Davetiyeyi aldığımızda iki kere sevindik, hem mutlu anlara tanıklık edecektik hem de en sevdiğimiz yerlerden birinde vakit geçirme imkanı bulacaktık. Bu defa mutluluklara tanıklık etmek için çıktık yola. Yolda olma ve yolculuk hallerimizi severiz biz ve baş başa olduğumuz bir yaşam alanı haline getiririz. Bu yüzden mümkün olduğunca arabayla seyahat ederiz.
İstanbul’dan Ayvalık’a 5-6 saatlik bir yolculuk sonrası ulaşabilirsiniz. Bu güzergahta Susurluk’ta tost-ayran molası vermek bizim olmazsa olmazımızdır, bu yüzden varış süresi genellikle değişkenlik gösterir. Ayvalık’a yaklaşırken yol üzerinde Edremit, Burhaniye, Gömeç gibi şirin beldelerden geçeceksiniz.
Ayvalık demek, fıstık çamı ormanlarıyla kaplı benzersiz Kozak Yaylası, zeytinlikler, tarihi Rum evleri, mavi bayraklı plajlar, Cunda Adası, gün batımı ile meşhur Şeytan Sofrası, tarihi cami ve kiliseleri ile ufak ama kültür zenginliğimizin en yoğun yaşandığı bölgelerden biri demek. Ayrıca Ayvalık, dünya miras listesine zeytinyağı ve sabun endüstrisi kültürüyle aday olmaya hazırlanıyor.
Ayvalık merkezinde, liman yolu üzerinde, denize nazır eski bir konaktan butik otel haline getirilmiş Ayazma Butik Oteli seçtik konaklamak için. 1867 tarihli binanın ön tarafında bulunan terasta ailenizle güneşin batışını izlemek yapılabilecek en keyifli aktivitelerden. Otel girişinde dikkat çeken bambu takımlar düğüne kadar olan zamanda muhteşem Ayvalık panoraması izleyerek dinlenme imkanı sağladı bize.
En özel anlarınızı yaşamayı seçtiğiniz yerler sizi yansıtmalı; sizin için aşkın rengi maviyse mesela “evet” derken size deniz şahit olmalı, martılar fondaki müziğe eşlik etmeli, yıldızlar havai fişekleri bile kıskandırmalı. İşte biz böyle mutlu bir ana şahitlik ettik, en iyi dileklerimiz ve dualarımızla.
Ayvalık’a gittiğinizde mutlaka uğramanızı tavsiye edeceğim yerlerden biri de, adını bu bölgenin evlerinde, bahçelerinde yetiştirilen mercanköşk bitkisinden alan Macaron Konağı. Burası adeta bir masal gibi, muhteşem bir bahçe içerisinde, mis gibi çiçek kokuları ile birlikte sizi kitaplar, kütüphane, tarihi objeler, zeytinyağı deposu, antika parçaları karşılıyor, özenle seçilmiş yerleştirilmiş her detay hayranlığınızı arttırıyor. Ev yapımı nefis ekmekler, reçeller, lezzetli kurabiyeler ve harika reyhan şerbeti eminim buradan ayrılmanızı çok zorlaştıracak. Sahiplerinin ve çalışanlarının sıcak ilgisi mutlaka sizi buraya tekrar getirecek.
Bence dönmeden önce La Maison de Barbara Sanatçı Rezidansı’nı, Saatli Cami’yi ve Taksiyarhis Anıt Müzesi’ni görmek için zaman ayırın, Ayvalık sokaklarında, sarmısak taşından yapılan tarihi Rum evleri arasında kaybolun. Ve tabi ne kadar tok olsanız da Ayvalık tostu yemeden dönmeyin.
İsterseniz, yollara düşmek için sizi mutlu edecek sebepler mutlaka bulursunuz.
Cunda’da düğün böyle bitti “Ve sonsuza dek mutlu yaşadılar…”
Sevgiyle…
