlamalarında dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Kolik bebek ağlamalarında dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

Annelere, bebeklerinin bu ağlama ataklarına mümkün olduğunca sakin kalarak yaklaşmaları, gerektiğinde önce kendilerini rahatlatmaları gerektiği uyarısında bulunmak istiyorum.

Nitekim bebeğinin çok ağlaması ve annenin bebeği susturmada kendini çaresiz hissetmesi kimi zaman öfkelenmesine ve bebeği şiddetle sallamasına sebep olabilmektedir. Bazen bu şiddetli sarsmalarla ne yazık ki, intrakranial kanamalar hatta ölümler oluşmaktadır.

“Sarsılmış Bebek Sendromu” dediğimiz bu üzücü tablo açısından, aşırı ağlayan bebeklerin artmış riske sahip olduğunu unutmamak gerekmektedir.

  • Bebeğimizin uzun süre, yüksek şiddette ağladığı, annenin de kendini yorgun hissettiği dönemlerde mola vermesi, bir süreliğine bebeği babası/başkasına vermesi veya yalnızsa onu güvenli bir şekilde yatağında bırakarak birkaç dakika nefes alarak, kendisinin de rahat ve sakin olduğundan emin olması hayati öneme sahiptir.

Kolik bebek anneleri bu zorlu süreçte dilerseniz forum sayfamızda tecrübeli annelerimizden destek alabilirsiniz! Siz de aklınıza takılanları, merak ettiklerinizi veya öğrenmek istediklerinizi bize Forum Anne Bebek Kulübü üzerinden yazabilirsiniz. Kadınlar olarak birlikte güçlüyüz!

Önceki İçerikBağışıklığı güçlendiren doğal karışımlar
Sonraki İçerikKolik bebeğinizi sakinleştirmenin yolları
Dr. Mustafa Orhan Duyar
1992 yılı Kayseri doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi Kayseri’de tamamladım. Bu süreçte birçok sosyal etkinlikte düzenleyici, konuşmacı ya da katılımcı olarak yer aldım. Lise mezuniyetiyle birlikte 2011 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandım. Üniversite hayatında da birçok etkinlik ve sosyal faaliyetler düzenleyerek, futbol ve voleybol turnuvası, geziler, tıp bülteni çalışmaları, tıp fakültesi öğrencileri eğitim çalıştayları ve tıp kongrelerinde yer aldım. 2014 yılı eylül ayı içerinde ‘’SON MEKTUP’’ adını verdiğim bir şiir kitabım piyasaya çıktı. 2017 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olarak, ilk görev yeri olarak atandığım Tokat ili Almus ilçesi Devlet Hastanesi’nde mecburi hizmetimi tamamladım. Tokat’ta ayrıca gerek görülen görevlendirmeler kapsamında Turhal ve Yeşilyurt ilçe Devlet Hastanelerinde acil servis hekimi olarak görev yaptım. Farklı ilçe devlet hastanelerinde çok sayıda hasta görmenin bana kattığı bilgi ve tecrübelerle birçok branş hakkında fikir sahibi olma imkanı buldum.  2019 yılında, henüz öğrencilik yıllarında ilgimi çeken, mecburi hizmet yıllarında ise bebek ve çocuk hastalarımızla geçirmekten keyif aldığım vakitlerle birlikte ilgi ve alakamın artarak devam ettiği Pediatri bölümünü, Kayseri Şehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıları, kazanarak asistan hekim olmaya hak kazandım.

Bir Cevap Yazın