Otizmli çocuklarda beslenme nasıl olmalı?

0
971
Otizm çocuklarda beslenme nasıl olmalı?
Otizm çocuklarda beslenme nasıl olmalı?

Otizmli çocuklarda beslenme nasıl olmalı? Otizmli çocuklara beslenme alışkanlığı nasıl kazandırılır? Algı ABA Terapi ve Çocuk Gelişim Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Parin Yakupyan yazdı…

Fransız yemek ustası Brillat-Savarin, “Bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” ve Hipokrat’ın “Tüm rahatsızlıklar bağırsaktan başlar” sözleri yediklerimizin ve sindirim sistemimizin, organizmamız için ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Son dönemlerde ortaya çıkan doğal beslenme yöntemleri de bu hususu desteklemektedir. Birçok otizm tanılı bireyin ve ailelerinin de yaşamlarında beslenmenin ve beslenme sorunları önemli bir yer kaplamaktadır.

Otizmde beslenme sorunlarını sıralayacak olursak;

Sınırlı yiyecek tüketimi ve yiyecek sevmeme durumları

Bazı yiyeceklerin dokusu, kokusu, aroması bireyleri cezbedebilir ya da o gıda türlerinden uzaklaştırabilir. Otizm tanılı bireylerin renk, koku, doku hassasiyetleri iyi gözlemlenmelidir. Bu tür durumlarda bireyi zorlamak davranış bozukluklularının ortaya çıkmasına sebep olabilir. Uzman desteği almak, uzman desteği ile bu süreci ilerletmek önemlidir. Tek tip beslenme sonuçta metabolizmaya zarar verir ve müdahale  edilmelidir. Beslenme eğitimi , değerlendirmeyle başlayan ve gerekli davranış müdahaleleriyle ilerleyen bir süreçtir. Özel eğitimde mutlaka destek alınmalıdır..

Yeterince yemek yememek ya da çok fazla ve hızlı yemek yemek

Bazı bireyler yemek tercihlerinden ötürü ya da yeterli oturma süresine sahip olmadığı için gerekli besin alımını gerçekleştiremez. Diğer yandan bazı bireyler sürekli yeme ihtiyacı hissederler. İki durumda bireyin sağlığı açısından olumsuz sonuçlar ortaya çıkarabilir. Bir başka sorun da çok hızlı yemek yemeleridir. Çok hızlı yemek tüketmek ve sonuçta ne kadar yediğinin farkına varamamak sonucu oluşan mide sorunları ,  reflu gibi problemler pek çok otizmli bireyde izlenmektedir ve bu da özel eğitimde beslenme davranışı müdahaleleriyle çözülebilir.

Kabızlık

Bireylerin yiyecek seçimi ve aktivite yetersizliği bu duruma neden olmaktadır. Sıvı tüketimi arttırmak, beslenme şeklini değiştirmek, fiziksel aktiviteleri arttırmak çözüm açısından yardımcı olabilir.

İlaç etkileşimleri

Bireyin kullandığı ilaçlar iştahsızlığa ya da tam tersi fazla yemeye yönlendirebilir. Ayrıca alınan ilaçlar besin emilimini etkileyebilir. İlaçlar sebebiyle fazla kilo yine en çok yaşanan sorunların başında gelmektedir.

Gıda alerjisi

Bazı bireylerin gıda türlerine karşı alerjisi olabilir. Bu tür durumlar yapılacak testlerle ortaya çıkarılabilir. Ayrıca ailenin gözlemi önemlidir. Mutlaka gatsroneteroloji bölümlerinde gerekli tetkikler yapılmalıdır.

Otizmli bireylerin mutlaka metebolizma bölümlerinden de konsültasyon almalarını öneririm.

Bir diğer husus ise tedavi yöntemi olarak beslenmedir. Bu konu sadece bilgilendirme amaçlıdır. Ailelerin doktor ve uzman desteği almadan beslenme üzerine yöntemler denememesi gerekmektedir. Otizm ve beslenme üzerine olan birçok çalışma hala araştırılmaya devam edilmektedir. Kulaktan dolma bilgiler olumsuz sonuçları doğurabilir. Beslenme ve otizm arasındaki ilişki henüz bilimsel olarak kanıtlanmamış olmakla birlikte sağlıklı beslenme her birey için olduğu kadar hatta daha fazla otizmli bireyler için de çok önemlidir.

Otizmli çocuklarda beslenme nasıl olmalı?
Otizmli çocuklarda beslenme nasıl olmalı?

Beslenme üzerine destekleyici çalışmalardan söz edecek olursak, başlıca hususlar ise şunlardır:

Diyet

Davranışları iyileştirmek adına en çok başvurulan yöntemlerden biridir. Glütensiz ve kaziensiz diyet bunların başında gelir. Bazı bireylerde olumlu sonuçlar gösterdiği olmuştur. Fakat hiç fayda göstermeyen birey sayısı da azımsanmayacak derecededir. Araştırmalar devam etmektedir. Ailelerin uzmana danışmadan uygulaması önerilmez. Kısıtlı gıda alımı çocuklarda yoksunuluk oluşturabilmekte buda ciddi davranış sorunlarına sebep olmaktadır. Önerim yoksunluk oluşturmayacak şekilde sağlıklı yiyeceklerle oluşturulan bir beslenme tarzıdır. Kazeinsiz glütensiz ve şekersiz harika menüler hazırlanabilir ve çocuklarımızda bu diyetin etkileri gözlemlenebilir.

Multivitaminler

Dengeli beslenmeyen bireylerle yapılan bazı çalışmaların sonucunda mulitvitamin desteğinin uyku ve sindirim problemlerine olumlu etkileri gözlenmiştir. Diğer yandan multivitaminlerin içerdiği minerallerin yan etkileri de olabilir. Uzman desteği ile alınmalıdır.

Demir

Otizmli bireylerle yapılan araştırmalarda demir düzeyinin bazı bireylerde düşük olduğu gözlemlenmiştir. Bunun bir nedeni de seçici yiyici olmalarındandır. Takip yapıla sağlık biriminden bireyin demir ölçümü istenebilir. Doktor kontrolünde takibi yapılmalıdır.

B6 vitamini ve magnezyum

Bazı dar kapsamlı araştırmalarda B6 vitamini ve magnezyum eksikliğinin davranış bozukluğuna neden olabileceği ayrıca tamamlanması durumunda olumlu etkiler gösterebileceğini ortaya koymuştur. Fakat araştırmalar geniş kitleleri kapsamadığından önerilebilecek düzeyde değildir.

Omega 3 yağları

Yapılan bazı çalışmalarda otizm tanılı bireylerde omega 3 yağlarının düşük düzeyde olduğunu göstermiştir. Bu yağların normal düzeye getirilmesi hareketlerle ilgili davranışlara olumlu yansıdığı gözlemlenmiştir. Fakat araştırmalar öneri yapılabilecek düzeyde değildir.

Yukarıda belirttiğimiz konular uzman desteği olmadan ailelerin uygulanması önerilmez. Uzman desteği olmadan yapılan çalışmalar daha çok davranış probleminin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Ayrıca ülkemizde Sakarya Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Bekir Fatih MERAL ve Arş. Gör. Ahmet FİDAN’ın beslenme ve beslenme ölçekleri üzerine yaptığı çalışmaları takip etmenizi öneririm. Özel Eğitimde beslenme ölçekleri ve müdahaleleri mutlaka uygulanmalıdır.

Sağlıklı, dengeli, doğal beslenmenin önemi unutmayalım…

Sağlıcakla Kalın…

 

Önceki İçerikÇocuklarda teknoloji bağımlılığına dikkat!
Sonraki İçerikBebeklerde büyüme atakları ne zaman olur?
Parin Yakupyan
İstanbul doğumludur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nden mezun olmuştur. 1988-2005 yılları arasında tekstil sektöründe finans ve muhasebe bölümlerinde yöneticilik yapmıştır. 2000 yılında doğan ikiz bebekleri kendisine yepyeni bir dünyanın kapılarını açmış ve anneliğin çok farklı ama bir o kadar da kutsal şeklini yaşamaya başlamıştır. İkizlerinden birine 2002 yılında konan otizm tanısıyla tüm ailelerin geçtiği süreçlerden geçmiştir. Şaşkınlık ve reddetme döneminden sonra yapılması gereken çok şeyin olduğunu fark ederek, tüm profesyonel ve sosyal yaşamını yeniden gözden geçirmiştir.   Tanıyı aldıktan 5 yıl sonra özel eğitim alanındaki eksiklikleri görerek, eşi Dr. Garbis Yakupyan ile birlikte hem oğluna daha faydalı olmak, hem de tüm çocuklara daha iyi hizmet sunmak için Algı Eğitim Öğretim Hizmetleri’ni ve ardından da Algı ABA Terapi Merkezi’ni kurmuşlardır. Halen bu kurumlarda yöneticilik görevine devam eden Parin Yakupyan, merkezde görüştüğü ailelere en doğru bilgileri verebilmek için çeşitli eğitim, seminer ve kongrelere katılmaktadır. ABA alanında İngiltere’den gelen ABA Uzmanı Nicola Stanley’den ABA uygulamaları konulu eğitimi almış,  ABA Uzmanı Nükte Altıkulaç’ın verdiği 5 modülden oluşan 40 saatlik eğitim seminerlerine katılmış ve ABA terapisi eğitim sertifikasını almaya hak kazanmıştır. 2002 yılından bu yana, uzun bir maratonda koşmakta olan bir anne ve bir profesyonel olarak çocukların en büyük gelişimlerinin erken tanı ve yoğun eğitim ile başarıldığına inanmaktadır.   Özel eğitim alanındaki faaliyetlerinin yanı sıra özel çocuklar için sosyal sorumluluk çalışmalarının da içinde yer alan Parin Yakupyan, 2014 yılında Özel Çocuklar Eğitim ve Dayanışma Derneği’nin (ÖÇED) kurucusu olarak, bu alandaki çalışmalarını da kurumsal olarak yürütmeye başlamıştır. Farklı gelişim özelliklerine sahip bireylerin başta eğitim olmak üzere tüm gereksinimlerine yönelik çalışan ÖÇED farkındalık ve savunuculuk faaliyetlerini sürdürmektedir.

Bir Cevap Yazın