Toplumumuzda “çıplaklık” fazlasıyla mahremdir. Bir yanıyla elbette doğru bu bakış açısı. Ancak öte yandan insanın bedeniyle barışık olmaması, zihinsel ve ruhsal sağlığı için, hatta tam mutluluğu için tehlikeli bir eksiklik.
Uzmanlar, çıplaklığımızı sevmemiz için şu 5 tavsiyede bulunuyolar:
1. Bir arkadaşınız gibi davranın ona.
Ailenizi ve dostlarınızı seviyorsunuz, değil mi? Ve onları oldukları gibi kabul ediyorsunuz; fiziksel kusurlarınız görmüyorsunuz bile. İşte aynı şekilde bakın vücudunuza.
2. Ona zaman ayırın.
Bedenimiz bunu zaten bizden talep eder. Özel zamanlardan bahsediyoruz burada. Yıllarca aynı iç çamaşırlarını mı giydiniz? Yenilerini alın. Merak ettiğiniz şu vücut losyonunu niçin denemiyorsunuz? Hızlıca duş almak yerine, bol köpüklü, uzun bir banyo yapın.
3. Onu nefes kesici gösterecek giysiler alın.
İç çamaşırı haricinde seksi gecelikler, sabahlıklar, kombinezonlar… Dişi enerjisini bırakın özgürleştirsin. Bu fırsatı tanıyın ona. Ayrıca sadece kusur gizleme amaçlı parçalar olmasın dolabınızda. Bunlar sadece kusurlarınızın altını çizerler; unutturmazlar.
4. Onu hakkında dikkatli konuşun.
Çıplak bedenimiz hakkındaki negatif düşüncelerimiz mutlaka sözlerimize, ifadelerimize yansır. Çok şişman olmadığı halde sürekli “çok şişman” olduğunu düşünen ve bunu dile getiren bir insanın kendine güvenmesi, bedenini sevmesi mümkün değildir. Ve tabii bir de kendisi hakkındaki bu söylemi, çevresinin onu öyle algılamasına yol açar.
5. Ona teşekkür edin.
Kimsenin vücudu kusursuz değildir. Bedeninizi sevip ona iyi baktığınız sürece size cevap vereceğinden kuşkunuz olmasın. Ve onun yapabilecekleri o kadar sınırsız ki. Size düşen onu keşfetmek…