Bebek bakıcısı seçerken dikkat edilecekler!

0
2481

Aileye katılan her yeni üyenin, öz bakım ve gerekli tüm ihtiyaçlarının karşılanmasıyla birlikte, ebeveynler tarafından merak edilen en önemli konu, annenin çalışmaya başlayacağı süreçte bebeğe kimin bakacağı konusudur. Bebek bakımında en kritik süreç 0-2 yaş dönemidir. Anne bebeği ile bu dönemi doyasıya geçirebilirse, bebek bu önemli süreçte, anne ile güvenli bağlanmayı hakkıyla yaşayacak ve bebek bu süreçte anneden alması gereken sevgi, ilgi, merhamet, şefkat duygularını doyasıya yaşama fırsatı bulacaktır. Konu bebek bakımı olduğunda, öncelikle tercih edeceğimiz birinci kriter, en azından güvenli bağlanma döneminin önemli bir basamağı olan 0-2 yaş aralığında çocuğa annenin bakmasıdır. Ancak zorunlu durumlarda bebek bakıcısı ve aile büyüklerinden de destek alabilirsiniz.

Annenin çocuk ile birlikte vakit geçirmesi, onun temel ve duygusal ihtiyaçlarını karşılaması çocuğun gelişimi için önemlidir. Anne için de, çocuğunun ilklerine şahit olmak çok keyifli bir süreçtir. Eğer anne çocuğun bakımını sağlıyorsa, onun ilk adımına, ilk kelimesine, ilk dişine şahit olma imkanı yakalayacaktır.

Ama annenin, çocuğunun bakımını uzun süre üstlenme gibi bir şansı olmayabilir. Çalışan bir annedir ve zamanı geldiğinde işinin başına dönmek zorunda kaldığı için,

Bu noktada ikinci seçenek olarak karşımıza, çocuğa kendi ailemizden birisinin bakması ihtiyacı doğar. Bu kişi genellikle anneanne ya da babaanne olur. Aile büyüklerinin olmadığı durumlarda, bir diğer alternatif, aile yakınlarından bir bireydir.

Anneanne – babaannelerin yaşının 50 ve üzeri olduğunu ve genellikle de sağlık problemleri olduğunu düşünürsek, çocuğun temel ihtiyaçları olan yeme, uyku, alt değiştirme gibi günlük rutinleri yapabilmelerinde herhangi bir sakınca olmaz.

Ama elbette, bebeğin yalnızca temel ihtiyaçlarının karşılanması değildir mühim olan. Bunun ötesinde bebekle güçlü bir bağ kurarak, bebeğin her türlü zihinsel, beyinsel ve duygusal gelişimine katkı sağlayacak bilgi ve becerinin de bulunması gerekir anneanne ve babaannelerde. Bu gereksinimi yerine hakkıyla getiremeyen aile büyükleri, torunlarına fazlasıyla sağduyu ile yaklaşarak, ellerinden geldiğince yardımcı olmaya çalışırlar yine de. İşte bu noktada, bebeğimizin ebeveyni olarak, aile büyükleri ya da bakıcı arama tercihi arasında ikilemde kalmamız olasıdır.

Hangisini Tercih Etmeliyim?

Pek çok kişi bakıcı mı yoksa yakın bir akraba ile mi çalışacağı konusunda belli kaygılar yaşamaktadır. Yakın akrabalardan ya da annelerden biri çocuk sahibi ise elbette çocuk bakımı konusunda tecrübelidir. Fakat önemli olan çocuğu kimin daha verimli yetiştirebileceğidirÇocuk bakıcıları belli alanlarda eğitim aldıklarından ve belli durumlarda nasıl müdahale etmeleri gerektiği konusunda bilgi sahibi olduklarından dolayı elbette daha profesyoneldir. Şu da bir gerçektir ki, ilk defa bebek bakımı yapacak olan bir bakıcı, bir anne kadar tecrübeli olmamaktadır. Çünkü kitaplarda yazanlar ne yazık ki pratikte olduğu gibi değildir. Hatta sırf bu nedenlerden dolayı da pek çok ebeveyn, bakıcıdan ziyade annelerinden birinin çocuğun bakımını üstlenmesini talep etmektedir.

Şimdi gelelim esas konuya!.. Bakıcının mı çocukla ilgilenmesi gerektiği yoksa yakın akrabalardan birinin mi çocukla ilgileneceği de kafaları karıştırmaktadır. Elbette bir anne, bakıcılara göre daha tecrübelidir; fakat anneler çocuklarına belli kurallar koymakta, bakıcılar da bu kuralların dışına çıkmamaktadır. Bu nedenle de bakıcıların çocuklarla ilgilenmeleri elbette yakın akrabalara göre çok daha profesyonel bir yaklaşım olacaktır.

Günümüzün şartlarının zor olması, çoğu aileyi bebek bakımı konusunda öncelikle, aile büyüklerinden yardım almaya yönlendirmektedir. Malum, ekstra bir bakıcı ihtiyacı + ücret demektir. Ve bu ihtiyacı günümüzde karşılayacak aile imkanları maddi boyuta göre çeşitlilik göstermektedir.

Peki tüm bunlar göze alındığında, bir bakıcı tercihinde bulunmak istersek, bir ebeveyn olarak ne yapmamız gerekir ?

Çocuk Bakıcısının Tecrübesi

Çocuk bakıcısı aslında belli zaman içinde bebek bakımı ile ilgili her türlü bilgi ve tecrübeye sahip olan ve bakım işini profesyonelce yapan kişilerdir. Neticede çocuk gelişimi bölümünden mezun olan ve belli alanlarda da kendini geliştirmiş olan kişiler bu mesleği icra etmektedir. Çocuk bakıcılığı yapan pek çok kişi de bulunmaktadır; fakat bu kişilerin hangi alanlarda donanımlı olduklarına dair de kesin bir bilgi bulunmamaktadır.

Ebeveynlerin öncelikli olarak bakıcı olarak seçecekleri kişilerin portfolyosu hakkında detaylı bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Kaç yaş aralığında çocuklara bakıldığı ya da ne kadar zamanlı bir bakım hizmeti verildiği de yine büyük önem taşımaktadır.

Çocuk bakıcılığı yapmak için aday olan kişilerin daha önceki ebeveynler ile aralarında nasıl bir ilişki olduğu, çocuklara nasıl baktığı ve buna benzer pek çok konu da yine kişileri yakından ilgilendirmektedir. Bu sebeple de kişilerin mutlaka gerekli aramaları yapması ve bakıcı ile alakalı detaylı bilgi edinmesi gerekmektedir. Buna göre bakıcı seçimi yapılmalı ve uygun olan bakıcı ile anlaşma sağlanmalıdır.

Neden Çocuk Bakıcısı?

Çocuk bakıcıları öncelikli olarak bu alanda eğitim almış olan kişilerdir. Meslekleri bu olduğundan dolayı da işlerini en titiz şekilde yapmaya özen gösterirler. Bakıcıların seçilmesindeki en önemli neden ise bu kişilerin anne ya da babanın koymuş olduğu kurallara bağlı kalmak durumunda olmasıdır. Şöyle bir örnek verecek olursak; anne, bakıcıya çikolata yemenin, yarım saatten fazla televizyon izlemenin ya da dışarıya tek başına çıkmanın yasak olduğunu söylediği takdirde bakıcı da bu kurallara uyacaktır. Bu nedenle de annenin gözü arkada kalmayacak ve maaş karşılığı sunmuş olduğu kuralların yapılmasından dolayı evden rahatlıkla uzaklaşabilecektir.

Aile büyükleri ya da anneler için bir örnek verecek olursak;

Anneanne ya da babaanneler bu tarz durumlarda “bir kere yesin bir şey olmaz” ya da “ izle çocuğum annene söylemeyiz” gibi davranışlarda bulunarak çocuğun günlük kurallarının bozulmasına neden olacaktır.

Elbette çocuk psikolojisi de oldukça önemlidir. Aile büyükleri ne yazık ki bu tarz durumlar ile fazla ilgilenmediklerinden dolayı, çocuklarda oluşabilecek bir ruhsal bozuklukta ya da depresyon durumunda müdahale edemeyecektir. Ancak bakıcılar bu konuda uzmanlaşmış kişiler olduklarından dolayı belli bir süre sonunda çocukta oluşan değişikliği fark etmekte ve sonrasında ebeveynler ile oluşan durumu paylaşmaktadır. Bu sebeple de çocukların en iyi şekilde bakılması, uyku düzeninin oturması, sağlıklı bir şekilde beslenmesi ve olası problemlere anında müdahale edilebilmesi için mutlaka uzman bir çocuk bakıcısı tarafından bakılması gerekmektedir.

Bu noktada önemli olan bir diğer faktör ise çocuk bakıcılarının çocuklar ile arkadaş olabilmesidir. Onlarla birlikte oyun oynamaları, becerilerini geliştirmeleri ve her dakikalarını birlikte geçirmeleri de çocuklara ruhsal açıdan doyum sağlamaktadır. Çocuk bakıcısı mı yoksa aile yakını mı? Şeklinde bir kararsızlık içinde olan ebeveynlerin mutlaka tercihlerini bakıcılardan yana kullanmaları ve çocukları için uzman bir bakıcı tutmaları tavsiye edilmektedir.

Anne – Babalar bakıcı seçerken nelere dikkat etmelidirler ?

  • Bakıcı olacak kişi, çocuk bakımını bilmenin yanı sıra, çocukla nasıl konuşulacağı, nasıl oyun oynanacağı, kural ve sınırların nasıl konulacağı konularında da bilgi sahibi olan kişidir.
  • Çünkü bakıcıdan beklenen sadece tüm gün boyunca çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılaması değil, onu dışarı çıkarması, onunla iletişim kurması ve oyun oynamasıdır. Çocuğun gelişimine katkı sağlayacak bu günlük rutinler, çocuk gelişimi için oldukça önemlidir.
  • Bakıcı, yaşlı ya da sağlık problemleri olan birisi olmamalıdır. Çocukla ilgilenebilecek, çocuğa ayak uydurabilecek, çocuğun kendisine zarar vermesine engel olacak yapıda, dikkatli olabilecek özelliklerde olmalıdır.
  • Tercihen bakıcının, anne olan biri olması da önemli bir faktördür. Çok şart olmamakla birlikte, tercih edilebilecek bir özelik olabilir. Bakıcının anne olması, çocuk bakımı ve çocuk gelişimi konularında deneyimli olması anlamına gelir.
  • Bakıcı küçük bir çocuğun sorumluluğunu alabilecek bir yaşta olmalıdır. Örneğin 17-18 yaşlarında genç bir kız eğer kardeşi yoksa ve daha önce ailesinde küçük çocuk olmamışsa, ondan çocuk bakımı konusunda deneyimli olması elbette beklenemez.
  • Son zamanlarda anne babalar, yabancı uyruklu bakıcıları da tercih etmektedir. Yabancı uyruklu bakıcıların en büyük dezavantajı konuştukları dildir. Çocuk günün büyük bölümünü bakıcı ile geçirdiği için onunla Türkçe değil yabancı dil konuşan bakıcının olması, çocuğun dil gelişimi için olumsuzluk yaratabilir.
  • Bakıcı söz konusu olduğunda diğer önemli bir konu da güvenliktir. Bu konu anne babaların en çok endişe ettiği konular içindedir. Anne babanın evde olmadığı saatlerde bakıcının çocuğa kötü davranmadığından emin olmak isterler.
  • Çocuk bakıcısı olacak kişide aranacak önemli bir özellik de çocuk sevgisidir. Bakıcı; çocukları seven, onlara sevgisini sağlıklı şekilde gösteren, çocuğu ihmal ve istismar etmeyen kişi olmalıdır.
  • Bakıcı, çocuk hastalıkları ve ilk yardım bilgisi konularında da, az da olsa bilgiye sahip olmalıdır. Yaşanabilecek herhangi bir olumsuzlukta nasıl müdahale edileceğini ya da nasıl yardım isteyeceğini bilmesi önemlidir.
  • Eğitimsiz biri, ne kadar iyi niyetle hareket ederse etsin, kötü sonuçlara yol açacak davranışlar sergileyebilir, çocuğun gelişimine katkıda bulunamaz ve çocuğu doğru şekilde gözlemleyemez.
  • Aranması gereken bir diğer özellik elbette sevecenliktir. Çocukla ilgilenmek herhangi bir ev işi gibi görülemez. Kişiler mecbur oldukları, son çareleri olduğu için değil, sevdikleri için hayatlarını bu yolla kazanıyor olmalılar.
  • Bakıcılar sorumluluk alabilen, sabırlı, acil durumlarda ne yapması gerektiğini bilen ve güvenliğe önem veren kişiler olmalılar. Öncelikle gözetilmesi gereken çocukların sağlığıdır. Her çocuk hastalanabilir ya da yaralanabilir; bunlar doğaldır. Çocuk sizinleyken de başına gelebilir. Önemli olan çocukla ilgili durumun aileyle paylaşılması ve gerekenlerin yapılmasıdır. Bunun için bakıcıların, karar verme yeteneğine sahip insanlar olmaları gerekir.
  • Bir bakıcı sadece çocuğun yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamakla kalmamalı, aynı zamanda çocukları geliştirecek etkinlikler de hazırlayabilmelidir. Oyun çocuğun hayatının vazgeçilmezidir ve bakıcı da bunu desteklemelidir.
  • Bakıcının iletişim becerileri gelişmiş kişiler arasından seçilmesi önemlidir. Hem çocukla hem de aileyle iletişim sağlıklı olmalıdır ki bir takım gibi çalışılabilsin. Bakıcı ailenin bir parçası haline gelebilmeli zamanla. Böylece beklentiler anlaşılabilir ve çocuk için en doğru kararlar alınabilir.

Ebeveyn olarak, en çok yapılan yanlışlardan birisi olarak, bakıcı özelliklerinden bahsetmeye devam edersek; bakıcılardan genelde çocukların tüm işlerini yapmaları beklenir. Oysa çocuklar kendi başlarına da yemek yiyebilmeli, giyinebilmeli, tuvalete gidebilmelidir. Tüm bunları yapabilmek çocuğun özgüvenini destekleyecektir. Çocuk kendisini başarılı hissedecek ve bu durum diğer insanlarla ilişkilerini de etkileyecektir. İyi bir bakıcı bunların her birinin çocuklara, ne zaman ve nasıl öğretilmesi gerektiğini bilir ve çocuklara bu becerilerle ilgili fırsatlar verir.
Ayrıca bir bakıcının, güvenli bir ortam demek çocuğun sürekli engellendiği ve uyarıldığı bir ortam demek değildir gerçeğine vakıf olması gerekir. Çocuğun enerjisine ayak uydurulmalı, deneyimlerden mahrum edilmeden her türlü güvenlik gözetilmelidir.

Bir ebeveyn olarak kendimize değil, çocuğumuza bakıcı arıyoruz..

İnsanlarımız tarafından bakıcıyla ilgili yapılan en yaygın yanlışlardan bir diğeri ise; bakıcının tüm ev işlerinden sorumlu tutulmasıdır. Çocukla ilgili eğitimi olmayan biri bunu kabul edebilir, fakat bu aslında tamamen ayrı bir iştir ve çocuğun doğru bakılıp eğitilmesini engeller.

Bakıcılığın bir meslek olarak gelişmesi, tüm bu kriterlere sahip bakıcı adaylarının çoğalmasına, yeni iş alanlarının gelişmesine ve sadece profesyonellerin değil, ailelerin de çocukla ilgili bilinçlenmesine zemin oluşturduğu gibi, bebek ve çocukların geleceğe daha sağlıklı ve dinamik adımlar atarak büyümesine olanak sağlanmış olacaktır.

Önceki İçerikAy seninki hala çişini söylemiyor mu?
Sonraki İçerikBeklenen tatil
Zeynep Sağlam
10 Nisan 1987'de Çankırı'da doğan Zeynep Sağlam, çocukluk döneminin büyük bir kısmını Istanbul'da geçirmiş, ardından Çanakkale'de yaşamına devam etmiştir. Eğitim hayatına kaldığı yerden burada devam eden Zeynep, 2010 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde İşletme lisansını tamamlamış, ardından ; ISO 22000:2005 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi, ISO 20000:2005 Food Safety Management System, ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 9001:2008 Quality Management System Fundamental Training Eğitimi, ISO 14001:2004 Environmental Management System Fundamental Training Eğitimi, ISO 19011 Quality and Environment Management Systems Audit Training Eğitimi, ISO 19011 Kalite ve Çevre Yönetim Sistemleri Tetkiki Eğitimi, OHSAS 18001:2007 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Eğitimi, OHSAS 18001:2007 Occupational Health Safety Management System, Qualİty Engıneerıng Management Traınıng, Human Resources SpecializationTraining, Body Langue, Effective Communication, Executive Assistant and Office Management Training eğitimleri almıştır. ÇOMÜ’de iş yaşamına devam eden Zeynep, diğer yandan Sosyololji ile yakından ilgilenen bir insan olarak Sosyololji Lisansını tamamlarken, yüksek lisans hazırlıkları ile uğraşmaktadır. Yazan, çizen, İçerik üreticiliği yapan, en çokta okuyan meraklı bir anne olan Zeynep, kalemin görünmeyen sihrine inananlardan...

Bir Cevap Yazın