Okula başlamak, çocuklar ve aileleri için önemli bir aşamadır. Çocuğun yaşamında büyük bir değişim meydana gelmektedir. Çocukları ile birlikte, aileler de bu heyecana ortak olmaktadır. Bir çocuk için okul, daha önce tanımadığı insanlar, uyulması gereken kurallar ve öğrenilmesi gereken bilgilerdir.
Okula yeni başlayan çocukların belli bir süre yabancılık çekmesi ve uyum güçlüğü yaşaması normaldir. Öğrencilerin zihinsel, bedensel, duygusal ve sosyal açıdan hazır olmasını gerektirmektedir. Aile ve öğretmen iş birliği içerisinde olursa bu süreç sağlıklı bir şekilde atlatılabilir.
Okula alışma dönemi için velilere öneriler
Anne ve babanın, okula yeni başlayacak olan çocuklarını, okul hakkında bilgilendirmeleri çok önemlidir.
Anne-babaların; okul, öğretmen ve diğer çocuklar ile ilgili olumlu tutumda bulunmaları, çocukların okula alışmalarını hızlandıracaktır.
Çocukların okul korkularını yenmeleri için sabırlı, sakin ve kararlı olunmalıdır. Korku ve tedirginlik iki haftayı geçerse uzmanlardan destek alınmalıdır. Çocuğunuza her zaman onun yanında olabileceğinizi hissettirin.
Her çocuk tek ve eşsizdir. Kendilerine özgü özellikleri olduklarını hatırlayalım. Çocuklar arasında okula uyum ile ilgili kıyaslama yapmayın. Çocuklar bu süreci farklı zamanlarda tamamlamaktadır.
Araştırmalar 5 ilkokul çocuğundan 4’ünün okulun ilk günü sınıfta gerginlik yaşadığını göstermektedir. Çocuğumuza anlayış gösterelim.
Anne-babalar, okula yeni başlayan her çocuğun okula uyumunda bu tür zorluklar yaşadığını bilmeli ve ona göre davranmalıdır.
Anneden hiç ayrılmamış veya aşırı koruyucu ailelerde büyüyen tek çocukların, uyum süreleri uzayabileceği için daha çok cesaretlendirilmeye ihtiyaçları vardır. Ailelerin öğretmen ile kuracağı sağlıklı iletişim, çocuğun okula uyumunu kolaylaştıracaktır.
Okul çıkış saatinde, çocuklar tam vaktinde alınmalıdır.
Aileler çocuklarını, okulda yaptıkları konusunda ilgi ile dinlemelidir. Anne-babalar, çocuklarının okula, öğretmenlerine ve arkadaşlarına karşı olan duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine fırsat vermelidir.
Okul ile ilgili hazırlıkları, bazı alışverişlerini çocukla birlikte yapmak, onun da kararlarının dikkate alındığı mesajını vermektedir. Böylece okul onu heyecanlandıracak, okula uyumu hızlandıracaktır.
İlkokulda çocukların ders çalışma süreleri 15-20 dakika olmalıdır. Çünkü bu dönemde çocuğun dikkat süresi kısadır. 15 dakika ara verdikten sonra derse başlanabilir.
Çocuğunuzun okuluna ve öğretmenine güven duyduğunuzu ona hissettirin.
Öğretmeninden, çocuğun ders ve davranışları hakkında bilgi alınmalıdır.
Öğretmen ile veli iletişimi aktif olmalıdır. Okulun rehberlik öğretmeninden bilgi ve yardım alınmalıdır.
Okul korkusu
“Aileler Dikkat! Okul korkusu hemen çözülmezse okul fobisine dönüşür.”
Okul korkusuna sahip çocukların ilk belirtisi okula gitmek istememesidir. Sürekli ağlama, arkadaşları ve öğretmeni hakkında şikâyette bulunma durumları da gözlenebilir.
İlk kez okul hayatına başlayacak çocuklar için okul korkusunun yaygın sebepleri arasında güvenli alandan ayrılma korkusu ve özerkleşme kaygısı yer alıyor. Okula başladığı döneme kadar anne ve babanın yanında kendini güvende hisseden çocuk, okula başlaması ile birlikte güvenli alandan ayrılıyor. Bu durumda aile ve çocuk kaygı duymaya başlayabilir.
Okul korkusu yaşayan pek çok çocuğun anne-babası ile görüşüldüğünde, anne-babanın çocuğundan ayrılma konusunda yoğun korku ve endişe yaşadığı görülmektedir. Bu da çocuğu etkilemektedir.
Çocuğuna karşı aşırı korumacı bir yetiştirme tarzı benimsemiş anneler, çocuğun anneye bağlı bir kişilik geliştirmesine zemin hazırlayarak akranlarına göre daha geç özerklik kazanmasına neden olabiliyor.
Sosyal ilişkilerinde girişken olmayan, içine kapanık, arkadaş ilişkileri zayıf olan ve öğretmenden korkan çocuklarda okul korkusu daha sık görülüyor. Okula yeni başlayan çocuklarda görülen okul korkusu ilk haftalarda çözülemezse okul fobisine dönüşebilir.
Çocuğunda okul korkusu olan anne-babalara öneriler:
– Kaygı ve korkular nedeni ile salgılanan hormonlar fizyolojiyi etkileyebilir. Çocuğunuz okula gitmeden önce ya da okulda iken baş ağrısı, karın ağrısı, mide bulantısı gibi rahatsızlıklar yaşadığını söylüyorsa onu yalancılıkla suçlamayın. Çocuğunuzu mutlaka bir doktora götürüp muayene olmasını sağlayın.
Başlangıçta bir korku ile başlayan bu durum ailenin doğru yaklaşımları, kararlı tutumu sayesinde kısa sürede düzelebilir.
– Giyinme, kahvaltı yapma gibi konularda çocuğunuzla tartışmadan kaçınarak okul hazırlığında ona yardımcı olmaya çalışın.
Çocuğunuza okulun önemini, faydalarını, eğlenceli yönlerini anlatarak özendirmeye çalışın.
– Okula alışması için çocuğunuza zaman tanıyın. Acil bir durum olursa ne yapması gerektiği, onunla kimin ilgileneceği, beklenmedik bir durumda ailesinin ne kadar sürede okulda olabileceği gibi konularda bilgilendirilmesi çocuğu yatıştıracaktır.
– Okula yeni başlayan çocuklarda, ailelerin uzun süre okula gelmeye devam etmesi, çocuğun okula ve sınıfa alışma süresini geciktirecektir.
– Anne-baba okula gitmek istemeyen çocuk karşısında kararlı, tutarlı, fikir birliği içerisinde olmalıdır.
Çocukların beslenmesinde dikkat edilecek hususlar:
– Çocuklara, öğretmenin verdiği listeye göre beslenme hazırlanmalıdır.
– Sağlıklı ve doğal besinler tercih edilmelidir.
– Çocuklar ilk gün iştahsız olabilir. Bu dönemde çocuklara yemek yeme konusunda fazla ısrar edilmemelidir.
Son olarak;
İnsanlar için ait olma, sevme-sevilme arzusu temel ihtiyaçlardandır. Aileler çocuklarına sevgilerini söz ve beden dili ile göstermelidir.
Çocuklar okula başladığında yeni bir döneme girdikleri için anne-babasının desteğine ihtiyaç duyarlar. Bu dönemdeki çocuklara kendisinin önemli olduğunu hissettirmeliyiz. Güven duyulan çocuklar, kendine güven duyar.
Çocuğun başarısı için önemli olan not değil, gösterdiği çabadır. Çocuklar desteklenmeli, takdir edilmeli ve yüreklendirilmelidir.
Çocukların sadece akademik başarıları ölçülüyor. Ne yazık ki duygusal zekâları, sosyal zekâları dikkate alınmıyor. Sadece okul hayatında değil tüm hayatta başarılı ve mutlu bireyler yetiştirmek istiyorsak öğrencilerimizin duygusal ve sosyal zekâlarını dikkate almalıyız.
Gerçek ebeveynlik, çocuğun sağlıklı gelişmesine yardımcı olmak, onu yaşama hazırlamak ve güçlendirmektir.