Kawasaki hastalığı nedir? COVID-19 ile bağlantısı var mı?

0
2738
Çocuklarda kış hastalıkları
Çocuklarda kış hastalıkları

Kawasaki hastalığı nedir, nasıl anlaşılır?  Bebek ve çocuklarda kawasaki hastalığu belirtileri nedir? Kawasaki hastalığının koronavirüsle ilişkisi var mı? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Dündar Yaykıran, kawasaki hastalığı ile ilgili merak edilenleri yazdı…

Kawasaki hastalığı nedir, kimleri etkiliyor? 
Kawasaki hastalığı, ilk olarak 1967 yılında, Japon çocuk hekimi Tomisaku Kawasaki tarafından tanımlanmış olan bir çocukluk çağı vaskülitidir. Vaskülit sade anlatımla damar iltihaplanması olarak tarif edilebilir. Kawasaki hastalığı en sık 6 ay ile 5 yaş arasındaki çocuklarda görülür.

Kawasaki hastalığı vücuttaki orta çaplı arteri tutar. Bunlardan en önemlisi kalbi besleyen koroner arterdir. Zamanında yapılan tedavi ile koroner arter ve kalp etkilenmesi olmadan ve herhangi bir başka hasar bırakmadan, tedaviden birkaç gün sonra iyileşen bir hastalıktır. Ancak zamanında tedavi edilmeyen hastaların %25’inde koroner arter hastalığı meydana gelir. Bu nedenle erken tanı ve tedavinin zamanında ve uygun biçimde yapılması önem taşımaktadır.

Gelişmiş ülkelerde edinsel kalp hastalığının en sık sebebidir. Hastalık en sık Japonya, Amerika Birleşik Devletleri ve Uzakdoğu ülkelerinde görülür. Ülkemizde ise göreceli olarak daha az sıklıkta görülmektedir. Ülkemizde Henoch-Schonlein purpurasından (HSP) sonra ikinci sıklıkta görülen çocukluk çağı vaskülitidir.

Ülkemizde kış ve ilkbahar aylarında daha sık görülür. Hastalığın ortalama görülme sıklığı yaklaşık olarak, Japonya’da 100.000’de 240, Amerika’da ise 100.000’de 17, İngiltere’de ise 100.000’de 8’dir.

Kawasaki hastalığının sebepleri neler ve hastalık nasıl oluşur?

Maalesef 1967’den beri aradan geçen yıllara rağmen Kawasaki Hastalığının sebepleri ve nasıl oluştuğu tam olarak aydınlatılamamıştır. Bazı ırklarda (Japonlarda çok sık. Japonya dışında yaşayan Japonlarda da sık görülüyor.) sık görülmesi, kardeşlerde hastalık görülme riskinin yüksek olması nedeniyle genetik yatkınlığın önemli olduğu ve bazı gen bölgelerinin (8p23-p22 kromozomunda FAM167A-BLK bölgesi) Kawasaki Hastalığı ile ilişkili olduğu tespit edilmiştir.

Hastalığın oluş mekanizması ile ilgili kabul edilen görüş şöyledir: Genetik olarak hastalığa yatkın çocukta bağışıklık sistemi hücreleri bir takım nedenlerle aktive olur. Ancak bu aktivasyon normalden çok daha şiddetlidir. Normalde vücuda dışarıdan mikrop veya yabancı antijen girdiğinde bağışıklık sistemi hücreleri aktive olur, vücuda giren mikropları ve yabancı antijenleri temizler veya kontrol altına alır sonra tekrar sakinleşir normal haline döner. Kawasaki Hastalığında ise normalde vücudu koruması gereken bağışıklık sistemi hücreleri vücudun damar hücrelerine saldırır ve tahrip eder.

Bağışıklık sistemini tetikleyen nedenler:

  • Enfeksiyon etkenleri:
  • Koronavirüsler
  • Parvovirüs
  • Propriobakterium aknes

  • Süperantijenler: 
  • Streptokoksik toksinler
  • Stafilokoksik toksinler
  • Çevresel değişiklikler

Burada bahsi geçen koronavirüsler COVİD-19 harici, önceden var olan ve çocuklarda basit üst solunum yolu enfeksiyonu yaptığı bilinen koronavirüslerdir. COVİD-19 virüsünün Kawasaki hastalığındaki etkisi henüz bilinmiyor. COVİD-19 virüsü, Kawasaki Hastalığı açısından normal koronovirüslere göre daha mı riskli? Bu soruya henüz evet veya hayır şeklinde bir cevap vermek mümkün değil.

Hastalığın oluş mekanizmasını daha anlaşır şekilde anlatmak gerekirse; çocuk, mikroplara bağlı (virüs veya bakteri) basit bir üst solunum yolu enfeksiyonu geçiriyor. Bağışıklık sistemi bu mikrobu yok etmek için asker hücrelerinin sayısını çoğaltıyor ve onları aktive ediyor. Ancak bu asker hücreleri kontrolden çıkıyor ve damar hücrelerine saldırıyor.

Nedeni tam olarak bilemiyoruz ancak neyse ki, Kawasaki Hastalığı tekrar etme olasılığı çok düşük. Ayrıca Kawasaki hastalığı bulaşıcı değildir.
kawasaki belirtileri

Kawasaki Hastalığının belirtileri:

      • Ateş: En az 5 gündür devam eden, antibiyotiklere ve ateş düşürücülere yanıtsız, sürekli yüksek olan ve 39 dereceyi geçen ateş. En önemli belirti ateştir. Bir çocukta ateş yoksa veya ateş antibiyotik ve ateş düşürücüler ile 72 saat için kontrol altına alındıysa, o çocukta Kawasaki Hastalığı yoktur.
      • Çocuk çok halsiz ve bitkindir.
      • Gözlerde akıntı olmadan, gözlerde kızarıklık ve kanlanma olur.
      • Ağız ve dudakta çatlaklar vardır. Ağız içinde aft ve yaralar bulunabilir.
      • Boyundaki lenf bezelerinde şişlik olur. (genelde tek taraflı olur.)
      • El ve ayaklarda parmak uçlarında belirgin şişlik, kızarıklık ve ağrı olabilir.
      • Gövdeye ve kol bacaklara yerleşen kızamığa benzeyen döküntü vardır.
      • BCG (verem) aşısının olduğu yerde kızarıklık olabilir.
      • Parlak kırmızı çilek görünümünde bir dil olur.


Kawasaki hastalığının klinik seyri:

Hastalığın klinik olarak 3 evresi vardır:

Akut dönem: İlk 1-2 haftalık dönemdir. Bu dönemde ateş ve diğer tanısal bulgular vardır. Ancak henüz kalp etkilenmemiştir, ekokardiyografide koroner anevrizması genellikle gözlenmez.

Subakut dönem: 2 ile 4 hafta arası 15 günlük dönemdir. Ateş, döküntü, lenf bezlerindeki şişlik düzelince başlar. Parmaklarda soyulmalar ve trombositoz (kandaki pıhtılaşma hücrelerinin çok artması) gelişir, koroner arter lezyonlarının en sık geliştiği ve ani ölüm riskinin en fazla olduğu evredir. Bu evrede miyokardit, koroner arter genişlemesi, koroner arter anevrizması ve kalp ritim bozuklukları gibi kalp rahatsızlıkları olur.

İyileşme dönemi: 4. haftadan sonraki iyileşme dönemi, her şeyin normale dönmesi 6-8 hafta sürer.


Kawasaki hastalığı tanısı:

Kawasaki hastalığının tanısı için özgün bir test yoktur. Kawasaki hastalığı tanısı için kriterler vardır.
hasta cocuk

Kawasaki hastalığı klasik tanı kriterleri:

Ateş: Olmazsa olmaz kriterdir. Ateş olmadan Kawasaki hastalığı tanısı konulamaz. Sözü edilen ateş; 39 derece üzerinde, 5 günden uzun süren, antibiyotiklere ve ateş düşürücülere yanıtsız ateştir.

El ve ayaklarda değişiklikler: Akut dönemde el ayası, ayak tabanında, ödem. Subakut fazda (2. ve 3. haftalarda), el ve ayak parmaklarında soyulma,

Dudak ve ağız içi mukozasında değişiklikler: Eritematöz ve çatlamış dudaklar, çilek dili görünümü

Her iki gözde konjunktivit

Boyun lenf bezlerinde şişlik (genellikle tek taraflı 1.5 cm çapından büyük),

Döküntü: Gövdeye ve kol bacaklara yerleşen kızamığa benzeyen döküntü

Beş gün ya da uzun süren ateşe ilave olarak 5 temel bulgudan 4 tanesinin olması Kawasaki hastalığı tanısı koydurur.

İnkomplet Kawasaki tanı kriterleri:

Beş günden uzun süren ateş varlığında tanı kriterlerinden 2 ya da 3 kriter sağlandığı durumda CRP> 30 mg/L ve/veya sedim > 40 mm/saat ise aşağıdaki laboratuvar bulgularından 3 ve üzerini sağlayanlar inkomplet Kawasaki hastalığı alırlar.

  1. Anemi (hastanın yaşına göre değerlendirilmiş)
  2. Trombositoz ( > 450.000/mm³ yedinci günden sonra)
  3. Albumin < 3 g/dL
  4. Alanin aminotransferaz (ALT) yüksekliği
  5. Lökosit sayısı (WBC) > 15.000/mm³
  6. İdrarda lökosit > 10/ (mikroskopta büyük büyütme ile her sahada)

Kawasaki hastalığının tedavisi

Kawasaki hastalığı hastanede yatırılarak tedavi edilir. Kawasaki hastalığının temel tedavisi IVIG (intravenöz gammaglobulin) ve aspirindir. IVIG tedavisine dirençli olgularda kortikosteroidler etkin olarak kullanılabilmektedir. Tedavi özellikle ilk 10 günde verilirse daha etkili olmaktadır. Tedavi edilen hastalarda koroner arter hastalığı gelişimi oranı %3-5’lere kadar düşer, tedavi edilmeyenlerde ise %25’dir. 

KAWASAKİ HASTALIĞININ COVID-19 İLE BAĞLANTISI VAR MI?

İlk kez Aralık 2019’da Çin’de ortaya çıkan, yeni tip koronavirüs bilinen adıyla COVID-19 tüm dünyayı esir almış durumda. COVID-19’un çocuklarda nadir görüldüğü ve görüldüğünde de çok büyük oranda hafif seyirli olduğu biliniyor. Ancak son dönemlerde Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da çocuklarda Kawasaki hastalığının sıklığının arttığı bildirilmektedir. İngiltere’de çocuklarda görülen Kawasaki hastalığı sayısı, normalde görülen sayının 6 katına ulaşmış olduğu bildirildi. İngiltere, İtalya, İspanya, ABD, İsviçre, Belçika ve Fransa’nın da yer aldığı bir dizi başka ülkede şu ana kadar bilinen Kawasaki hastalığına yakalanan sayısı 100’ü aştı.

Ülkelerde ortalama olarak 15 ile 20 arasında Kawasaki hastalığına yakalanmış çocuk hasta bulunuyor.  Bu çocuklardan bir kısmının COVID-19 testi pozitif, bir kısmının ise negatif çıktı.

Dünya Sağlık Örgütü’ndeki COVID-19 teknik yöneticisi Dr. Maria Van Kerkhove son dönemde Avrupa ülkelerinde ve ABD’de çocuk ölümlerine yol açan koronavirüs bağlantılı olduğu düşünülen Kawasaki hastalığı benzeri sendromu mercek altına aldıklarını söyledi.

İngiltere’de Ulusal Sağlık Hizmetleri (NHS) yaptığı açıklamada doktorlara, bu dönemde çocuklarda görülme oranı artan Kawasaki hastalığının COVID-19 ile her türlü bağlantısını çok dikkatle incelemeleri ve tedaviyi buna göre hızlı bir şekilde gerçekleştirmeleri çağrısı yaptı.

Ülkemizde de bu konuyla ilgili olarak Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Çocuk İnfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Tezer açıklamada bulundu. Prof. Dr. Hasan Tezer; ‘’Türkiye’de de Kawasaki tanısı alıp, COVID-19 (Sars-CoV2) pozitif olan çocuk hastalar oldu. Koronavirüs tetiklemiş olabilir mi, henüz tam olarak bilmediğimiz bir konu, Kawasaki etiyolojisinde ama olabilir.” Dedi.

Kısacası şu ana kadar hiçbir kurumdan resmi olarak ‘’Kawasaki hastalığı ile COVID-19 arasından bir bağlantı var.’’ veya tam tersi ‘’Kawasaki hastalığı ile COVID-19 arasından bir bağlantı yok’’ şeklinde bir açıklama olmadı.Kişisel olarak, COVID-19’un Kawasaki hastalığı ile bağlantısının diğer coronavirüslere benzer şekilde olduğunu düşünmekle birlikte, bu konunun bilimsel olarak ortaya konulabilmesi için biraz daha zamana ihtiyaç olduğunu belirtmek isterim.

Herkese sağlıklı günler.

 

Önceki İçerikYeni kitap: Hoş Geldin Bebek
Sonraki İçerikAnne sütünden bebeğe hangi hastalıklar bulaşır?
Uzm. Dr. Dündar Yaykıran
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzman doktoruyum. 1981, Acıpayam-Denizli doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Acıpayam’da tamamladıktan sonra, ortaokul 2. sınıftayken aldığım doktor olma kararımı gerçekleştirmek için 1999’da KTÜ Tıp Fakültesinde tıp eğitimime başladım. KTÜ Tıp fakültesinden 2006 yılında mezun oldum. 2006 ile 2010 yılları arasında devlet ve özel sektörde pratisyen hekim olarak çalıştım. Çok sevdiğim ve iyi anlaştığımı düşündüğüm çocuklarla birlikte olabilmek ve onların gelişiminde pay sahibi olabilmek için 2010′ da Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ”Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları” alanında uzmanlık ihtisasıma başladım ve 2015’de ihtisasımı tamamlayarak uzmanlık diplomamı aldım. Haziran 2015 ile Ocak 2017 arasında Bahçelievler Devlet Hastanesi’nde, Ocak 2017 ile Şubat 2019 arasında da Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nde, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzman hekimi olarak çalıştım. Şubat 2019’da, çok sevdiğim çocuklara daha yararlı olabilmek, bebek ve çocuk bakımı, onların fiziksel ve nörolojik gelişiminin takibi, hastalıklardan korunma ve hastalıklarının tedavilerinde daha etkin olabilmek için, İstanbul – Maltepe'de bulunan Özel Kardelen Tıp Merkezi’nde çalışmaya başladım, halen devam etmekteyim. Evliyim. Çok güzel ve zarif bir kadının kocası, çok tatlı ve yakışıklı, 8 yaşında, Oğuz Kaan isminde bir beyefendinin babasıyım.

Bir Cevap Yazın