Toplayın tası tarağı, gidiyoruz!
Kapımızı çalıp çalıp, o sıcak yüzünü bir gösterip bir kaybolan güneş… Ne kadar da nazlansa, yaz kapımızda. Tatil planları yapılmaya başladı bile. “Bu yaz tatilinde nereye gitsek, nasıl gitsek?” düşünceleri de başlamıştır. Hele çocuğunuz varsa durum hepten muamma. Çocukla tatile gitmek zor iş, herkes bunu öncelikle kabul etsin. Yaz tatili planlarınızı da çocuğunuzu düşünerek yapmak zorundasınız. Evet buna mecbursunuz kusura bakmayın, dost acı söyler. Anlatayım o zaman. Çocukla ilk defa tatile çıkacaklar da şöyle bir gözlerinizi kapatıp hayal edin lütfen.
Bütün zorluklara rağmen en tatlı tatilimi çocuğumla yaptım, öncelikle bunu belirteyim. Bu arada çok da zorluk yaşamadım çünkü anneanne ve dede vardı, en büyük destekçilerimiz. Onlar olmasaydı tatil benim için pek de tatil olmazdı. Eğer dede, anneanne, babaanne varsa birlikte gitmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Çocukla tatile gitme sanatı
Kesinlikle bir sanat çocukla tatile gidebilmek. Öncelikle ilk eseriniz eksiksiz bir bavul hazırlamak. Yanınıza almanız gerekenleri liste şeklinde yazmanızı tavsiye ederim, aklınızda tutmakta zorlanabilirsiniz. Öncelik eksiksiz bir alışveriş tabi. Çocukla geçireceğiniz ilk tatil ise bu listeye gerçekten ihtiyacınız olacak. Bez, ıslak mendil, temizleme pamuğu, süt biberonu, su biberonu, emziriyorsanız süt pompası, emzirmiyorsanız mama. Ek gıda dönemine gelmişse; tabak, çatal, kaşık, bardak… PH seviyesi yüksek su içiriyorsanız özel su. Mayo, yüzme simidi, kolluk, mayo bez, yedek mayo, bolca t-shirt ve şort.
Bitmedi; banyo havlusu, plaj havlusu (en az 2 tane), şampuan, vücut şampuanı, vücut losyonu, yüz kremi, 50 faktörlük güneş kremi, plaj terliği (sandalet tarzı olması daha rahat olmasını sağlayacaktır), plaj çantası… Bitmiyor bitmiyor. Tamamlandığını düşünüyorsunuz, derken “yedek bez de alayım, ıslak mendili de yedekleyelim, 3 tane yetmez 5 olsun”. Liste uzayıp gidiyor. Sanki dağ başına gidiyorsunuz. Bu arada en önemli malzemeleri unutuyordum, ilaç çantası: Ateş düşürücü, öksürük şurubu, ateş ölçer, burun spreyi, burun aspiratörü, serum fizyolojik, yedek uçlar, oyuncaklar… Ve benim aklıma gelmeyen daha bir sürü şey.
İkinci eserinize gelelim, kule inşa ediyorsunuz bavullardan. Arabanın bagajında sığmaz, arka koltuğa da… Gören de zanneder ki Paris Hilton ya da Bülent Ersoy geldi 20 bavulla. Hazırlanmak ayrı dert, yerleşmek ayrı dert, dönüş ayrı, dönünce evinize yerleşmeniz çok çok ayrı bir dert. Yol maceralarını hiç söylemiyorum bile. Çocuk kaka yaptı, çek arabayı müsait bir yere popo pişmesin hemen açalım. Çocuğun karnı acıktı, emzir!..
Ama korkmayın, müthiş bir tatil sizi bekliyor. Her zamankinden çok daha keyifli ve hareketli. Hem ne demişler “nerede hareket, orada bereket”. Dolu dolu bir tatil…
Ne yani bunca hazırlık boşa mı gitti?
Sakin olun! Bunca telaşa girmenize hiç gerek yok. Gittiğiniz yerde market, bakkal ya da pazar vardır elbette. Ben ettim siz etmeyin!
Çocuğumla ilk tatilim, kendileri 7 aylıktı henüz. Her zaman olduğu gibi doktorumuzdan onay aldık, denize girebileceğini ama havuza girme fikrine çok sıcak bakmadığını belirtti. Güneş koruyucu kullanmaya özen gösterin dedi. Her şey tamamdı. Tas tarak ne bulduysam doldurdum bavullara. Kovası, kepçesi, küreği… Hiç bir eksiği yoktu.
Gittiğimiz gün denize girmedik. Ertesi gün uyandık, hava mis… Denize girmemek için hiçbir neden yok. Önce güzelce sürdüm güneş kremini, bir iğne deliği kadar sürülmemiş yer kalmamıştır vücudunda eminim. Çok hassasım çünkü, ilk defa bir minnak ile tatile gidiyorum, boru mu? Anayım ben ana diye dolanıyorum ortalarda.
Mayo bezi taktım, üzerine mayosunu giydirdim. Aldım elime çantalarını, haydi denize. Teyze, amca, dede, anneanne de var. Tek torun, tek yeğen. Görmemişler gibiyiz hepimiz.
Ama ya olmaz ki böyle, deniz dalgalı. Köpük köpük vuruyor dalgalar kıyıya. Olsun vazgeçmek yok. Zaten kendi kendine girecek değildi, 7 aylık el kadar bebe. Dalga bize engel olamaz, olmamalı. “Kuzey hadi anneannem bak ne güzel deniz. Hadi dedem gel bakalım girelim denize”. Dedim ya görmemişiz, o denize girilecek. Dedesi aldı kucağına oturdu kıyıya. Kuzey, dalga vurdukça dedesinin omuzlarına tırmanıyor. Derken bir dalga darbesi dedeyi savurdu. Kuzey kıyamet koparırcasına ağlıyor, bağırıyor. Hepimizin yüzü asıldı, hevesimiz kursağımızda kaldı ya. Vazgeçmedik, hadi simitle sokalım dedik. Pardon simit mi dedim? Tam bir saray, son model araba gibi. Yok yine kandıramadık çocuğu. O ağladıkça biz ısrar ediyoruz. Tamam tamam hadi çıkalım dedik. Oturduk kumlara. Aradan 5 dakika geçti, geçmedi. Yine denize doğru yeni bir hamle yaptı dedesi. Bari ayaklarını soksun çocuk denize diye. Yine hüsran, istemiyor çocuk. Yine bir ağlama, haykırma, bağırma. Sonunda pes ettik ve eve gitmeye karar verdik oy birliğiyle. Kuzey, dedesi ve anneannesiyle evde kaldı biz havuza gittik.
Dedim ya hava çok güzel, biraz güneşleneyim bari istedim. Yukarıdan gelen adam ne kadar da babama benziyor. Kucağında da Kuzey kadar bir çocuk var. Emin olamadım, güneş gözlüklerimi çıkardım ama güneş o kadar güzel parıldıyor ki yine tam olarak kim olduğunu göremedim. Adım adım yaklaştılar ve evet evet babam bu adam, kucağındaki de Kuzey. Yanımıza getiriyor diye düşündüm, durmadı demek ki annesiz. Tabi ki vazgeçmemişti babam, yavaş yavaş Kuzey’i belinden kavradı ayaklarını havuza sokmaya teşebbüs etti ve yine bir çığlık çığlığa ağlama sesi, yine yeniden hayal kırıklığı. Bir hafta boyunca oğlum havuza dahi inmek istemedi. Bırakın havuzu banyo yapmayı çok seven çocuk uzun bir süre banyo yaparken ağladı.
Velhasıl bütün hazırlıklarım boşa gitti. Hem param heba oldu, hem de çocuğu sudan soğuttuk. Biz her şeyiyle hazırlanmıştık ama demek ki çocuk henüz hazır değilmiş denize ya da havuza girmeye. Resmen travma yaşattık çocuğa.
Çocukla ilk tatiliniz ve henüz 1 yaşın altındaysa size tavsiyem; önce çocuğunuzun nabzını bir yoklayın denizle tanışmaya hazır mı değil mi diye, sonra plaj için gerekli alışverişi yapın ki, paranız da boşa gitmesin hazırlıklar da. Gittiğimiz yer küçük bir tatil köyü olmasına rağmen merkezde market, bakkal, tatil araç gereçleri satan dükkanlar… Aklınıza gelebilecek her yer mevcuttu. Gerekli olan her şeyi oradan temin edebilirmişim aslında. Bilseydim hiç o kadar uğraşmaz arabaya kamyon yükü kadar eşya yüklemezdim.