Emziren annelerin yememesi gereken yiyecekler

0
3151
Anne sütünü arttırma yöntemleri
Anne sütünü arttırma yöntemleri

Emziren annelerin yememesi gereken yiyecekler nelerdir? Emziren anne ne yemeli, nasıl beslenmeli? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Perihan Yasemen Canöz Karaca, emziren annelere beslenme önerileri ve anne sütünü arttıran yiyecekleri yazdı!..

Ne zamana kadar bebeğimizi emzirmeliyiz? 

Unutmayın! Hep tekrar ediyoruz, sağlıklı nesiller için anne sütü çok önemlidir. Anne sütü zengini obeziten, fakiri malnutrisyondan korur sözü bir hocama ait. Anne sütü tüm dünyada her çocuk için eşit beslenme olanağı sunar, bebeğin süt hak vardır amacımız olabildiğinde bu hakkını ona vermek olmalıdır.  Anne sütü ile besleyerek çocuğunuzu sadece emzirdiğiniz dönem değil, hayat boyu kanser, obezite birçok hastalıktan ve alerjilerden koruyorsunuz. Emzirme ve relaktasyon polikliniğini açmamızda ki en büyük gayemiz, bebeklerimizin anne sütü almasına yardımcı olmak, emziriyorlarsa annelerin mevcut anne sütlerini artırmak ve en az 2 yıl emzirmeye devam etmelerini sağlamak.  Kısa süreli veya uzun, az veya çok, yarı mama yarı anne sütü, nasıl alıyorsa alsın, bir damla dahi anne sütü alan bebek benim için anne sütü alıyordur. Bu nedenle formül ürünle besleyen anneler üzülmesin.

2 yıl sonrasında emzirmenin devam süresinin kararı anne ve bebek ikilisine, anne ve bebeğin ihtiyaçlarına bağlı olmalıdır. Emzirmeye 2 yıldan daha uzun süre devam etmenin bebeğe psikolojik veya fizyolojik negatif etkileri olduğunu gösteren çalışmalar yoktur. Ben 3 yaşına kadar emzirmeyi destekliyorum.

Bu hafta emzirirken dikkatli tüketilmesi ve asla tüketilmemesi gereken gıdalardan bahsedeceğim.

Emziren annelerin tüketmemesi gereken yiyecekler nelerdir? 

Alkol ve sigara;  zararlı ve bağımlılık yapıcı bu iki madde, bebekte geri dönüşü olmayan hasarlara yol açtığından gebelikte ve emzirirken asla kullanılmamalıdır. Alkol söz konusu olduğunda vücut anne sütünü koruyarak, belirli sınırda alkol alındığında süte geçiş olmazken, aşırı alkol alındığında süte geçiş olmaktadır. Her zaman en güvenli seçenek emzirirken alkol alınmamasıdır. Bu içilen içecekte ki alkol oranına bağlıdır. Sigara söz konusu ise pasif içicilik durumunda bile anne sütünde ve bebeğin idrarında sigara metabolitlerine rastlanmıştır.

İlaç kullanımı; emziren annelerde çok önemli olup Aile Hekiminize, Kadın Doğum Uzmanınıza veya Çocuk Hastalıkları Uzmanına danışmadan ASLA ilaç kullanmamanızı öneririm. Bilinenin aksine birçok antibiyotik ve ağrı kesici emzirme süresince güvenle kullanılabilir.  Fakat kullanacağınız ilacın sizde veya bebekte oluşturabileceği kısa ve uzun dönemde ki etki ve yan etkileri en iyi hekiminiz bilir.

Emziren anneler nasıl beslenmeli?
Emziren anneler nasıl beslenmeli?

Emziren anneler nasıl beslenmeli, nelere dikkat etmeli?

Kahve; eğer kahvesiz yapamıyorum diyenlerdenseniz günde 1 bardağa kadar tüketmenizin zararı olmayacaktır. Fakat bir bardaktan fazlası bebekte huzursuzluk, süt salınımında azalmaya neden olabilir.  Teorik olarak günlük kafein alımı 200 mg ‘ ı geçmemelidir.  Bir kupa filtre kahve 120 mg, bir fincan Türk kahvesi ise 80 mg kafein içermektedir.  Özellikle meme reddi yaşayan annelerime kahveyi reddi yenene kadar bırakmalarını her zaman öneririm. Kahveyi saat 14.00 öncesinde içersek hem bizim hem bebeğimizin uyku kalitesi olumlu olarak etkilenecektir.

Çay;  Günde 2 bardaktan fazla çay da kahveye benzer etkilere neden olabilir. Yine meme reddi yaşayan annelerime çayı reddi yenene kadar bırakmalarını veya çok açık içmelerini her zaman öneririm

Soda, kola gibi gazlı içecekler katkı maddesi içeren gıdalar sütünüze geçip bebeği huzursuz edebilir. Fakat doğal maden suyu yararlıdır ve içilebilir.

Yeşil çay, yeşil çayda aynen kahve gibi kafein içermektedir ve emziren annede diüretik etkisinden dolayı sıvı dengesi ve üzerine istenmeyen etkiler yaratabilmektedir.

Adaçayı;  süt azaltıcı etkisi kanıtlanmış, süt kesmek ve azaltmak için kullanılan bir çaydır. Zayıf ta olsa Östrojenik etkileri de göz önüne alındığında bu çaydan olabildiğince kaçınmak emziren anneler için en doğrusu olacaktır.

Gaz yapan yiyecekler; sebzeleri pişmiş olarak, meyveleride komposto olarak tüketirseniz gaz yapıcı özellikleri azalacaktır. Gaz yapmaması için, kuru baklagiller önce haşlanıp suyu dökülmeli ve sonra pişirilmelidir. Gaz yapan besinler diyetten çıkarılmamalı, bebeği takip ederek hangi besinler gaz yapıyorsa azaltılarak tüketilmelidir. Unutmayın ki bazı bebeklerin siz ne yerseniz yiyin gazları sıkıntı yaratmaz! Bu besinlerden ziyade bebeğin barsak gelişimi ile ilgili bireysel bir durumdur.

Aşırı tuzlu besinler; şalgam, tuzlu yoğurt, salamura ürünler tüketmeniz sıvı dengesinde bozulmalara yol açabilir.

Egzersiz; laktasyondaki anne hafif-orta düzeyde egzersizler yapabilir. Hatta günlük 30 dakika süreyle hafif ritmde yürüyüşler yapması annenin sütünü artıracaktır. Fakat ağır egzersizler yapmak anne sütünde azalmaya neden olabilir. Egzersiz sonrası sütte laktik asit artışı ve terleme sonrası sodyum ve klor düzeylerinin artması anne sütünün tadını değiştirir. Bazı bebekler bu tattan hoşlanmaz. Yoga, pilates gibi gevşeme egzersizleri ise annenin üzerinde ki gerilimi azaltarak süt inme refleksine yardımcı olmaktadır.

Eğer bebeğiniz doğduktan 8 haftadan sonra mensturasyon kanamalarınız başladıysa veya bebek altı aylıktan büyük ise anne emzirmeye devam etse bile gebelik riski artmaktadır. Östrojen ve progesteron içeren preparatlar anne sütünde azalmaya yol açabilmekte ve laktasyon süresini kısalmaktadırlar. Doğum kontrol yöntemi önerileri için aile hekiminiz veya Kadın Doğum Hastalıkları Uzmanı ile görüşmenizi öneririm.

Fast –Food;  Her zaman dediğim gibi kalitesiz anne sütü yoktur.  Fakat anne sütünün de bir florası vardır ve yediğimiz katkı maddeli gıdalar bu florayı bozabilmektedir.  Paketli gıdalar hazır fast food ve işlenmiş besinlerden kaçınmak veya tüketimlerini en asgari seviyeye indirmek anne sütünün florasını korumanıza yardımcı olacaktır.

Önceki İçerikCOVID-19 salgını çocukları nasıl etkiliyor?
Sonraki İçerikYenidoğanlarda kanda bakılan tarama testleri
Uzm. Dr. Perihan Yasemen Canöz
1984 yılında Adana’da doğdum. İlk ve orta eğitimimi Adana ‘da tamamladım. Lise eğitimimi İsmail Sefa Özler Anadolu Lisesi’nde tamamladıktan sonra 2002 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandım. 2008 yılında mezun olduğumda tek hedefim Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olmaktı. Çocukların dahil olmadığı herhangi branşta uzmanlaşamayacağıma karar vermiştim. Girdiğim ilk Tıpta Uzmanlık Sınavını kazanarak Adana Numune Eğitim Ve Araştırma Hastanesi’nde uzmanlık eğitimime başladım. İlk görev yerim olan Muş Devlet Hastanesi’nde Dahiliye Uzmanı eşimle beraber 2 yıl çalıştıktan sonra İskenderun Devlet Hastanesi’ne atandık. 2016 yılında Sağlık Bakanlığı sertifikasyonu ile emzirme danışmanı, ek gıda ve beslenme eğitmenliğine başladım. Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘’Bebek Dostu Hastane Uygulamaları’’ değerlendirmeni olarak tüm Türkiye’de bebek dostu hastane değerlendirmeleri yapmakta, anne sütü ve emzirme eğitimleri vermekteyim. İlgi duyduğum alan olan çocuk gelişiminin izlemi ve değerlendirmesi uygulayıcı eğitimi alarak klinik pratiğimde uygulamaya başladım. Uluslararası Emzirme Danışmanları birliği üyesiyim. 2015 tarihinden bu yana İskenderun’da Çocuk Yoğun Bakım ve Emzirme Polikliniği sorumlu hekimi olarak çalışmaktayım.

Bir Cevap Yazın