Yazı İçeriği
Vitamin ve mineraller nelerdir, ne işe yararlar? Vitamin ve mineraller hangi besinlerde bulunur? Vitamin ve mineral desteği hangi durumlarda kullanılabilir? Diyetisyen İrem Uğur, vitamin ve minerallerin faydalarını yazdı!…
Vitamin ve mineraller
Bebeklik ve çocukluk çağı, büyüme ve gelişmenin en hızlı olduğu dönemlerdir.Bebek ve çocukların sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişebilmeleri için yeterli ve dengeli beslenmeleri gerekir. Mikro besin ögeleri grubuna giren vitamin ve mineraller az miktarda alınmalarına karşın etkileri çok önemli olan besin ögeleridir. Hücre büyümesi ve onarımı, metabolizma ve kas fonksiyonları dahil vücudun temel fonksiyonlarına katkı sağlar. Yeteri miktarda alınmaları gereklidir.
Vitaminlerin vücut çalışmasına etkileri, biyokimyasal tepkilerin düzenlenmesi ile ilgilidir. Vitaminlerin herhangi biri vücuda alınmazsa o vitaminin yardımcı olduğu kimyasal tepkime yürümeyeceğinden dolayı büyümede ve vücut çalışmasında aksamalar olmaktadır.

Vitaminler
Vitaminler kendi aralarında; yağda (A, D, E ve K) ve suda (B grubu ve C) çözünen vitaminler olarak iki grupta incelenmektedir. A.D.E ve K vitaminlerinin vücutta yeterli emilimi için yeteri kadar yağ alımı gerekir. Suda çözünen B grubu ve C vitaminlerinin fazlası idrar ile atıldığı için de düzenli olarak günlük almamız gerekmektedir.
Vücutta enerji metabolizmasında, kan yapımında ve bağışıklık sisteminde yer alanların bazıları B grubu vitaminler ile C vitaminidir. D vitamini kemik oluşumu için gereklidir. A, E ve C vitaminleri vücut hücrelerinin hasarını önler, normal işlevlerinin sürdürülmesi ve zararlı bazı maddelerin etkilerinin azaltılmasında (antioksidan olarak) yardımcıdır. Folik asit, B6 , B12 ve C vitaminleri ise kan yapımında görev alırlar.
A vitamininin önemli kaynakları
Karaciğer,yumurta sarısı, süt, tereyağı, peynirdir. Havuç, ıspanak, turuncu ve koyu yeşil yapraklı besinler ve turuncu meyvelerde bulunan Beta-karoten de vücutta A vitamini etkisi gösterir. A vitamini içeren yiyecekleri tüketmek göz sağlığı, bağışıklık sistemi, cilt ve eklem sağlığı açısından önem taşır. Eksikliğinde, gece körlüğü, göz kuruması, deri kuruluğu, enfeksiyonlara duyarlılıkta artış ve iştah kaybı görülmektedir.
D vitamininin önemli kaynakları
Güneş ışığı, zenginleştirilmiş besinler, tereyağı, yumurta sarısıdır.Eksikliğinde , özellikle süt çocuklarında ve ilk yaşlarda raşitizm (kemiklerin yumuşaması ve bükülmesi, X bacak veya O bacak) görülürken yetişkinlerde osteomalasi (kemik yumuşaması) ve osteoporoz (kemik kaybı ve kırıklar) görülmektedir.
E vitamininin önemli kaynakları
bitkisel yağlar, tam tahıllar, fındık, badem, ceviz vb. sert kabuklu yemişler, yeşil yapraklı sebzelerdir.Eksikliğinde, güçsüzlük, nörolojik sorunlar, kas krampları ve anemi (kırmızı kan hücrelerinde parçalanma) görülmektedir.
K vitamininin önemli kaynakları
ıspanak gibi koyu yeşil yapraklı sebzelerdir.K vitamini, kanın pıhtılaşmasında görev yaptığından eksikliğinde kanamalar görülmektedir. Anne sütünde K vitamini yeteri miktarda bulunmadığı için bebeklere doktor kontrolünde takviye edilmesi gerekmektedir.
B1 (tiamin) vitaminin önemli kaynakları
Tam tahıllar, tahıllar (bulgur vd.), zenginleştirilmiş ekmek ve kahvaltılık tahıllar, organ etleri, sert kabuklu yemişler (fındık vb.), kurubaklagillerdir. Kurubaklagillerin,sebzelerin suları haşlandıktan sonra dökülmemelidir.
Eksikliğinde ,Beriberi (sinir sistemi hastalığı), kas zayıflığı, mental karışıklık, anoreksiya (yeme bozukluğu) , kalp büyümesi, sinir sistemi bozuklukları görülmektedir.Bebek beriberisi, özellikle anne sütü ile beslenen 2-5 aylık bebeklerde görülür.Anne B1 vitamini eksikliği yaşıyorsa sütteki miktar yetersiz olur. Bebekte huysuzluk,ağlama,şiş vücut, dudak ve parmak uçlarında morarma ve ağır eksiklikte de ani kalp yetersizliği ile kendini göstermektedir.
B2 (riboflavin) vitamininin önemli kaynakları
süt ve ürünleri, zenginleştirilmiş ekmek ve tahıllar, yağsız et, balık, yeşil sebzelerdir. Eksikliğinde, ağız kenarında ve dudaklarda yarılma ve çatlaklar, deri bozuklukları, ışığa aşırı duyarlılık, kırmızı-mor dil, gözle ilgili sorunlar görülmektedir.
Niasin vitamininin önemli kaynakları
Yumurta, tavuk, balık, süt, tam tahıl, sert kabuklu yemişler (fındık vb.) zenginleştirilmiş ekmek ve tahıllar, et ve ürünleri, kurubaklagillerdir. Eksikliğinde, Pellegra hastalığı (ishal, dermatit, müköz dokuda inflamasyon, sinir sistemi bozuklukları) görülmektedir.
B6 vitamininin önemli kaynakları
Yumurta, tavuk, balık, tam tahıl, sert kabuklu yemişler (fındık vb.), karaciğer, böbrektir. Eksikliğinde, anemi, ateşli havale (özellikle yenidoğan), ağız kenarlarında çatlaklar, dermatit, bulantı, kafa karışıklığı görülmektedir.
Folat vitamininin önemli kaynakları
Yeşil yapraklı sebzeler, maya, portakal, tam tahıllar, kurubaklagiller, karaciğerdir. Eksikliğinde, anemi, güçsüzlük, yorgunluk, huzursuzluk, solunum güçlüğü, büyük ve şişmiş dil, kalp damar hastalığı, Nöral tüp bozukluğu görülmektedir. Gebelerin hamile kalmadan önce ve sonra doktor kontrolünde folik asit takviyesi kullanması gerekmektedir.
B12 vitamini sadece hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur.Önemli kaynakları; hayvansal besinler (özellikle merada otlayan hayvan eti),yumurta, ve zenginleştirilmiş besinlerdir.Eksikliğinde, anemi, yorgunluk,saç dökülmesi,üşüme, sinir sistemi bozuklukları, ağrılı dil, sinir sisteminde bozukluk ve depresyona gidebilen bir tablo görülmektedir.
C vitamini meyve ve sebzelerin çoğunda bulunsa da önemli kaynakları; turunçgiller,kırmızı ve yeşil biber,çilek, domates,lahana, yeşil yapraklı sebzeler,brokoli,kivi ananas, kızılcık diyebiliriz. Eksikliğinde, skorbüt, anemi, hastalıklara duyarlılık, diş eti ve kılcal damar kanamaları, eklem ağrısı, yara iyileşmesinde gecikme, saç kaybı, demir emiliminde azalma görülmektedir. Çocukların yeterli miktarda C vitamini tüketmelerine özen gösterilmelidir. C vitamininden faydalanmak için sadece turunçgillerden değil, içeriğinde oldukça fazla C vitamini bulunduran biber ve yeşil yapraklı sebzelerden de faydalanılmalı ve beslenmede çeşitlilik sağlanmalıdır.Ayrıca demir kaynaklarının C vitamini ile birlikte tüketilmesi, demir emilimini attırmaktadır.

Mineraller
Mineraller vücut fonksiyonlarının yerine getirilmesi, vücut içi sıvı dengesinin sağlanması, hücre korunması, sağlıklı diş, kemik ve cilt yapısı, kalp sağlığı ve bağışıklık için büyük önem taşır.Yeni doğan bebeklerin vücutlarında bulunan minerallerin miktarı yetişkinlerden daha az düzeydedir. Kalsiyum, fosfor, magnezyum gibi mineraller iskelet ve diş yapısında yer alırken, demir kobalt gibi mineraller kan yapımında, çinko ise bağışıklık sistemi için oldukça önemlidir.
Kalsiyumun önemli kaynakları
Süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzelerdir. Eksikliğinde, çocuklarda büyüme geriliği ve raşitizm, yetişkinlerde kemik kaybı, sinir ileti bozukluğu, kanın pıhtılaşamaması, tetani (kas kasılmaları) görülmektedir. Özellikle çocukluk ve ergenlik çağında düşük kalsiyum alımı, ileri yaşlarda osteoporoz riskini arttırmaktadır, bu nedenle çocukların yeterli kalsiyum almalarına çok dikkat edilmelidir
Fosforun önemli kaynakları
hayvansal besinler (süt, yumurta, et), tahıllardır.Eksikliğinde, çocuklarda büyüme geriliği, diş ve kemik yapısı bozukluğu, tetani, sinir sistemi bozuklukları görülmektedir.
Magnezyumun önemli kaynakları
Tahıllar, kurubaklagiller, sert kabuklu yemişler, yeşil sebzeler ve süt ürünleridir. Eksikliğinde, çocuklarda büyüme geriliği, nörolojik bozukluklar, kardiyovasküler sorunlar ve bulantı görülmektedir.
Demirin önemli kaynakları
Kırmızı et ve ürünleri, tavuk, zenginleştirilmiş tahıl ürünleri, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru meyvelerdir. Eksikliğinde, demir yetersizliği anemisi, güçsüzlük, yorgunluk ve bağışıklık sistemi bozukluğu görülmektedir. Demir gebelik döneminde anneden bebeğe depolandığı için ilk 4 ay boyunca gereksinimi karşılayabilecek düzeydedir.Sonrasında doktor kontrolünde demir seviyelerine dikkat edilmeli, gerektiğinde takviye edilmelidir.
Florun önemli kaynakları
Florlu su, çay ve kılçığı ile yenilen deniz balıklarıdır. Diş ve kemik sağlığında flor çok önemlidir. Eksikliğinde diş çürümesi (yetersizlik) ve kemik yapısıyla ilgili problemler ortaya çıkmaktadır.
Çinkonun önemli kaynakları
tam tahıllar, et, yumurta, karaciğer, deniz ürünleridir.Eksikliğinde, çocuklarda büyüme geriliği, iştah kaybı, tat duyusu kaybı, deri belirtileri, bağışıklık sistemi bozukluğu ve yara iyileşmesinde gecikme görülmektedir.
İyotun önemli kaynakları
İyotlu tuz ve deniz ürünleridir. Tüm yaş grupları iyot eksikliğinden etkilense de özellikle hamileler, fetüs, yenidoğan ve süt çocukları daha fazla etkilenmektedir. İnsanda beyin gelişimi anne karnında başlar ve ilk 2-3 yaş en hassas dönemi oluşturur. İyot eksikliğine bağlı olarak düşük ve ölü doğum, düşük doğum ağırlığı, kretinizm(zeka geriliği), sağırlık ve boy kısalığı görülebilmektedir. Çocukluk çağında ise guatr, büyüme geriliği, IQ seviyesinde düşüklük, öğrenmede güçlük ve okul başarısızlığına neden olur. Vücuda alınan iyot miktarını belirleyen en önemli faktör yaşanılan bölgedeki toprak, su ve bitkilerde bulunan iyot miktarıdır.
Gebelik, hipertansiyon gibi nedenlerle tuz kısıtlaması yapılacaksa alternatif iyot desteğinin artırılması gerektiği unutulmamalıdır.İyot, ısıdan ve ışıktan etkilendiği için iyotlu tuzun nemli olmayan ortamda, kapalı kutularda ve karanlıkta saklanması ve yemeğe uygun zamanda(ocaktan aldıktan sonra veya sofrada) ilave edilmesi büyük önem taşımaktadır.
NOT: Vitamin ve minerallerin eksiklikleri de fazla kullanımları da metabolizma süreçlerine zarar verebilir.Yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmeli, doktor kontrolü olmadan kesinlikle takviye kullanılmamalıdır.


