Sağlıklı bir şekilde dünyaya gelse de her bebek için aileler düzenli sağlık kontrollerini yaptırmalıdır. Bazı hastalıklar vardır ki belirti vermeden ilerleyebilir. Kan ve idrar tahlillerini düzenli aralıklarla yaptırmalı ve çocuğunuzun hareketlerini iyi gözlemlemelisiniz. Çocuklarda böbrek taşı hastalığı hakkında merak edilenler ile ilgili Çocuk Ürolojisi Uzmanı Prof. Dr. Tarkan Soygür Anne Bebek Kulübü okuyucuları için yazdı.
Çocuklarda böbrek taşı hastalığı neden olur?
Bebek ve çocuklarda da, büyüklerde olduğu gibi, kum dökme sorunu ile karşılaşılabilir. Bebeklerde kum dökme, genellikle annenin bebeğinin bezinde pembe, kırmızı bazı lekeler ya da parçacıklar görmesi ile fark edilir.
Aslında, bebeklerde oldukça sık karşılaşılan bu sorun, bebek büyüyüp, böbrekleri geliştikçe ve bebek su içmeye başladıkça kendiliğinden düzelir. Yani çok telaşlanılacak bir durum değildir.
Ancak, kum dökme, böbrek ve idrar yollarında taş oluşması için bir risk oluşturduğunda, kum dökme sorunu olan bebeklerin böbrek ve idrar yollarının, ultrason ile mutlaka kontrol edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, kum dökme ile birlikte, bazı metabolik rahatsızlıklar (idrarda aşırı kalsiyum ve okzalat atılımı, kanda kalsiyum ve ürik asitin yüksek olması gibi) olabileceği için, bazı idrar ve kan tahlillerinin de yapılmasında da büyük fayda vardır.
Ultrasonda taş görülmüyor ise, bebeğin 2 yaşına kadar, 3-4 ayda bir kez ultrason ile kontrol edilmesi yeterli olacaktır.
Böbrek taşları hiçbir belirti vermeden sessizce kalabilecekleri hatta bazen sessizce idrarla atılabilecekleri gibi, bazen de çok şiddetli ağrı, bulantı kusma, idrarda kan gelmesi ve kanalı tıkayıp enfeksiyona yol açarlarsa yüksek ateşe neden olabilirler.
Büyüklüğü 5mm ve altında olan taşlar genellikle kendiliğinden düşebilmektedir. Taş büyüklüğü 5-15 mm arasında olan durumlarda ise ilk tedavi seçeneği, vücut dışından ses dalgaları ile taşın kırılmasıdır. Bu yönteme ESWL denmektedir.
Aslında ESWL bir ameliyat değildir. Ancak bebek ya da çocuk hafif ağrı duyabileceği için ve işlem sırasında bebeğin hareket etmemesi için hafif anestezi altında uygulanan bir işlemdir. Bu konuda tecrübeli merkezlerde, küçük bebeklerde dahi oldukça başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.
İdrar kanalına düşen ya da böbrek içindeki daha büyük taşlar için endoskopik yöntem dediğimiz fleksible üretersokopi (kapalı ameliyat) ya da böbreğe bir delikten girmek sureti ile yapılan perkütan nefrolitotripsi ameliyatları gerekli olabilmektedir.
Bu ameliyatlar tamamen kapalı olarak gerçekleştirilmektedir. Bebeğe uygun çok ince endoskopik aletler ile taşın bulunduğu yere kadar gidilmekte, taş görülerek lazer enerjisi ile kırılmakta ve kırılan parçalar dışarı alınmaktadır.
Diğer taraftan, taş hastalığı tekrar eden bir özellik gösterdiği için, çocuğun metabolik açından değerlendirilmesi ve kırılan ya da düşen taş parçalarının da kimyasal olarak incelenmesi ve taşın cinsinin ortay konması son derece önemlidir.
Taş oluşumu birçok metabolik faktöre bağlı ortaya çıkabilir. Bunların bir kısmı genetik, bir kısmı ailesel ve bir kısmı da sonrada ortaya çıkan nedenlerdir.
Taş hastalığı tespit edilen bebek ve çocukların su ve sıvı alımının arttırılması ve aşırı tuz tüketimlerinin azaltılması kadar, cips, kraker, çerez gibi abur cubur türü gıdaların ve çikolata, çay, kahve gibi çocuk beslenmesinde zaten yer almaması gereken yiyecek ve içeceklerin de yemeklerden çıkartılması gerekir.
Taş hastalığı olan bebek ve çocuklarda, taşın kalsiyum yüksekliğine bağlı olduğu düşünülüyorsa, yaşamın ilk yılında rutin olarak kullanılan D vitamini azaltılabilir veya bazen de tamamen kesilebilir. Ayrıca aşırı C vitamini alımının da idrarda okzalat atılımını artırarak, böbrek taşlarına neden olabileceği unutulmamalıdır.
Bol su ve sıvı alımı, az tuz (sodyum) ve hayvansal protein tüketilmesi, beslenmenin temelini oluşturur. Aksi söylenmedikçe; kalsiyum yani süt ve süt ürünlerinin kısıtlanmasına gerek yoktur.
Sürekli kabızlık hali taş oluşum riskini arttırdığı için, kabız kalmayacak şekilde lifli ve posalı gıda tüketilmesi de tavsiye edilir.
Limon’daki sitrat böbrek taşına karşı etkili olmaktadır. Bu nedenle sıvı gereksiniminin bir bölümü limonlu su ya da az şekerli limonata şeklinde alınması önerilebilir.
Yeni anneler burada buluşuyor! Siz de aklınıza takılanları, merak ettiklerinizi veya öğrenmek istediklerinizi bize Forum Anne Bebek Kulübü üzerinden yazabilirsiniz. Kadınlar olarak birlikte güçlüyüz!