Yazı İçeriği
Koronavirüs hastalığının (COVID-19) yayılması nedeniyle dünya genelinde çocuklar fiziksel mesafeden, karantinalardan ve ülke çapında okulların kapanmasından etkileniyor. Uzayan pandemi nedeniyle çocukların sağlığı da tehdit altında. Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Ebru Barışan, pandemi döneminde çocuklarda görülen konuşma bozukluklarına dikkat çekti ve konu hakkında merak edilenleri anlattı.
Pandemi döneminde çocuklarda görülen konuşma bozuklukları
Çocukların başta dil becerileri olmak üzere her türlü eğitiminde aile çok önemli bir yere sahiptir. Eğer bir çocuk iyi bir aile ortamında başta dil becerileri olmak üzere gerekli eğitimi alıp sosyal ve kültürel olarak zengin bir ortamda yetişiyorsa bu çocuk hem psiko-sosyal hem de insani ve ahlaki bakımdan iyi bir eğitim almış olur.
0-6 yaşlarda beden, dil ve zihin gelişimi çok hızlı ilerlemektedir. Bu dönemdeki gelişmeler çocuğun yaşamını ve geleceğini belirleyici olmaktadır.
Okumalısınız: Çocuklarda kekemelik fark edildiğinde ne yapmalı?

Pandemiden en çok çocuklar etkilendi
Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle televizyon, internet kullanımı gittikçe artmakta ve bu durum ebeveyn ile çocuk arasındaki etkileşime de yansımaktadır.
Özellikle okul öncesi dönem çocuklarında gecikmiş konuşma vaka sayısında artış söz konusu. Sözcük üretimi olmadığında otizm zannediliyor. Evde kaldıkları zaman ne yazık ki tablet, telefon ve televizyona çokça maruz kalıyorlar. Bunlar da konuşma anlamında destekleyici bir etkiye sahip olmayan araçlar olduğundan yaşıtlarından dil ve konuşma gelişimi olarak geride kalıyorlar.
Bu teknolojik imkânların iyi değerlendirilemediği veya kontrol altına alınamadığı zamanlarda olumsuz sonuçlar ortaya çıktığı tespit edilmiştir. Dahası Moskowitz (Akt. Sanders 2000: 42) yaptığı bir araştırmada anne-babası sağır olan bir çocuğa İngilizce öğrensin diye TV izlettirildiğini ancak üç yaşına geldiğinde çocuğun işaretlerle her derdini anlatabildiğini ancak İngilizceyi anlayamadığını ve anlatamadığını tespit etmiştir. Buradan hareketle TV’nin dil edinimi için kaynak olamayacağı, çünkü bu aracın programlanmış ve hatasız bir şekilde konuşacağı, soru soracağı ancak çocuğun sorularına cevap veremeyeceği görülmektedir.
Ekran başında geçirilen zamanın ebeveyn tarafından sınırlandırılması ve içerik kontrolünün yapılması da bu süreçte önemli. Bu durumda özellikle sosyallikten uzaklaşmak zorunda kalan çocuklarla birlikte zaman geçirmek önem arz ediyor. Geniş aileler bu konuda daha şanslılar. Anne baba çocukla ilgilenemediğinde aile büyükleri ile vakit geçirme şansı olan çocuklara bir şekilde destek olunabiliyor.
Çocuk eğitiminde anne, baba, kardeş ve diğer yakın çevresindeki kişilerin etkileri vardır, ancak annenin yeri bunlardan ayrı ve özeldir. Zaten “ana dili” ifadesi de boşuna değildir. Bunun için Pestalozzi “En iyi eğitmenler annelerdir.” derken Montaigne (1996: 183) “En büyük kötülüklerimiz küçük yaşımızda belirmeye başlar ve asıl eğitimimiz bizi emzirip büyütenlerin elindedir.” diyerek aile eğitimin ilk adresini göstermiştir. Evet, çocuklar nasıl eğitilirlerse öyle bilirler ve davranırlar. Eğer onların ruhunu işlenmeyen bir tarla gibi kendi haline bırakırsanız orada ısırganlar, dikenler, her türlü yabani bitki ve zehirli böcekler türer (Petrov, 2010).
Okumalısınız: Telefon bağımlısı anne babalar çocuklarını ihmal ediyorlar!
Pandeminin çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerinden biri de konuşmayı geciktirmesi oldu
Çocuk bu durumu kavramakta zorlandığı zaman da davranış problemleri söz konusu oluyor. Bu süreci iyi ele almak gerekiyor.
Dil ve konuşma bozuklukları çocuk doktorlarının, psikologların ve çocuk gelişimcilerinin uzman oldukları ve uzman olmaları gereken bir konu değildir. Doktorunuz, çocuk psikoloğu veya okul öncesi öğretmeniniz çocuğunuzun fiziksel gelişiminin normal olduğunu, işittiğini ve “baba, anne” gibi kelimeleri çıkartabildiğini, dolayısıyla, bir uzmana görünmeden 3 hatta 4 yaşına kadar beklemenizi tavsiye edebilir. Yine farklı mesleklerden uzmanlar birçok çocuğun 2 yaşında konuşamayıp 3 yaşında akıcı bir şekilde konuşmaya başladığını bilirler ve bu nedenle gerçek bir sorun olduğunu görene kadar ailelerin endişeye kapılmamalarını isteyebilirler. Bu düşünce biçimi ailelerin de “bekleyip görelim” tarzı bir yaklaşım sergilemelerine neden olur.
Bu dönemlerde dil ve konuşma problemi olabileceğini düşünen veya şüphelenen aileler dil ve konuşma terapistine vakit kaybetmeden başvurup değerlendirme sürecine girmeli.
Okumalısınız: Covid-19 sürecinde anne olmak!


