Bebeklere bağırmanın zararları

0
27332

Pek çoğunuz bebeğe/çocuğa bağırılır mı? diyebilirsiniz. Ama ne yazık ki çocuklarına bağıran hatta çocuğuna bağırmakla kalmayıp küçük düşürücü kelimeler kullanan anne-babalar var. Bugün bebeklere ve çocuklara karşı davranışlarımızın onları nasıl etkilediğini anlatacağım. Bebeklere bağırmanın zararları nelerdir? Çocuklara neden bağırmamalıyız? Gelin birlikte bağırmanın zararlarını değerlendirelim…

Aile içinde sükûneti sağlayamamış, kendi içinde de de birbirine bağıran ebeveynler bunu çocuklarına karşı da devam ettirip bebekleri, çocukları nasıl etkilenir diye ya düşünmüyorlar ya da onlar için öyle normal bir şey ki farkında dahi değiller. Ne yazık ki bir kere dahi olsa bağırmaya, küçük düşürücü kelimelere maruz kalan bebek ya da çocukta onarılması uzun süren izler bırakıyor.

Bebeğe/çocuğa bağırmak onları korkutur. Olaylara verdiğiniz tepkiler çocuklarda pekiştirme görevi görür. Yemek yemediği için bağırdığınız çocuğunuz, bir sonraki yemek saatinde yine bağıracağınızı düşünerek ona göre gardını alır. Oyuncaklarını toplamadığı için evi dağıttı için bağırdığınız çocuklarınız zamanla bağırmaya tepki olarak size bağırabilir.

Çok bağırıyor, aşırı sinirleniyorsanız sizden korkabilir ve kendini sizinle güvende hissetmeyebilir. Ebeveyn olarak çocuğunuz kendini sizin yanınızda güvende hissetmiyorsa nerde hissedebilir. Dolayısıyla hayata karşı bir güven problemi yaşayabilir. Okul hayatında veya arkadaş çevresinde özgüven eksikliği yaşayabilir. Bildiği yapabileceği konularda kendisine bağırılacağı, gülüneceği kaygısı oluşabilir. Sosyal yaşamındaki yaşayacağı bu problemlerin kaynağı bağıran anne babaya sahip olmaktır. Bağırılan çocuklarda problemin neticesinde durum ileri boyuttaysa kekemeliğe, konuşurken duraksamaya kadar devam eder.

Dolayısıyla anne baba olarak problem gibi gördüğünüz olayları yaşarken çocuğunuza karşı yapmanız gerekenler:
1. Sabırlı olun ve derin nefes alın.
2. Problem kaynağı neyse kısa bir süre uzaklaşın.
3. Anne baba olarak yer değişikliği yapın.
4. Çocuğunuzla sakin anlaşılır konuşmalar yapın.
5. Çocuğunuza sarılın ve göz teması kurun.
6. İlk seferde ve tekrarlar da aynı sükûneti koruyun.
7. Bağırdığınız da çocuğunuzda oluşacak hasarları düşünerek geri adım atın.
8. Çocuğunuzda mekan değişikliği yapın.
9. Olaylara karşı tepkinizi biriktirmeyin.
10. Karşınızda çocuğunuzun olduğunu ve yaşına göre davrandığını unutmayın.
11. Sizi kızdıran bağırmaya sevk eden ne ise o an ders vermeye kalkmayın.
12. Çocuğunuzla empati kurun.
13. Ailenize saygılı ve sesiniz alçak tonda ayarlayacağınıza söz verin
14. Bir daha bağırmayacağınıza ve sözünüzü tutacağınıza dair söz verin.
15. Güvenini kazanın.

Ses tonunun yükselmediği, sakinliğin ve sükûnetin hakim olduğu evlerde mevcuttur. Hayal gibi gelmesin. Çünkü çocukların yaşına göre neler yapabileceği ve neyi ne kadar algıladığını bilmelisiniz. Çocuğunuzla empati kurduğunuzda onu daha iyi anlayabilir olaylara karşı tepkinizi minimuma indirebilirsiniz. Gündelik hayatın sıkıntıları çocuğunuza yansıtmamalısınız. Sabrınızın tükettiğini hissettiğiniz anda eşinizden yardım istemelisiniz kısa bir mola vermelisiniz.

Çocuğunuza bağırırken kendinizi onun gözünden hayal etmeyi deneyin. Çocuğunuzdan hem fiziken hem de yaş olarak büyük ebeveynisiniz, hayata gözlerini açtığı ilk andan beri yanında olan koruyucu meleklerisiniz. Sizin çocuğunuza bağırmanız en başta güven problemi yapacaktır.

Çocuğunuza sarılın, sevin. O sizin gündelik hayatta yaşadığınız problemlerden bir haber ve keyifsiz olduğunuzu anlamayacak kadar küçükler ve hiç bir şey için geç değil. Çocuklar sandığınızdan daha büyük yüreğe sahiptir ve size hatalarınızı düzeltmek için şans verir.

Sabırlı ve sevgi dolu bir biçimde yumuşak ses tonuyla çocuğunuza kısa ve net cümleler kullanarak yaşına göre olan her şeyi anlatabilirsiniz. Sevgi dolu ve özgüvenli çocuklar yetiştirmeniz dileğiyle….

Bir Cevap Yazın