Zaman tünelinde süzülürken sımsıkı tuttuklarımız, tutunduklarımız… Yaşamaya dair teslimiyetçi, kaderci tutumlarımızı büyük oranda bir kenara bıraktık. Daha organize olmak elbette güzel. Özellikle belli konularda….
Yeniden başlamak için asla geç değil!..
Yirmilerin sonunda yüzük, otuzların başında terfi ve ilk bebek, kırklarda kendi işini kurmak… Bir kadının yaşam için eylem planı listesi böylece uzayıp gidiyor. Çünkü beklentilerimiz var. Çünkü mutlu olmak istiyoruz. Ve salt duygusal değil, akılcı seçimler yapmanın değerini de kavramış durumdayız. Yine de…
Bazı maddeler şu veya bu sebeple liste dışı kalabiliyor. Uzmanlar, hiçbir şeyin yüzde yüz planlanamayacağının altını çizerek listede korunması gereken 5 maddeyi öne çıkarıyor. Ve aslında bunlar, diğer planlarımızın seyrinin yapıtaşları…
1. İlkelerinize ve değerlerinize düğüm atın.
Özellikle aşk hayatında yalnız kalma kaygısı ve evlenmeme korkusuyla biriyle, “o doğru kişiyle” tanışmak için farklı seçenekleri de deniyoruz. Ancak evlenmek uğruna yanlış kişilerle bağ kurmak, körleşmek tehlikesi taşıyor. Dolayısıyla öz benliğimizden sapma riski mevcut bu noktada.
2. Bir çocuğunuz olsun.
Yaşamda hakiki anlamda birkaç kilometre taşı varsa, bir tanesi de çocuk sahibi olmak. İmkanlarınız dahilindeyse (madden ve sağlık koşulları) fazla düşünmeyin. Ancak bu konuda zamanlamada da aşırı dakik, plancı olmaya çalışmayın. Rahat olun.
3. Kariyer merdivenini tırmanmaya devam…
Birçok kişi çocuk sahibi olduğunda veya benzer nedenlerle kariyerinden vazgeçme noktasına gelebiliyor. Ancak çalışma kültürünü, ritmini benimsemiş biri için bu “erken emeklilik” kararı sonrasında pek de iyi sonuçlar doğurmaz. Ani kararlar almayın. Başka planlarınız varsa ve hazırlıklarınız başladıysa bir sorun yok. Ancak sadece bezginlik nedeniyle vazgeçmek yok.
4. Yaşama tutkusunu keşif…
Bu devirde herkes hayatında “anlam” istiyor. Bunda bir yanlışlık yok. Sorun şu ki o anlamı hemen, şimdi istiyorlar! Hızlıca bulamadıklarında da vazgeçebiliyorlar. İşte bu çok yanlış bir hamle. Kendinize ve hayatınızın doğal akışına bu kadar baskı yapmamalısınız. Anlam, bazen sandığımızda daha yakınımızda seyreder…
5. Yalnızlığı seçin, bazen…
Boşanmak, ayrılık yaşamak, işsiz kalmak… Yalnızlık dönemleri olur insanın. Ancak uzaması kırmızı alarm demek. Aksini düşünelim: Ne olursa olsun yalnız kalamamak, derin bir yalnızlık korkusu. İkisi de olmaz. Bir orta yol bulmak lazım. Yalnızlığı konforlu bir seçenek haline getirmek esas mesele… İnsanın ‘kendini’ yaşaması da güzeldir…
