Çocuklara tuvalet eğitimi nasıl verilmeli?

0
2223

Bir tuvalet masalı
Bir annenin sabrının sınandığı nadir zamanlar vardır. Bence ne 2 yaş sendromu, ne yemek yememe sendromu, ne uyku terörü, ne ateşli hastalıklar “Tuvalet eğitimi” kadar beni sınamamıştı. Oğluma iki denemeden sonra bir gün içerisinde tuvalet eğitimini veren ben, iş kızıma gelince epey uğraştım. Sütler aldım, yoğurtlar yaptım, oyuncaklar aldım ama gene de bana mısın demedi bizim minnoş! Ama sonunda kazanan anne oldu, tabii evlat da kazandı. Şimdi kendi işini kendi halleden bir birey oldu. Sıkı durun… Olayları geriye sarıp teker teker anlatmaya başlıyorum.

Canım kızım Ela, 2015 Eylül doğumlu. Geçtiğimiz sene şahane doktorumuz kızımın da doktor Cem amcası (Uz. Dr. Cem Öcal) artık tuvalet eğitimine başlayabileceğimizi ifade ettikten sonra heyecanla bu işe girişmek istedim. Eğlenceli lazımlıklarla, Ela’nın seveceği türden oyuncaklarla, biraz da oyunla bu işi çözebileceğimizi söyleyerek, “Bir sorun yaşarsanız mutlaka bilgilendirin” diye de ekledi.

Hemen gittim oyuncak formundaki lazımlıklardan aldım, bir tane güzel bebek aldım, lazımlığı koyacağım bölüm için neşeli stickerlar aldım ve işleme giriştim. Ela da bu hediyeleri görünce epey sevindi. Ama bana “Bunları aldın, güzel güzel oynarım ama tuvaletimi yapmam” dedi. Açıkçası çok da kale almadım bu söylediğini. Keşke alsaymışım! Ne oyuncaklar, ne stickerlar, ne lazımlıklar işe yaramadı.

4 gün boyunca tuvaletini tuttu

Cem amcamızla konuştuğumuzda “Belki de hazır değildir, tatil planınız varsa belki orada çözebiliriz bu konuyu” dedi. Geçen yaz hep birlikte güzel bir otele gittik amaç Ela’nın bezden kurtulmasını sağlamaktı. Fakat biz ne yaptıysak Ela’da ters tepti. Ve direkt olarak tuvaletini tutmaya başladı. Uzun saatler çişini tutuyordu, kakamızı ise 4 gün boyunca tuttu. Ela’nın karnı şişti ve istifra etmeye başladı. Biz bez ve tuvaletten bahsettikçe Ela hastalanmaya başladı. Tatilde hastanelik olduk. Hastanedeki doktor genel muayene ve tetkiklerden sonra Ela’nın hiçbir hastalığı olmadığı kanısına vardı. Tetkik sonuçlarını Cem amcamızla konuşunca “Anlaşılan inat ediyor, en iyisi yeniden bezleyelim” dedi.

Ela o günden sonra mutlu mutlu bezleriyle dolaştı. En son bu sene yaza doğru kakasını yapacağını söyledi, çişini yaptığını söyledi. Ben de sevdiğim bir Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Leyla Alkaş ile bir yerde tuvalet krizimizi konuştum. Leyla Hanım çok farklı fikirler verdi ve bir sorun yaşarsak kendisini istediğim zaman arayabileceğimi söyledi.

Israrcı olmayın, sabredin
Leyla Hanım’ın anlattığına göre, “Çocukların 24-36 ay arasında tuvalet alışkanlığını edinmesi beklenir. Her çocuğun gelişimi farklı olduğu için tuvalet eğitiminin ne kadar süreceği de çocuğa göre farklılık gösterebilir. Bazı çocuklar hızla öğrenirken, bazılarının bu alışkanlığı kazanması zaman alabilir. Bu süreçte aşırı ısrarcı olmamaya çalışmak önemli. Onu tuvaletini söylemeyi öğrenmesi için cesaretlendirmeli, teşvik edici olmalısın. Asla otoriter davranmamalısın. Sert olursan direnç gösterir. Bazen de bazı çocuklar tuvaleti korkutucu bulabilir. Kakasını vücudunun parçası olarak görebilir, atmak istemez. Bunlara tepki göstermemelisin. O nasıl istiyorsa, ısrarcı olmadan seçenekler sunmalısın. Beziyle oturtabilirsin, sonra seçenek sunarak ‘istersen bezini çıkaralım o şekilde otur’ diyebilirsin. Sabırlı ve sakin olmak çok önemli.”

Hikaye uydurdum
Derken bu yıl yani benim minnoş kızım 4 yaşına geldiğinde tuvalet eğitimine yeniden başladık. Drama eğitmeni kuzenim Tülin Boz’un da yardımlarıyla bu bir başarı hikayesine dönüştü. Tülin bana, tuvaletle ilgili bir masal uydurabileceğimi söyledi ve “Tepkiye göre de masalı devam ettirebilirsin veya ettirmezsin ama asla ısrarcı olma masalın içinde” dedi.

Ben de başladım bir tuvalet masalı uydurmaya. “Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur zaman içinde bir çocuk varmış. Bu çocuk çok uslu, akıllı bir çocukmuş. Ancak dört yaşına gelmiş ve tuvaletini söylemiyormuş. Bir gün bu çocuk annesini mutlu etmek istemiş ve bezini kendisi çıkarıp annesinin ona aldığı tuvalete oturmuş. Çocuğun kakası varmış. Bir anda kakası çıkmış. Palemon çok mutlu olmuş ve annesine seslenmiş. Annesi geldiğinde çocuğun kakasını yaptığını görünce halay çekmeye başlamış, oynamış ve onu kutlamış. Sonra da “Bu kaka annesini özlemişti sen de onu annesine gönderdin aferin” demiş. Birlikte sifonu çekmişler ve kakalara “Güle güle” demişler.”

Ama başarılı olmadı!

Yeğenler yardım etti
Bu tuvalet denemesi her gün alta kaçırarak devam etti taaaa ki, kuzenim Tülin’in ikizlerinin isimlerini kullanana kadar. “Sone ve Dora seni sordu, kakanı yaptın mı diye sordu”, “Sone ve Dora eğer tuvaletini klozete yaparsan sana parti yapacakmış”, “Sone ve Dora sana elektrik süpürge oyuncağı alacakmış” türevinden cümleler kurup “Yine de sen bilirsin kızım, istediğin şekilde yapabilirsin” diye ekledim. Bu cümleleri kurduğum gün Ela önce lazımlığa tuvaletini yapmaya başladı. Neredeyse aralıklarla 1 senedir uğraştığımız denemeler nihayete erdi. Söylediğimiz elektrikli süpürge oyuncağını aldık. Şimdi Sone ve Dora’nın tatilden gelmesini bekliyoruz ki ona evde küçük bir parti yapalım.

Tuvalet eğitimi verirken yapmamız gerekenler:

  • Kaka ve çişinden rahatsız oluyorsa, sabahları altı kuru kalkıyorsa hazır demektir
  • Çocuğunuza güvendiğinizi hissettirin ve ona cesaret verin
  • Tuvaleti tanıtın, kakanın nasıl olduğunu anlatın, çişin ne olduğunu anlatın
  • Beğendiği lazımlığı alın
  • Kademeli olarak alt açın. İlk gün beziyle başladıysanız ertesi gün buna ihtiyacının olmadığını söyleyin ve normal küloda geçin.
  • Altına kaçırırsa kızmayın, “Bu olabilir, korku yok. Lazımlığa yapabilirsin” diye motive edin.
  • Eğer lazımlığa yapmaya başladıysa küçük ödüller verebilirsiniz.
  • Lazımlığa yaptıysa bunu dans ederek kutlayabilirsiniz. Mutlaka onu övün
  • Her zaman pozitif olun, onu desteklediğinizi belirten şeyler söyleyin.
  • Her çocuk aynı zamanda tuvaletini öğrenmeyebilir. Onu başka çocuklarla kıyaslamayın
  • Eğer zorlandığınız bir durum varsa mutlaka hekiminize danışın
Önceki İçerikMüthiş bir seks hayatı için yapmamanız gerekenler!
Sonraki İçerikObsesif kompülsif bozukluk (Takıntı hastalığı) ve çocuklar
Begüm Çelikkol
1983 yılında İstanbul’da doğdum. İlkokul, ortaokul ve liseyi yine İstanbul’da bitirdim. 2001 yılında Ege Üniversitesi’nde Radyo, TV ve Sinema eğitimi aldım. Okul sürecinde staj yaptığım ATV’deyken hemen yan binası Habertürk’e bakıp, “Okul bittiği zaman buraya işe girsem keşke” diyordum. Okul bitti ve ben sektörel dergiler yapan Trixi Medya Grubu’nda 3 derginin içerik editörlüğünü 6 ay üstlendim. Ama hayalim çok gecikmedi ve 1,5 sene rötarla bir tesadüf eseri Habertürk’te buldum kendimi. Habertürk’ün Web sitesinde tam 6 sene çalıştım. Sağlık, ekonomi, gezi alanlarına baktıktan sonra Yeni Şafak Gazetesi’ne geçtim. Burada da hem gazetenin sağlık editörlüğünü yaptım hem de kurumun web sitesinde haber editörlüğü yaptım. Burada ayrıca gazetenin Pazar ekine sağlık haberleri yaptım. Ayrıca kuruma ait olan SkyRoad dergisinde sağlık haberleri yazdım. Kurumun internet sitesinde yayınlanan Dönüm Noktası isimli programı sundum ve web sitesine yönelik haberlerde perfore okudum. Sağlık branşıyla tanışmam ise Ege Üniversitesi’nde oldu. Okulun haber ajansında çalıştığım süreçte, okulun tıp fakültesindeki pek çok vaka haberine imzamı attım. O süreçte organ bağışı kampanyasını yürüttük çalıştığımız ekiple. Sonrasında da sağlık branşını sevdim ve bu alanda devam ettim. Daha fazla insana dokunmam gerektiğini düşündüğümden gazetecilik hayatımı sonlandırıp özel bir hastanenin medya departmanında geçtiğimiz sene Haziran ayında işe başladım. Bu süreçte iki kez anne oldum. Mustafa Kemal adında bir oğlum, Ela adında bir kızım var. Yani hem iş hem annelik kariyerime devam etmekteyim. Sizlere de pek de beceremediğim annelik kariyerimden bahsedeceğim.

Bir Cevap Yazın