Dünyanın her noktasını etkileyen koronavirüsü grip gibi atlatmak mümkün mü? Pek çok uzman ülkemizin yüzde 80’inin koronavirüsle enfekte olacağını ifade ederken, “Grip gibi geçirebilirsiniz ama başkalarının da hayatına mal olabilirsiniz” diyor.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Hacer Kuzu Okur, koronavirüsün insan vücudu dışında cansız ortamlarda 4 güne kadar canlılığını sürdürdüğünü söyleyerek, “Koronavirüs için temel kaynak enfekte hastalardır. Sağlıklı değil hasta kişilerin maske takması gerekiyor. Çünkü solunum yolumuzdan damlacık yolu ile havaya yayılan virüsler ya doğrudan solunum havasından alınır ya da bir süre havada asılı kaldıktan sonra yüzeylere konar ve canlılığını sürdürdüğü sırada ellerimizle dokunduğumuz yerlerden virüsü alırız. Ellerimize virüs bulaştıktan sonra yıkamadan gözümüze, burnumuza, ağzımıza, yüzümüze götürülmesi ile virüsün vücudumuzda yolculuğu başlamış olur” diyor.
Ağzınızı yıkayın
Doç. Dr. Okur’un koronavirüs için ilk uyarısı şu oluyor: Virüs üst solunum yolu mukozamızda temas ettiğinde; su ile mukozayı yıkayıp ıslatır ve yutarsak mide asidinde canlılığını sürdüremez. Bu nedenle su içmek ve ağzımızı sık sık çalkalamak da el yıkamak kadar önemli!”
Basit bir grip gibi geçirebilirsiniz
Vücudumuzun koronavirüsle savaşma gücünü bağışıklık sistemimizin belirlediğini belirten Doç. Dr. Hacer Kuzu şöyle konuşuyor: “Virüs üst solunum yolu mukozamıza girdikten sonra vücudumuzun virüsle savaşma gücü bizdeki seyrini değiştirir. Astım, KOAH gibi kronik hastalıklar var ise ya da sigara içiyorsanız, bağışıklık sisteminizde zayıflık var ise hastaneye yatış gerekebilir. Bağışıklık sistemi iyi ve sağlıklı olan kişiler ise virüsle temas etmiş olsalar bile büyük çoğunluğu basit grip gibi atlatabilir. Ancak zeminde bağışıklık sistemini bozan hastalık varsa virüs 1-14 gün içerisinde hasta edebilir.” Doç. Dr. Hacer Kuzu Okur, koronavirüsten korunmak için 1-1,5 metre mesafesinin korunmasının, yüzeylere temas ettikten sonra ellerin su ve sabun ile en az 20 saniye yıkanmasının ya da alkol bazlı el antiseptiği ile temizlenmesinin ve ellerin yüzümüze götürülmemesinin şart olduğunu belirtirken, bu süreçte evde kalmanın, sanılandan çok daha kritik önem taşıdığını vurgulayarak “Bahar geldi diye orman, deniz havasında olmayalım lütfen. Zorunlu olmayan herkes sosyal hayatının fişini çeksin ve evinde beklesin!” diyor.