Sorunlu anne, sorumlu baba

0
1292

Çevrenizde ne kadar çok boşanmış insan olduğu hiç dikkatinizi çekti mi? Okula giden çocuğunuz varsa sınıflarında anne ve babasıyla büyüyen kaç tane çocuk var dikkat edin bakın bir elin parmakları kadar olduğunu göreceksiniz. Boşanmaların her yıl %8 civarında artmaya devam ettiğini biliyor muydunuz? Genelde boşanmaların nedeni erkekler olarak gözükür. “Erkek değil mi hepsinin canı cehenneme, kim bilir ne yaptınız, müstahaktır size”. Tamam, bu ülkede erkek olduğumuz için suçluyuz kabul.

Yeter ki siz çocuklarımızı cezalandırmayın

Ülkemizde Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarına göre boşanma halinde evlatlarımızın velayet sorumluluğu tek taraflı olarak ve %80 oranında anneye verilirken, babaya ise “kusura bakma bundan sonra sen baba değil ziyaretçisin. Ayda iki defa evladının hayatına misafir olabilirsin. Evladının sadece senin vereceğin paraya ihtiyacı var” diye yazan bir kâğıt babanın eline tutuşturulur. Bugüne kadar Türk milletinin vicdani kanaatini yansıttığı iddia edilen o tek taraflı velayet kararlarında bile geçerli bir neden olmadıkça söz konusu zamanlar dışında göremezsin yazılmaz sadece İnisiyatif velayet sahibine bırakılır. O Mahkeme kararında ne yazarsa yazsın siz ANNE VE BABALIK GÖREVLERİNİZDEN İSTİFA EDEMEZSİNİZ!

İnisiyatifi doğru kullanan sadece bir tane anne gördüm

Tüm annelerin aynı düşünce yapısında olabilmesini çok isterdim ancak bugüne kadar evladını şantaj ve tehdit aracı olarak görmeyen sadece bir tane anne ile karşılaşabildim.  O anne ki evliliğini haklı nedenlerle bitirmesine karşın evladını hiçbir zorluk çıkarmadan ve kısıtlamadan evladının babası ile görüşmesine imkân sağlamaya devam ediyor.

Neden sorunlu bazı anneler?!

Genellemelerden ve cinsiyet ayrımcılığından oldum olası nefret etmişimdir. İnsanlıkla bağdaşmayacak şiddet olgusunun sadece belli bir cinse karşı yapılanını suç olarak gösterme ve diğer cinse yapılanını mubah sayma şeklinde yürütülen algı operasyonlarının eseridir sorunlu anneler. Kasıtlı olarak topluma pompalanan nifak tohumları ve nefret duygusu ile bazı şefkatli annelerden cani canavarlar yaratıyorlar.

Boşanma süreçlerini normal insanlar gibi yürütemiyoruz ne yazık ki. Bu süreç her iki taraf için de ağır travmatik bir hal yaratıyor. Çocuğun ise bu arada esamesi okunmuyor. Eski eşinden hıncını alamayan sorunlu anneler “cinnet getiriyor”. Hafta geçmiyor ki öz annesi tarafından vahşice öldürülen, ölüme terk edilen, çöpe atılan, parçalanan bir çocuk haberi çıkmasın. Hiçbir kamu kurumu ve hiçbir şefkat ve merhamet timsali kuruluş çıkıp ta ne oluyor size demiyor?! Neden desinler ki o çocukların 5 kuruşluk değeri mi var?..  Onların da tüm derdi erkeklerle!.. Ne çocuk, ne kadın umurlarında mı sanki… En ağır vaka bu şekilde. Ancak hayatta kalmayı başaran çocukların başına gelenler de bir türlü değil.

Anne şiddetini görmezden gelmeyin

Bu gözler neler gördü, neler duydu tahmin edemezsiniz.. Kendi öz evlatlarını babalarıyla görüştürmemek için hastanelik edip eski eşine iftira atan anne de gördüm… Evladını döve döve komalık yapıp öldürenini de. Babalarından kaçırdığı çocukları sabıkalı pedofili sevgilisine emanet edeni de… Sevgilisini korumaya çalışan annenin tecavüze uğradığı için ölen 2,5 yaşındaki çocuğunu apartman boşluğuna atıp, kaza süsü vermeye çalışanını da… Unutmayın öz babalarından o çocuklara bir zarar gelmez. Babanızın evinden getirmediyseniz, o çocukları da öylece alıp gidemezsiniz. Biliyorum ki bazı feminist erkek düşmanları hemcinslerine sorunlu dememe kızacaklar. Ben kadın düşmanı değilim, sadece sorunlu olanlar yüzünden insan olmaktan utanıyorum.

Tüm dua ve temennilere rağmen anne ve babalı büyüyemeyen şanssız çocukların anneleri sorunlu olursa; erkek babalık görevlerini yapmak, evladıyla ilgilenmek, sorumluluklarını yerine getirmek istedikçe anneleri çocukları kaçırarak ve göstermeyerek eski eşlerinden intikam almak için kullanıyor. Kadının öfkesi kaç yıl geçerse geçsin bitmek bilmiyor.

Eski eşine psikolojik ve ekonomik şiddet uygulamak için evladına gözünü kırpmadan psikolojik şiddet ve duygusal istismar yapan o kadar çok anne var ki.  İşte o “anne” lerin çocukları cumartesi sabahları icra memuru, sosyal hizmet uzmanı ve polis memurları ile haczediliyor. 10 yıldır her ay iki defa haczedilen çocuklar biliyorum. Hala icra olmadan gelirsen teslim etmem diyen ruh hastası sorunlu annenin yanında yavrucaklar.

İnsanlık suçu

Psikolojisi bozulacağı için alacaklı olduğunuz kişinin evine gidip evindeki çok değerli evcil hayvanını haczedemezsiniz çünkü “Hayvanları Koruma Kanunu”muz var. Evde ikincisi yoksa ihtiyaca binaen bulunan ev eşyalarını haczedemezsiniz. Bunlar harika son derece insancıl uygulamalar elbette. Ancak mahkemesinde verilen kararı tanımayan ve uymayan velayet sahibine sözünü geçiremeyen devlet, çözüm olarak çocukların haczedilebileceğine ilişkin İcra İflas Kanununda düzenleme yapmış, evcil hayvana gösterdiği özeni geleceğimizin teminatı çocuklarımıza göstermemiştir. Anne sorunlu ise sorumluluklarını yerine getirmek isteyen baba evladını icra memuru, sosyal hizmet uzmanı ve polis memurları ile teslim almak zorunda kalıyor. Bir insanlık suçu olan çocuk haczi uygulamasının devam etmesine görmezden gelen devletimiz, savunmasız çocuklara ve geleceğine sahip çıkamıyor.

Adalet Bakanlığı’na defalarca sordum; çocuk haczi için açılmış kaç tane icra dosyası var diye. Bilgi Edinme Kanunu kapsamında cevap alamadım. BEDK’ya itiraz ettim; bana bunu öğrenmek istiyorsan Adalet Bakanlığı’na Dava açman gerekir dediler. Henüz o davayı açmadım ama ilk fırsatta açacağım. Benim tahminim her cumartesi 300.000 çocuk haczediliyor. Sadece 2015 senesinde 109.000 çiftin boşandığını göz önüne alırsanız, gerçek rakamın bunun çok daha üzerinde olması kaçınılmaz.

Çalışmalarımız sonucunda bir İnsanlık suçu olan çocuk haczi uygulamasının kaldırılması için kanun tasarısı aylarca süren çalışmalar sonucunda hazırlanmıştır. Bu durum İnsan ve çocuk hakları açısından ülkemizde büyük bir gelişme olsa da, imzalanıp kanunlaşması için mecliste gerekli iradenin halen gösterilmemesi 2018 seçiminden sonraya bırakılması ne yazıktır ki yüz kızartıcı durum olarak tarihe geçmiştir.

Ne olacak bu çocukların hali?

Buraya kadar izah etmeye ve gözünüzün önüne sermeye çalıştığım manzara ışığında soruyorum size, Bu çocukları nasıl bir gelecek bekliyor?  Tek ebeveynle öz babasından uzak, yabancılaşmış ve hatta düşman edilmiş halde vatana millete ailesine hayırlı bir evlat yetiştirme şansınız var mı? Kendinizi kandırmayın bu mümkün değil. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün raporlarına göre Suça karışan çocukların %84 ü parçalanmış aileye sahip çocuklar. Karıştıkları suçlar ise ağır ceza kapsamında.

Hani boşanmalarda 2016 ya kadar yasa velayeti anne yada babadan birine verebilir diyordu da velayet davalarının %80 i anne lehine sonuçlanıyordu. Bu karnenin %80’i sizin anneler. İhtiraslarınıza kurban ettiğiniz, tek başınıza yetiştirmeye çalıştığınız, baba rol modelinden yoksun bıraktığınız çocuklar suça karıştı. Uyuşturucu, şiddet ve cinsel istismar en yaygın karıştıkları suçlar. Şiddetinden yakındığınız erkekler yetişirken, biz ne yazık ki orada olamadık çünkü engel oldunuz.

Cinsel istismara uğrayan çocukların %50’si hayatta olduğu halde babalarından mahrum bırakılan çocuklar bunu biliyor muydunuz? Peki ya erken evlilikler? Özlemini duyduğu baba sevgisini karşısına çıkan kendisinden 20 yaş büyük adamdan bulmaya çalışmanın sonucu olabilir mi?

Çocuklarımız önümüzdeki hafta karnelerini alacaklar ve tatile çıkacaklar. Bu yazıyı da anne baba olarak bizim karnemiz olarak değerlendirin ve kendi notunuzu kendiniz verin. Yaz tatilini çok geç olmadan fırsata çevirebilir, evladınıza bir iyilik yapabilirsiniz.

Önceki İçerikÇocuğunuz ergen yaştaysa dikkat!
Sonraki İçerikAnne Bebek Kulübü Forum açıldı! Açılışa özel hediyelerimizi kaçırmayın…
Hüsnü Kutluay
1972 İzmir doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimlerimi İzmir’de tamamladım. 1994 yılında Uludağ Üniversitesi Bilgisayar Donanım Bölümü'nü ve Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirdim. 2006 yılında evlendim ve 2009 yılında oğlum dünyaya geldi. Herkes gibi ben de bir yastıkta kocamak için evlenmiş olsam da, bu hedefi tutturamadım. 2012'de başlayan mahkeme süreci 2014'te tamamlandı ve boşandım. Mahkemece verilen kararın oğlum adına adil ve hakkaniyetli olmadığına emin olduğumdan ve  evladımın haklarını benden iyi hiç kimsenin sahip çıkıp arayamayacağı düşündüğümden  hukuk alanına yöneldim. Atatürk Üniversitesi Adalet Meslek Yüksek Okulu'nda hukuk eğitimi aldım ve Yüksek Onur derecesiyle mezun oldum. Kurucularından olduğum Babasız Bırakılan Çocuklar Çocuksuz Babalar Derneği'nde, 2016 Mart ayında Başkan Yardımcılığı görevine layık görüldüm. Çocukların anne ve babaları hayatta iken onlardan mahrum kalmalarına karşı çıkan derneğimiz;, kadın erkek eşitliği temelinde olup, çocukların öncelikli korunması gereken bireyler olduğunu ve çocuk haklarını savunmaktadır. Halen DGS Hazırlığı yapmaktayım ve hedefim hukuk fakültesinden mezun olmak. Bu sayede çocukların egolara kurban edilmesinin önüne geçmeyi, onların birer birey olduğunu tüm topluma kabul ettirmeyi hedefliyorum. Anne Bebek Kulübü'nde yer almaktan mutluluk duyuyor, bu birlikteliğin hepimiz için çok yararlı olacağına inanıyorum.  

Bir Cevap Yazın