Yeni anne babanın daha doğrusu yeni annenin aklına en çok takılan, internette saatlerce aratıp onlarca kitap okumasına sebep olan konudur bebeğin uykusu. Eminim bundan yirmi sene önce uyku ve eğitim kelimeleri yan yana gelmiyordu bile. Hele ki bizim gibi çocuğuna aşırı düşkün, aşırı duygusal toplumlarda üç dört aylık bebeği tek başına beşiğe terk edip ağlayana kadar uyumasını beklemek katlanılır bir durum değil. Yine de gözümüzü Batı’ya çevirdiğimizde karşımıza çıkan şey anne babanın çocuk için en iyisini(!) sunması oluyor. Amerikan Pediatri Derneği uzun süredir bebeğin ayrı yatması gerektiğini tavsiye ediyor. Bunun arkasında çeşitli güvenlik sebepleri var elbette ama tamamen haklı oldukları anlamına da gelmiyor. Ani bebek ölümü sendromuna karşı önlem olarak bebeğin kendi yatağında yatması öneriliyor ancak tek sebep bu gibi gösterilmesinin da yanlış olduğu yazılıyor. Harvard’lı bilim insanlarının LA Times’da yayınladıkları bir makalede beraber uyumanın zaralarında çok yararlarına değinilmiş üstelik.
Bebekle beraber uyumanın en güzel yanı emzirmeyi kolaylaştırıp annenin daha az yorgun ve uykusuz olmasını sağlamak. Zaten biraz okuyup araştırınca bu meselenin modern veya eski çağ toplumlarıyla bir ilgisi olmadığı da ortaya çıkıyor. Anne bebeğine yakın olmak, hem fiziksel hem de duygusal bağ kurmak için bir arada olmak istiyor. Modern Batı toplumu ve özellikle Amerikalı annelerin ele alındığı makalede tahmin edilenin aksine çok daha fazla anne bebekleriyle birlikte uyuyor ancak bunu doktorlarına veya çevrelerine söylemiyorlarmış. (Mahalle baskısı?) Bir de Japonya örneği verilmiş. Son derece iyi eğitimli modern bir ülke olarak göz çarpan Japonya’da annelerin çocuklarıyla birlikte uyuması son derece doğal. Ayrıca ani bebek ölümü sendromunun en düşük olduğu ülkelerden biriymiş, oran ABD’nin yarısı üstelik.
Bebek uyumayı nasıl öğrenecek?
Bebek kendi kendine uyuyabilir. Bazı bebekler gerçekten de kolayca kendi kendilerine uykuya geçiyorlar ama birçoğunun biraz desteğe ihtiyacı oluyor. Uyku eğitimi tam da burada hayatımıza giriveriyor. Yorgun yeni anne ‘sabaha kadar mışıl mışıl uyuyan bebek’ imgesine kendini kaptırıyor. Nerden mi biliyorum çünkü ben de o yorgun yeni annelerden biriydim. Elimde uyku eğitimine dair kitaplarla geziyordum bir zamanlar. Uyku konusunda onlarca yazı yazdım, okuduklarımı, başımızdan geçenleri, uykusuz hallerimi, isyanlarımı paylaştım. Kısacası uyku işi biraz karışık. Doğrular yanlışlar keskin bir çizgiyle ayrılmış değil. Ailenin yapısı, çocuğun karekteri, büyüdüğümüz çevre etkiliyor. Çoğu zaman da biz değişiyoruz. Tecrübe ettiklerimizle kitaplarda yazılanlar aynı olmuyor. Ancak şu bir gerçek ki çocukların anne baba yatağına dadanmaları karı kocayı olumsuz etkileyebilir, ne zaman baş başa kalacağız şikayetlerine neden olabilir. Biz de çözümü çocukları birkaç günlüğüne anneanne dedeye bırakıp kaçmakta bulduk..