Çocuklarımızı etiketlemek ise geleceğine yansıyor, bunu yapmak çocuğumuza haksızlık. Örneğin bir anneanne 5 yaşındaki torununu bize anlatırken “şişko” diye tanımladı. İsmi nedir diye sordum, biz hep şişko diyoruz, ismi Ayşe dedi. O çocuk şişkoyu kendine aldı, bilinçaltına kaydetti, gelecek dönemde çocuğun kilo sorununun olacağına kesin olarak bakabiliriz.
Çok zeki, bilgili, çalışkan, sürekli okuyan bir abla ile karşılaştırılan kardeş için, ablası gibi değil, o pek okumaz, onun gibi çalışkan da değil dendiğinde çocuk kendini aptal, işe yaramaz görecektir.
Çocuğumuza zarar verdiğimizin farkında değiliz
Bizler çocuklarımıza zarar vermeyi elbette istemiyoruz, zarar verdiğimizin farkında bile değiliz. Aile içi oluşumlar, anne baba kavgaları, bu kavgalar içinde büyüklerin öfkesini yansıttığı çocuklar güven sorunu, değersizlik sorunu ile büyüyecek, yetişkin dönemlerinde mutlaka desteğe ihtiyaç duyacaklardır. Bir anne öfkeli, çok sevdiği çocuğuna doğru dürüst konuş, seni dinleyecek vaktim yok, hızlı konuşsana, dediğinde çocuk yavaş mı konuşmalı, hızlı mı konuşmalı, hızlı konuşmak ne demek ikilemi arasında kalıp, annesini neden kızdırdığınız dahi anlayamayacaktır. Burada çocuğun aldığı mesaj annenin ona vakit ayıracak durumda olmamasıdır.
Koşulsuz sevgi sadece anne sevgisidir diyoruz, ama bazen öfkemize yenilebiliyoruz. Bireysel yetersizlikler aile kurumunu da yıpratıyor, çocuğu da yıpratıyor. Önemli olan anne ve babanın yaptığının doğru olduğunu zannetmesi… Çocuğu birey olarak kabul ettiğimizde sevgi ve saygı ile baktığımızda bunları yapmayacağımızdan eminim.
Stanford Üniversitesi’nde psikolog Philip Zimbardo liderliğinde 1971 yılında yapılan hapishane deneyinde bir grup öğrenci gardiyanlar ve mahkumlar olarak iki gruba ayrılıp bir hapishaneye yerleştiriliyor. Deneyin sonunda hedeflenmeyen çok farklı bir sonuç elde edildi: Hiçbir şiddet geçmişi olmayan ve psikolojileri de gayet sağlıklı olan öğrenciler, sadece kendilerine ‘gardiyan’ dendiği için mahkumlara eziyet etmeye başladılar. Ve mahkumlar da sırf bu sıfatları dolayısıyla isyan etmeye devam ettiler. Daha uzun süre sürmesi planlanan deney, 6 gün sonra sonlandırılmak zorunda kaldı.”
Kişiler etiketlendiğinde o etiket çerçevesinde ne gerekiyorsa, onu yapıyor. Çocuklarımızı oldukları haliyle kabul edelim, onları hiçbir sıfatla etiketlemeyelim.