Kızamık aşısı yapılmazsa ne olur?

0
5119

Aşı reddi ile ilgili bilimsel bir çok durumdan bilgi verirken, aşı karşıtlarının insanlara neler söylediğini ve bilgisizliğin ne düzeyde olduğuna şahit olunca anladımki en baştan başlamalıyız, en en başından…

Takipçi sayısı pek de fena sayılmayan bir aşı karşıtı hanımefendi kocaman yazı yazmış ‘ Evladı kızamık geçirmiş aile var mı? ‘ devamında alaycı uslüp ile ‘tabi ki  demiş . Paylaşımın devamında kızamık hastalığını  çocukların pek tabi geçirdiğini, evde tedavi vs. ile atlattıklarını, bizlerin kızamıktan yersizce korktuğumuz yorumlanmıştır.

Yeni yeni hastalıklar çıktı…
Başka bir soru ile devam etmek istiyorum şimdi. Çocuğunuz döküntülüleri nedeniyle doktorunuz tarafından el ayak ağız hastalığı, 5. hastalık, 6. hastalık vb. tanıları alınca ‘yeni yeni hastalıklar çıktı , 6. hastalık da neyin nesiymiş?’ dediniz mi? ya da diyeniniz oldu mu? Bu hastalıklar yeni değil eskiden de vardı. Çoğumuz geçirdik ancak eskiden tüm döküntülü hastalıklara büyüklerimiz ‘kızamık’ teşhisini koymaktaydı. Doktora götürülmek şöyle dursun hatta ‘kızamık’ olan çocuğun, içindeki hastalıkları attığına inanılıp ‘hayırlı olsun’ diye o eve ziyarete dahi gidilirmiş.

Geçmişten gelen kızamığın yanlış tanımlanması nedeniyle ‘kızamık tehlikesi’ kapıda dediğimizde sanırım pek de anlaşılmıyor.

Kızamık çok tehlikeli ve sinsi bir hastalıktır
Hastalık solunum yolları, döküntü, ateş ile karşımıza çıkmakta. Diğer döküntülü hastalıklar ya da solunum sistemine dair hastalıklar ile birbirine çok benzemektedir. Bu nedenle tanı konulmadan kişi hastalığı geçirebilir.

Diyelimki doğru tanıyı aldı. Hasta solunum yollarına dair şikayetleri ve  döküntü  gibi diğer şikayetleri için tedavileri verildi ve hasta iyileşti. Aile ve hasta hayatına kaldığı yerden devam ediyor. Bitti mi,  geçti mi tehlike? Maalesef hayır!

Kızamık aşısı yapılmazsa ne olur?
Kızamık hastalığını atlatanların kimisinde Hastalığı atlattıktan yaklaşık 5-6 yıl sonra unutkanlık , yürüme ve davranış bozukluğu başlayacak ve bizleri çok üzen tanı koydurucu hareket olan ‘ani baş düşme’ hareketi ortaya çıkacak. Aile doktorundan şunu duyacak

Bu hastalığın adı SSPE. Tedavisi maalesef yok. Hasta bir süre sonra yürüyemeyecek, konuşamayacak, yemek yiyemeyecek ve maalesef ölecek!…

Biz hekimler kızamık görmek istemiyoruz. Çünkü kızamığın komplikasyonlarının önüne geçebilecek ya da SSPE komplikasyonlar gerçekleşmesi halinde tedavi ile düzeltme gibi bir seçeneğimiz yok.

SSPE den korunmanın tek bir yolu var :  Aşı!

Türkiye’de yapılan bir araştırmada  1995 yılından bu yana SSPE nedeniyle başvuran olgu sayısı 1200′ e yakın. Bu SSPE olguların %71 i aşısız. Bu araştırmanın sonucuna göre

1) Kızamık aşısı olmama halinde SSPE riskiniz çok daha fazla.

2)Toplumun % 95 inin aşılanmamış olması ile Tek doz aşının koruyucuğu %80-85.

Yani sadece  kendimize dair bir aşılanma değil bahsettiğimiz , toplumun en az %95 ‘ inin aşılanmış olması gerekiyor.

Bu nedenle aşı reddini kişisel bir  hak olarak görmüyorum ve görmüyoruz.

Türkiye’in kızamık tarihi ne diyor?

1969 yılında bildirilen kızamık vaka sayısı 66.111 ,  bu vakalardan 532 si ölmüştür.

1970 yılında kızamık aşılanması başlamış, 1985 yılında ise aşı kampanyası başlatılmıştır. Bu yıllarda aşılanma oranı %60 larda iken giderek artarak 2009 yılında  %97’e ulaşmıştır.

2005 yılında bildirilen vaka sayısı: 1119

2006 yılında bildirilen vaka sayısı: 34

2007 yılında bildirilen vaka sayısı: 3

Sosyal medyada artan aşı karşıtı kampanyalar ile Türkiye’de maalesef aşılanma oranında tekrar düşüş yaşanmıştır ve tek dozun koruyuculuğu azalmış, ikinci doza ihtiyaç duyulmuştur.

Ve maalesef kızamık vakaları hem biz de hem de Avrupa Amerikanın bir çok ülkesinde yeniden görülmeye başlamıştır.

Kızamık aşısının SSPE yapma ihtimali var mıdır?
Dünyadaki SSPE vakalarında tespit edilen kızamık virüsünün 1 tanesi bile aşı kaynaklı virüs değildir. Aşılıların Kızamık hastalığına geçmişte yakalanma durumu soğuk zincire dair yetersiz bilgi nedeniyle uygun koşullarda saklanamayan aşıların etkisini yetirmiş olması ve yine toplumun aşılanma oranının istenilen düzeye ulaşılamaması. Günümüzde artık aşı dolaplarında gecenin bir vakti yarım derece bile değişiklikte görevlilerin alarmı devreye girmekte ve hemen sorun giderilmekte. Aşı güvenliği inanılmaz bir güvence altında.artık önümüzdeki tek engel toplumun aşılanma oranını artttırmak.

Kızamık aşısı otizm yapar mı?
Bilinizki kim bunu söylüyorsa çok açık yalan söylüyor. Ya da bilmiyor biliyormuş edasıyla yaşıyor. Çünkü

  1. Türkiyedeki civa içeren 2 aşı vardı : hepatit ve DBT .Yani otizim ile sözde ilişkilendirilen civa ,zaten kızamık aşısında yok.
  2. Aşılardaki civa etil civaydı. Etil civa zararsızdır , çünkü 5-6 gün içinde vücuttan atılır , birikim yapmaz. Zararı olan metil civadır.
  3. Zararsız olduğu kanıtlanmış olsa da aşı karşıtları bunun üzerinden kara propaganda yapmaları ve ailelerin inanmaları nedeniyle dünyada son 20 yıldır , ülkemizde ise son 10 yıldır hiçbir aşı civa içermemektedir.
  4. Otizm tam olarak nedeni bilinmeyen bir hastalıktır. Başta genetik olmak üzere çok etkenli bir hastalıktır. Hastalık iletişim farklılığı ve davranış bozukluğu gibi semptomlarla kendini gösterdiği için 18 ay-24 aya kadar semptomlar çok siliktir ve bu dönemden önce otizm şüphesi zor oluşur.otizimin kendi oluşum süreci olan 2 yaşı ,aşı dönemi ile ilişkilendirmek kırmızı papuç ile düşük riski arasında bağlantı kurmak kadar kel alakadır.çünkü otizimli hasta ilk aylarından semptom vermeye başlar aslında ancak farketmek zordur.yaşı ilerledikçe semptomlar daha belirginleşir ve şüphe üzerine çocuk psikiatristi tarafından değerlendirilen hasta otizim tanısı alır.

 

Son olarak;

Aşı otizim yapmaz .

Aşı SSPE de yapmaz.

Aşı hayat kurtarır.

 

 

 

.

 

 

Bir Cevap Yazın