Yazı İçeriği
Dünyanın gündemi son günlerde sadece koronavirüs. Dört gözle bu konuda yapılan bilimsel çalışmaları ve açıklamaları takip ediyoruz. Her yeni haber ve gelişmeyle umutlanıyor, sabırla salgının sona ermesini bekliyoruz. Peki koronavirüs aşısı bulundu mu, salgından nasıl korunabiliriz? Konuyla ilgili olarak moleküler viroloji alanında çalışmalar yapan Türkiye’nin sayılı virologlarından Dr. Öğr. Üyesi Cihan Aydın’la koronavirüs salgınına dair son gelişmeleri değerlendirdik…
Koronavirüs tedavisi ile ilgili olumlu gelişmeler var mı? Bize iyi haberler verebilecek misiniz?
Her gün COVID-2019 hakkında yeni haberler duyuyoruz, bu haberlerin çoğu da pek iç açıcı değil. Fakat Wuhan’da çok fazla yeni vaka ortaya çıkmaması, Güney Kore’nin etkili savaşı ve Almanya’da da vaka sayısına göre ölüm oranının düşük olması şu anda uygulanan sosyal izolasyon stratejisinin etkili olduğunu gösteriyor. Bir yandan da dünyanın çeşitli yerlerinden potansiyel terapi haberleri alıyoruz bunlar da bizi umutlandırıyor.
Dünya’da koronavirüs seyri nasıl ilerliyor? Hangi ülkeler virüsle mücadelede başarılı?
Az önce bahsettiğim gibi Çin belirli bir miktarda başarı elde etti koronavirüs mücadelesinde, Güney Kore’de ise şu anda günde 20,000 insan test ediliyor. Bu yüzden Güney Kore’deölüm oranı % 0.7, dünya ortalaması % 3.4 iken. Bu büyük bir başarı. Almanya da koronavirüs savaşında başarılı – vaka sayısı ve ölüm sayısı karşılaştırıldığında dünya ortalamasının çok altında. Aynı şeyi Amerika ya da İngiltere için söyleyemeyiz. Başarılı ülkelerle diğer ülkeleri karşılaştırdığımızda en büyük fark sosyal izolasyon politikasının ne kadar sıkı şekilde uygulandığı, ne kadartarama yapıldığı ve taramaların ne kadar etkili olduğu.
Küba’da koronavirüs aşısı bulundu deniyor. Doğru bir haber mi? Koronavirüs aşısı bulundu mu?
Küba’dan çıkan koronavirüs aşısı ile medyada haberleri ben de duydum ama takip ettiğimde bu konu ile ilgili bilimsel dergilerde basılmış makale bulamadım – bu yüzden bu tarz haberleri biraz şüphecilik yaklaşmak daha doğru olur. Koronavirüs terapisi ile ilgili olarak dünya çapında bilim insanları aktif olarak çalışıyorlar ve Faz 1 çalışmalarına giren Amerika menşeli bir nükleik asit bazlı aşı çalışması var. Ama bu aşıların piyasaya çıkana kadar geçirmeleri gereken bir klinik süreçleri var, ki bu tarz terapilerin güvenliliği ve etkinliği farklı popülasyon gruplarında analiz edilsin. Bu yüzden en iyimser olarak bir sene içinde bu aşıları görmeye başlayacağız diyeyim.
Türkiye’de koronavirüs aşısı üretilebilir mi?
Ülkemiz bilim insanları bilimsel yeterlilik konusunda dünya genelindeki çoğu bilim insanı ile yarışabilecek seviyededir. Ancak yıllardır muzdarip olduğumuz engeller bu süreci zorlaştıracaktır. Öncelikle yaşam bilimleri alanında kullandığımız sarf malzemenin çoğu ithal olarak gelmektedir, bu yüzden kur dalgalanmaları bizi çok etkilemektedir. Proje bütçelerini TL bazında aldığımız için kurun değişmesi ile beraber kritik malzemelerde alım gücümüz düşmektedir. Ayrıca distribütör firmalar üzerinden gelen bu sarf malzemede distribütör firmaların kendi karlarını koymaları ile beraber malzeme fiyatları fahiş bir hale gelmektedir – genelde yurt dışındaki fiyatların iki üç katına kadar çıkabilmektedir. Ek olarak bilimsel amaçla üniversite laboratuvarlarında kullanılacak malzeme için de KDV alınmaktadır. Bunların hepsini beraber düşündüğümüzde yurt dışındaki bilim insanları ile rekabete girebilecek bir ortam yaratılması güçtür. O yüzden benim kişisel düşüncem koronavirüs aşısını yakın bir zamanda üretemeyecek olmamızdır. Önümüzdeki yaklaşık 6 aylık süreç geçtikten sonra bilim insanları olarak esas odaklanmamız gereken şey bir dahaki salgındır. Şöyle düşünün – klasik SARS 2003, MERS 2012, Zika 2016, Ebola 2018, SARS2 2020… Artık küresel olarak virüs bazlı salgınlar arasındaki zaman farkı daralıyor. O yüzden bir dahaki salgına erken, güçlü ve etkili bir şekilde müdahele etmek amacıyla hazır olmalıyız ve uygun altyapının oluşmasını desteklemeliyiz.
ABD’de de koronavirüs aşısı testleri başladı. Hatta bir kişi üzerinde de test edildi şeklinde haberler okuduk. Nedir bu konudaki görüşleriniz?
Tabi ki bu gelişmeler güzel gelişmeler, umarım çok kısa sürede klinik çalışmaları biter ve piyasaya etkili bir terapi olarak çıkar.
Hangi ülkeler koronavirüs aşısı üzerinde çalışıyor? Bu konuda umut verici bir gelişme var mı?
Neredeyse dünya çapında çok fazla sayıda bilim insanı teşhis ve tedavi yönünde çalışmalar gerçekleştiriyor. Bu bir savaş – ve en büyük teknolojik gelişmeler hep savaşlar sırasında olmuştur. O yüzden buradan da küresel olarak galip çıkacağımıza inanıyorum.
Koronavirüs nasıl teşhis ediliyor? Elimizde yeteri kadar tanı kiti var mı?
Koronavirüs teşhisi ile ilgili üç temel yöntem var. q-RT-PCR dediğimiz yani kalitatif gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonunda virüs genetik materyali direkt olarak tayin ediliyor. Kişilerden alınan tükürük ve diğer örneklerden öncelikle virüsün RNA genomu RNA saflaştırma kitleri kullanılarak izole ediliyor ve buradan q-RT-PCR reaksiyonunda virüse spesifik materyal kullanılarak viral genomun çoğaltılması başlanıyor. Eğer örnekte virüs genetik materyali varsa bu da bize bir sinyal veriyor. İkinci yöntem ise antikor temelli yöntemler. Burada ise sizin kanınızda koronavirüse karşı üretilmiş antikor olup olmadığı tayin ediliyor. Üçüncü yöntem ise bilgisayarlı tomografi. Bu konu biraz benim dışımda ama radyolog arkadaşlarımdan öğrendiğime göre akciğer yapısında çeşitli deformasyonlar tomografi ile gözlemlenebiliyor. Her üç yöntem ise tanı için kullanılabilir. En hassas yöntem q-RT-PCR yöntemi bunların arasında çünkü ideal olarak 100’den az virüs partikülünü tayin edebiliyor.
Elimizde yeterli tanı kiti varmı sorusuna da benim vereceğim cevap şu olur; şu anda çeşitli firmaların tanı kiti olarak çıkardığı kitler q-RT-PCR tabanlı. Bu kitlerin kritik malzemeleri ise ülkemizde maalesef üretilmiyor. Şu anda da gümrüklerin etkili olarak çalışmadığı düşünülürse bu kitlerin bitmesi bir sorun ortaya çıkarabilir. O yüzden Ticaret Bakanlığı’nın acilen bilimsel materyale uyguladığı gümrük vergisini almaması ve bu tarz ürünlerin vakit kaybetmeden gelmesi için alternatif bir altyapı oluşturması elzem.
Hızlı tanı kitleri koronavirüsü teşhis etmek için ne kadar etkili?
Hızlı tanı kitlerinin adı üzerinde – hızlı. Hızlı tanı kitleri ise antikor tabanlı bir sistem kullanıyor ve size kısa süre içerisinde vücudunuzda virüse karşı bir antikor gelişmiş mi gelişmemiş mi bilgi veriyor. Bu tarz testleri gebelik testi gibi düşünebiliriz. Bu testler tekil olduğu ve kısa sürede yapılabildiği için özellikle nokta sağlık hizmeti alanlarında tarama yapılması konusunda başarılı. Pozitif sonuç gösteren bireylerin ise daha kesin sonuç veren q-RT-PCR testi ile doğrulanması ve BT ile de ne kadar ilerlediğinin görülmesi yine de gerekli. Bu testlerin temel dezavantajı ise antikor tabanlı olduğu için ilk kuluçka döneminde güvenli sonuç elde edilememesi. Ama yine de hiç yoktan iyidir.
Koronavirüs belirtileri grip, nezle ve alerji ile çok benzerlik taşıyor. Bu belirtileri nasıl ayırt edeceğiz?
Bu konu hakkında işinin ehli bir göğüs hastalıkları doktorunun bilgilendirme yapması daha iyi olacaktır.
Koronavirüs belirtileri taşıyorsak ne yapmamız gerekiyor?
Öncelikle kendinizi insanlardan hatta evinizde aileniz ya da başka insanlarla kalıyorsanız kendinizi insanlardan uzaklaştırmanız ve mümkünse her şeyinizi ayırmanız gereklidir. Sonrasında ise 112 ya da 184 numaralarını aramanız lazım. Bu durumda sizin hastaneye kendi imkanlarınızla gitmeniz çevrenizdekiler için bir risk oluşturacaktır.
Salgın süresince en riskli grup sağlık çalışanları. Sağlık çalışanlarını korumak ve hastalık bulaştırmamak için neler yapmamız gerekiyor?
Sağlık çalışanlarının uyarılarını ve duyurularını dikkate almanız gerekli. Özellikle çok acil bir durumunuz yoksa hastaneye gitmeyin. Hem sağlık personeline bu seferberlik durumunda fazla yük çıkarırsınız hem de hastanede koronavirüs ile enfekte olup hasta olma olasılığınız artar.
Maskeler gerçekten etkili mi? Etkiliyse hangi tür maskeleri tercih etmeliyiz?
Sosyal izolasyon maskelerden daha etkili bir yöntem. Virüs partikülleri çok küçük olduğu için eğer maske sizin suratınıza tam ve doğru bir şekilde oturup en ufak bir hava boşluğu almayacak şekilde kapanmıyorsa zaten geçebilir. İdeal olarak N95 ve üstü partikül filtreleri içeren FFP2, FFP3 ya da P sınıfındaki respiratörler (maske değil) etkili olur.
Virüs çocuklara bulaşıyor mu? Çocuklar enfekte olmuyor şeklinde bir algı var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İstatistiksel olarak koronavirüs tabanlı mortalitede çocuklar düşük risk grubunda. Ama bu kesinlikle çocuklar enfekte olmuyor ile eş anlamlı değil! Vaka bazlı olarak bakıldığında dünya çapında ölen çocukların sayısı da azımsanacak gibi değil. O yüzden kendimiz gibi çocuklarımızı da izole etmemiz bu durumda elzem.
Hamile kadınlar koronavirüs salgınıına karşı nelere dikkat etmeli? Bebeklere koronavirüs bulaşır mı?
Şu ana kadar anneden embriyoya virüs bulaşımı ile ilgili bir bilimsel makale görmedim ancak yine de dikkati elden bırakmamak lazım.
Hamile anneler koronavirüsten nasıl korunabilir? Okumak için tıklayın!
Koronavirüsten en etkili korunma yöntemleri nelerdir? Biz bireysel olarak hangi önlemleri alabiliriz, nelere dikkat etmeliyiz?
En etkili yol sosyal izolasyon, hatta tek yol bu.
El hijyeni çok önemli diye konuşuyoruz. Ancak işi biraz abarttık sanırım. Ellerimiz yıkamaktan, kolonya ve dezenfektan gibi ürünler kullanmaktan tahriş oldu. Ne yapalım, ne tavsiye edersiniz?
Kendi adıma elimi iyice temizledikten sonra nemlendirici kremlerden kullanıyorum. Onun dışında özellikle güvenli alanınız dışından gelen ya da dışarıda bir şeye temas ettikten sonra kesinlikle ellerinizi yıkamayı ihmal etmeyin!
Dezenfektan ve kolonyalar elimizi temizlemekten gerçekten etkili mi? Koronavirüsle savaşta yeterli mi? Bu ürünlerin standart ne olmalı? Kullanmamızı tavsiye ediyor musunuz?
Koronavirüsün zarf dediğimiz dış katmanı konak hücrelerden alınan lipid moleküllerinden oluşur – yani yağdır. Bu yüzden kolonya, çamaşır suyu içeren dezenfektanlar ve sabun etkilidir. Önemli olan şeylerden birisi kontakt süresi – bu temizlik malzemesi yüzeyle ne kadar kontakt kurarsa o kadar iyidir. Bu yüzden ellerinizi en az 20 saniye boyunca yıkamanız risk seviyenizi ciddi ölçüde düşürecektir. Bunun dışında antibakteriyel sabun kullanmanızı kesinlikle önermiyorum, hatta salgın olmayan zamanda da sadece normal sabun kullanın. Antibakteriyel sabunların içeriğindeki triklosan adı verilen madde öncelikle virüslere karşı etkisizdir. Ayrıca triklosan bakterilerde bağışıklık da oluşturur. O yüzden sabundan ve kolonyadan şaşmayın, diğer yüzeylerin temizliği için de bir kova suya bir su bardağı çamaşır suyu denk gelecek şekilde kullanabilirsiniz.
Son olarak… Çin’de koronavirüs bitti mi? Çin koronavirüsü gerçekten yendi mi?
Kesin olarak yendi diyemeyiz ama vaka sayısı azaldı diye kontrolü de elden bırakmıyorlar. İyice sayıların normalize olması ve hastalık seyrinin durup aktif vakaların da bitmesi gerekli.
Koronavirüs salgınında son durum nedir? Normale dönüş nasıl olacak?
Dr. Öğr. Üyesi Cihan Aydın kimdir?
Dr. Öğr. Üyesi Cihan Aydın 1984 yılı Bursa doğumludur. İlk ve orta öğretimini Bursa Anadolu Lisesi’nde tamamlayan Cihan Aydın 2002 yılında TÜBİTAK 9. Ulusal Kimya Olimpiyatları’nda bronz madalya elde etmiştir. Lisans eğitimini ise 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde Moleküler Biyoloji ve Genetik / Kimya Çift Anadal Programı’ndan onur derecesi ile tamamlamıştır. Doktora çalışmalarını ise Massachusetts Universitesi Tıp Fakültesi’nde moleküler farmakoloji, biyokimya ve moleküler viroloji
alanlarında Prof. Dr. Celia A. Schiffer’in önderliğinde gerçekleştiren Cihan Aydın HIV ve Hepatit C Virüsü proteazlarında ilaç direnci gelişim mekanizmaları hakkında çalışmalar gerçekleştirmiştir. 2012 yılında doktorasını tamamlayan Cihan Aydın 2014 Mart ayında Türkiye’ye dönerek öncesinde Boğaziçi Üniversitesi’nde Prof. Dr. Nesrin Özören sonrasında da Koç Üniversitesi’nde Prof. Dr. Halil Kavaklı’nın yanında doktora sonrası araştırmalarını gerçekleştirmiştir ve 2016 Mart ayında İstanbul Medeniyet Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde yardımcı doçent olarak göreve başlamıştır. Şu anda ise Cihan Aydın, biyolojik saat, ilaç geliştirme ve moleküler viroloji konularında çeşitli
çalışmalar yürütmektedir.