Çocuklarda en sık görülen hastalıklar nelerdir?

0
932
erkek çocuk ve çocuk doktoru

Çocuklarda en sık görülen hastalıklar nelerdir? 0-6 yaş çocuklarda en sık hangi hastalıklar görülür? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Eren Yıldız, çocuklarda en fazla görülen hastalıkları yazdı!…

Çocuklarda en fazla görülen hastalıklar

Çocuklar erişkinlere göre daha sık hastalanırlar ve hastalıklarının seyri daha farklıdır. Özellikle okul döneminde birbirlerine bulaştırıcılığı yüksek hastalıklara yakalanırlar. Bağışıklık sistemleri geliştikçe yakalandıkları enfeksiyonların sıklığı da azalır. Çocuklar sadece enfeksiyonlu hastalıklara yakalanmazlar, her hastalığın tedavisi antibiyotik değildir. Bu yazıda genel olarak çocukluk çağında sık gördüğümüz hastalıkları kısaca anlatacağım.

Atopik Dermatit

Atopik dermatit( egzama) bir çok faktöre( genetik, çevresel) bağlı olarak görülen kronik bir cilt hastalığıdır. Çoğunlukla bebeklik döneminde başlar. Maalesef ki ileriki yaşlarda astım ve alerjik rinit gibi diğer alerjik hastalıkların habercisi olma özelliğini taşımaktadır. En sık rastlanan belirtiler kuruluk, kaşıntı ve döküntüdür. En tipik bulguları yüzde, dirsek içinde ve diz arkasında kızarık lezyonlardır. Koruma için cildi hassas çocukların şampuanları da hassas olmalıdır. Yünlü ve tahriş edici kıyafetlerden uzak durulmalı, banyo sonrası daha ıslakken nemlendirme çok önemlidir. Tırnakların kısa olması kaşıntıya bağlı hasarı azaltmada yardımcı olacaktır. Tedavide nemlendiriciler, topikal kortikosteroidler ve oral antihistaminikler kullanılmaktadır.

Nezle ( Soğuk algınlığı)

Özellikle okul çağı çocuklarında sık görülür. Çeşitli virüsler bu tabloya neden olabilir. Okul çocukları yılda 10 defaya kadar bu hastalığa yakalanabilir.  Genelde burun akıntısı, hapşırma ve nadiren ateş ile seyreder. Bazen tablo ağırlaşıp kulak, boğaz ve akciğer enfeksiyonuna sebep olabilir. Hafif vakalar şikayet giderici ilaçlar ile takip edilir. Bol sıvı tüketilmesi hastalığın atlatılmasında çok yardımcıdır. 3 günü geçen ateşli nezlelerin muhakkak muayene edilip, başka bir hastalığa sebep olup olmadığının anlaşılması gerekir.

Tonsillit ( Bademcik enfeksiyonu)

Virüsler ve bakterilerin yol açabildiği, en sık antibiyotik kullanımı  gereken enfeksiyonlardandır. Genelde 5-15 yaş arası görülen tonsillitler bakteriyel, diğerleri viraldir. Bu kesin bir kural olmamakla birlikte antibiyotik yazma konusunda biz hekimlere yardımcı olur. Ateş, halsizlik, boğaz ağrısı ile seyreder. Tanıda boğaz kültürü ve hızlı antijen testleri kullanılır. A grubu beta hemolitik spreptokok ( beta mikropbu olarak adlandırılan bakteri) ürerse antibiyotik tedavisi başlanmalıdır, diğer viral tonsillitler tedavisiz kendiliğinden iyileşir. 

Konjenital ( Doğumsal) Hipotiriodi

Doğuştan gelen hipotiroidi boyundaki tiroid bezinin hormon üretimindeki eksikliği veya yokluğu ile karakterize bir hastalıktır, önlenebilir zeka geriliğinin en sık nedenlerinden biridir. 3000-4000 canlı doğumda bir görülür. Doğum sonrası topuk kanı ile taradığımız hastalıklardan en sık görülenidir. Kabızlık, emme güçlüğü, beslenme sırasında solunum güçlüğü, uzamış sarılık, ağlama sesinin kalın ve kaba olması ve kaba yüz hatları gibi bulgular bu hastalığı akla getirebilir. Tedavide ağız yoluyla tiroid hormonu sabah aç karna verilmektedir, belli aralıklar kandan tiroid fonksiyon testleri bakılıp hastaların büyüme ve gelişmeleri yakından izlenmektedir.

Gelişimsel Kalça Displazisi

“Kalça çıkıklığı” olarak da bilinen bu hastalık bacaktaki ana kemiğin üst kısmının kalça kemiği ile arasındaki ilişkinin bozulması durumu olarak tanımlanabilir. Ulusal tarama programımızda 2. Ayda kalça ultrasonu ile tarama yapılması önerilmektedir. Ultrasonunda ya da muayenesinde bozukluk saptanan hastalar ortopediye yönlendirilmektedir. Tedavide amaç kalçayı düzeltecek pozisyonda tutmak olduğu için çeşitli ateller kullanılmaktadır.

Pnömoni (Zatürre)

Pnömoni akciğer enfeksiyonu olarak nitelendirilebilir. En gelişmiş ülkelerde bile sık görülen ve ölümlere neden olan bir hastalıktır. Çeşitli virüsler ve bakteriler bu hastalığa sebep olmaktadır. Belirtileri hızlı nefes alıp verme, göğüste inip inip kalkma, öksürük, sesli nefes alınması, göğüste hırıltı ve ateşin yüksek olması sayılabilir. Tedavide antibiyotikler kullanılmaktadır, hastalığın ağırlık seviyesine göre hastanede yatış kararı verilerek bu antibiyotikler damardan verilmektedir. Destek amaçlı bol sıvı alımı ve dengeli beslenme önerilmektedir. 

Obezite

Obezite çağımızın hastalığıdır ve sıklığı giderek çocuklarda da artmaktadır. Vücut yağ kitlesindeki aşırı artış olarak tanımlanabilir. Hareketsiz yaşam ve tüketimi özendirilen bol kalorili, yüksek şeker ve yağ içerikli besinlerin tüketimi obeziteye neden olan faktörler arasındadır. Obezite kontrol altına alınamaz ise birçok organ ve damar problemine sebep olmaktadır, bu yüzden iyi bir diyet ve spor ile tedavisinin bir an önce yapılması gerekiyor. Çocuk doktorları ve diyetisyenlerin bu hastalıkta işbirliği halinde olması gerekmekte ve çocuğun yaşına sosyal yaşantısına uygun diyet ve aktivite programı hazırlanması gerekmektedir.

Skolyoz

Omurgamızın normalde önden ve yandan bakıldığında düz olması gerekiyor. Sağa ve sola doğru C veya S şeklinde eğri olması “skolyoz” olarak tanımlanıyor. En yaygın bulgusu bir tarafa belirginleşen kürek kemiği çıkıntısı ve bir omuzun daha yüksek oluşu gibi simetri kusuru. Eğriliğin artışı, sırt ve belde ağrıya yol açıyor. Korumak için özellikle okul çocuklarının çanta ağırlığının çok olmaması gerekiyor. Anne ve babaların çocuklarının gelişimini yakından takip etmesi de erken tanıda çok önemli. Tanıda basit bir röntgen ile eğriliğin derecesi hesaplanıyor. Küçük eğrilikler takibe alınıp fizik tedaviye yönlendirilirken daha ileri vakalar ortopedi uzmanları tarafından skolyoz cerrahisine alınmaktadır.

Mevsimsel Alerjik Rinit

Bahar aylarında sık gördüğümüz bir hastalık, mevsimsel alerjik rinit. Burun akıntısı ve kaşıntısı, tekrarlayan hapşırık, burun tıkanıklığı, gözde kaşıntı ve yaşarma bu hastalıkta gördüğümüz şikayetler arasında yer almaktadır. Genellikle çiçek açmayan ve polenleri rüzgar ile saçılan bitkiler etkendir. Astım ile birliktelik görülebilir. Çoğu zaman muayene ile tanı koyulmakta olup kesin etkeni gösterebilmek için kandan ve ciltten alerji testleri yapılmaktadır. Tedavinin en önemli basamağı alerjenden uzaklaşmaktır. Burun spreyleri ve ağızdan alınan ilaçlar ile de şikayetler düzelmektedir. Ağır vakalarda aşı tedavisi denilen ‘’immunoterapi’’ uygulanmaktadır. 

Astım

Astım akciğerlerdeki hava yollarının duvarlarının şişerek daralması ile karakterize bir hastalıktır. Genetik geçişi mevcuttur. Genel olarak alerjiktir, alerjik nezle ve besin alerjisi ile beraber görülebilir. Fakat alerjik olmayan astım da görülebilmektedir. Tekrarlayan ve özellikle gece uykuda veya oyun sırasında olan öksürük, hırıltı, nefes darlığı ve de göğüste sıkışma hissi olan çocuklarda astım akla gelmelidir. Bebek ve küçük çocuklarda tanı hastadan alınan öykü ve yapılan fizik muayene ile koyulur. 5 yaşından büyük çocuklarda -uyumlu ise- solunum fonksiyon testi yapılmalıdır. Alerji için deri ve kandan yapılan test tanıda yardımcıdır. Tedavide hastalığın şiddetine göre plan yapılmaktadır. Sık kullandığımız ilaçlar koruyucu olarak uzun dönem kullanabildiğimiz düşük mikrogramlı kortizonlu spreyler ile atak dönemlerindeki kısa etkili nefes açıcı inhaler spreylerdir. Çiğneme tabletleri ve ağızdan alınan toz ilaçlar da kullanılabilmektedir.

Bir Cevap Yazın