Yazı İçeriği
Son yıllarda güzellik anlayışı değişiyor. Markalar artık klasik güzellik anlayışı ve geleneksel standartları bir tarafa bırakıp, yeni arayışlara girişti. Özel çocukları da tanıtımlarında kullanan moda endüstrisi, tabuları yıktı. Algı ABA Terapi ve Çocuk Gelişim Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Parin Yakupyan yazdı…
Moda algısı değişiyor mu? Neden özel gereksinimli çocuklar tercih ediliyor?
İnsanlık var olduğundan beri giyim – kuşam bir ihtiyaç olmuştur. Geçen zaman ile birlikte, bu ihtiyaç, vazgeçilmez bir sektör haline gelmiştir. Bu sektörde binlerce firma ortaya çıkmış, çeşitli fiyat aralığında , çeşitli kitlelere hitap eden ürünler oluşturulmuştur. Bu ürünleri oluşturanlar, ürünlerini kitlelerine ulaştırmak, ilgilerini çekmek adına reklam ve pazarlama taktiklerinden faydalanmaktadır. Şöyle ki önceleri ayakkabı almak lüks iken, şimdi neredeyse her elbise göre bir ayakkabı tercih ediliyor. Bir dönem “90-60-90” tarzında mankenlerle bu işi yürütürlerken, şimdilerde ise marka yüzü olarak farklı özellikleri olan modeller tercih edilmektedir. Değişen zaman insanların algılarını, alışkanlıklarını değiştiriyor.
Size belki daha önce duymadığınız birkaç model örneği de vermek istiyorum. Ektodermal displazi hastası Melanie Gaydos, vitiligo hastası Winnie Harlow, büyük beden manken Tess Holliday, androjen fiziksel özellikleri olan Andreja Pejic, erkeksi görüntüsü olan Casey Legler, değişik yüz hatlarına sahip olan Cierra Skye. Molly Bair ve Laura O’Grady, aşırı koyu deri rengine sahip Khoudia Diop, vücudu tamamen dövmelerle kaplı olan Rick Genest, albino olan Shaun Ross bunlardan bazılarıdır. Geçen zaman moda dünyasındaki standart manken/ model kalıplarını değiştirmiştir.
Gelelim konunun bizi ilgilendiren kısmına. Moda sektöründe değişen bu algı, manken model seçiminde özel gereksinimli bireylerimizi de dahil etmeye başlamıştır. Ayberk Aksu ülkemizde sosyal medyadan da bilgi sahibi olduğunuz üzere en bilindik otizm tanılı modelimizdir. Ayberk’in ve annesinin başta otizm daha sonra ne yazık ki kanser ile mücadelesi bilenlerin ayakta alkışladığı bir yaşamdır.
Sizi Gucci Beauty’nin yeni modeli Ellie Goldstein ile tanıştırmak istiyorum. Geçtiğimiz haftalarda 18 yaşındaki Down sendromlu Ellie Goldstein, Gucci Beauty için modellik yapmaya başladı. Ilford, Essex’de büyüyen Ellie Goldstein insanların onu tanıyacağı günü sabırsızlıkla bekliyordu. Her zaman ünlü biri olmak istediğini belirten model, engelleri aşarak Gucci Beauty’nin yeni yüzü. Peki bu ne demek oluyor? Güzellik anlayışı değişiyor mu? Daha önce de hatırlayacağınız üzere marka Armine Harutyunyan ile çalışmaya başlamıştı. Bu gelişmeler akla şu soruyu getiriyor: Geleneksel güzellik kalıpları yerle bir mi oluyor? O halde şimdi herkesin içindeki güzelliği dışarıya yansıtma vakti.
Ellie Goldstein’ın fotoğraflarına bakıyorum. Gucci Beauty’nin Mascara L’Obscur ürünüyle kameralara gülümserken göz kamaştırıcı görünüyor. İçten, sımsıcak ve kocaman bir gülümseme ile adeta içimize işleyen, mutlulukla ışıldayan bir genç kız görüyorum o fotoğrafta. Sizce de öyle değil mi? İnsana en çok mutluluk yakışıyor, Gucci ancak makyaj ürünleri ile bu ışıltıyı yansıtabilir.
Podyumların ilk down sendromlu mankeni olan Madeline Stuart yüzlerce kez podyuma çıkmış, ünlü moda haftalarında boy göstermiştir. İnsanlar ona başaramazsın dediklerinde , o bunu çok çalışma ve mücadele ile aşmış. Grace Strobel ise tıpkı Madeline gibi başka bir down sendromlu modeldir. Georgina Traebert Brezilyalı down sendromlu bir modeldir. Önümüzdeki zaman içerisinde bu modellerin sayısının artacağı da aşikardır. Sosyal medyada konuyla ilgili çeşitli paylaşımlar yapılmakta, özel gereksinimli bireyler taktir toplamaktadır.
Özel çocuklar markalar tarafından neden tercih ediliyor?
Şimdi konuyla ilgili zihnimde bolca dönüp duran bir soruyu sizlerle paylaşmak istiyorum. Çocuklarımız başarılı oldukları için mi seçiliyor, yoksa farklılıkları pazarlama dünyasına kurban mı ediliyor, diğer yandan üreticiler bu özel bireylerin farkında ve yanlarında oldukları için mi marka yüzü yapıyor, yoksa dikkat çekmelerini mi kullanıyorlar?
Özel gereksinimli çocuğa sahip bir anne olarak kaygılarımı ve sorularımı mazur görün. Zihin ne kadar olumlu düşünse de genel olarak toplumun ve insanların bakış açısından kaynaklı bir “ mi acaba” sorusu kalıyor insanın aklında. Yoksa gerekli imkan, alt yapı ,eğitim ve destek verildiğinde çocuklarımızın farklı branş ve alanlarda ortaya koyduğu başarıları hepimiz biliyoruz. Buradaki seçimler umarım ki insanların farkındalılıklarından ötürü ortaya çıkmıştır.
Gerçekten gerekli destek verildiğinde, gerekli alt yapı oluşturulduğunda çocuklarımızın daha çok başarısı olacaktır. Aynı havayı soluyup, aynı güneşin altında ısınıp, aynı yağmurda ıslandığımız şu hayatta tabi ki çocuklarımızın yeri de var, başarıları da olacaktır. Yeter ki insanlar onları yok saymasın, yüz çevirmesin , şans versin.
Hayat birlikte ve farklılıklarla güzel…
Sağlıcakla kalın.