Tiroid hastaları şeker ve hazır gıdadan uzak durmalı

0
2289

Tiroid hastaları nasıl beslenmeli ve nelere dikkat etmeliler? Tiroid hastaları için beslenme önerileri ve tiroid hastalığı hakkında bilmeniz gerekenler….

Hormon dengesizliği belirtileri nelerdir?
Tiroit bezi vücudun orkestra şefidir ve tiroit hormonlarının dengede olmaması ciddi şikayetlere neden olur. Tiroit bezinden fazla hormon salgılanmasına hipertiroiti denir. Hastalarda çarpıntı, ritim bozuklukları, terleme, sıcak basması, sinirlilik, huzursuzluk, uyuyamama gibi belirtileri vardır. Tiroit hormonlarının az salgılanması ise, hipotiroidi olarak adlandırılır. Halsizlik, yorgunluk, kilo alma, saç dökülmesi, sabah uyanamama, cilt kuruluğu, kabızlık, isteksizlik, mutsuzluk en sık rastlanan belirtilerdir. Genellikle Hashimoto tiroitit sonrası tiroit hücrelerinin tahribi ile hipotiroidi meydana gelir. Tiroit ameliyatları sonrası da tiroit bezlerinin çıkarılması sonrası hipotiroiti gelişir. Hipotiroidi gelişen hastalara sentetik tiroit hormonu verilir. Ancak burada sorun hormon ilaçlarını almalarına karşın, hastaların bu şikayetleri tamamen geçmemesidir. Yapılan laboratuvar sonuçları normal olmasına karşın, hastalar özellikle halsizlik ve yorgunluktan yakınmaya devam ederler.

KİLO ALAN MUTSUZ NESİLLER

Hashimoto tiroitit neden bu kadar yaygın görülüyor?
Bir toplumun yüzde 10’undan fazlasında görülen hastalıklara endemik hastalıklar denir. Hashimoto dünyanın pek çok ülkesinde endemik hastalık durumundadır. Ülkemizde de kadınların yaklaşık yüzde 35’inde Hashimoto hastalığı var. Halsizlik, yorgunluk, eklem ve kas ağrısı, saç dökülmesi, uyku sorunları, depresyon, adet düzensizliği, kilo alma, şişkinlik gibi sayısız şikayetleri olan çok sayıda hastanın yaşam kalitesini düşüren bir hastalıktır. Benzer şekilde tiroit ameliyatı olan hastaların çoğunda da bu belirtiler görülmektedir. Hashimoto hastalığının nedeni için pek çok neden sayılmakla birlikte, 10 yıl önce çok daha az rastlanan bu hastalığın, neredeyse kadınların yarısına yakınında görülmesi çok dikkat çekici. Fast-food çılgınlığı ile kilolu, mutsuz, halsiz nesiller oluştu. Bunların sonucunda da Hashimoto, Alzheimer, dikkat bozukluğu, insülin direnci gibi nedenleri aynı olan hastalıkları duymak olağan hale geldi. Tohumların bile genetiğinin değiştirildiği bir çağda en azından mevsiminde sebze ve meyveleri tüketmek, rafine gıdalardan, fast food dan, şekerden uzak durmak hayati önem taşıyor. Bu şekilde bağırsak geçirgenliğinin de önüne geçilecektir.

Tiroit ilacı kullanan hastaların şikayetleri ilaçlar ile geçirilemiyorsa, nasıl bir beslenme programı uygulanmalı?
Tiroit bezi olmayan veya az çalışan hastalarda ana sorun aktif T3 hormonuna dönüşümün olmamasıdır. Bu dönüşümün sağlıklı olabilmesi için beslenmenin de sağlıklı olması gerekir. Rafine şeker ve tüm rafine gıdalar (beyaz undan yapılan börek, makarna, beyaz ekmek, kek, pide, beyaz pirinç, konserve gıdalar, hazır çorba, puding, her türlü alkollü içki, kola, hazır meyve suları, margarin) vücutta stres yanıt oluşturur. Bu stres yanıt sonucu kortizol salgılanır yani vücut bunu bir tehdit olarak algılar. Proteinleri bile yağ olarak depolar, bu nedenle hastalar az yeseler bile kilo vermekte zorlanırlar. Kötü beslenmenin böyle bir sonucu olduğu için çok dikkat etmek gerekir. Gluten içeren gıdaları (tahıllar) kesmek veya azaltmak, rafine gıdalardan uzak kalmak; şikayetlerin azalmasını sağlayacaktır.

Stres ve kötü beslenme tedaviyi olumsuz etkileyebilir
Hormonlar da, beslenme de psikolojiyi etkileyen durumlar. Ameliyatla tiroidi çıkarılan hastalarda stres, asabiyet, depresyon bu yüzden görülüyor olabilir mi?
Hashimoto tiroititi olan veya ameliyat ile tiroit bezleri çıkarılan hastalarda depresif ruh hali yaygın görülmektedir. Ameliyatlarda genellikle iki taraflı tiroit bezi çıkarılır, buameliyatın adına total tiroitektomi denir. Tiroit hormonu yapacak doku kalmadığı için hastanın ihtiyacı olan tüm tiroit hormonu sentetik olarak verilir. Kullanılan ilaçlar T4’dür ve yine bu hormonun aktif hormon olan T3’e dönmesi beklenir. Hastanın yaşamındaki stresler, vitamin-mineral eksiklikleri ve kötü beslenme; bu dönüşü bloke edecektir. Bunun sonucunda da hastaların şikayetlerinikontrol altına almak güçleşecektir. Hastayı bütünüyle değerlendirmek ve sadece rapor sonuçlarına bakarak tiroit hormon dozlarını ayarlamak yarar sağlamayacaktır.

B12 ve D vitaminlerinden destek alınmalı
Çinko, selenyum, magnezyum gibi desteklerin haricinde beslenmede neler mutlaka olmalı?
Selenyum, çinko, magnezyum, D vitamini, B12 vitamini; tiroit sağlığı için çok önemlidir. T4 hormonunun T3’e dönüşümü için de bu vitamin ve mineraller gereklidir. Tiroit hastalığı olmayan kişilerde T3/T4 oranı 0.017 olarak kabul edilmektedir. Bu oran tiroithastalıklarında bozulur ve hücre içine T3 hormonunun girişi azalır. Bu girişi normal hale getirmek için sağlıklı beslenme önceliklidir. Unutulmamalıdır ki tek bir vitamin ve mineral bunu sağlayamaz. Bizlerin desteği kadar, hastaların da bu bilinçte olarak yaşam şekillerini değiştirmeleri gerekmektedir.

Önceki İçerikBebeğinizin sağlığı için hangi bebek mamalarını tercih etmelisiniz?
Sonraki İçerikSüt ateşi nedir? Süt ateşi nasıl düşürülür?
Prof. Dr. Yeşim Erbil, 1963 yılında İstanbul'da doğmuştur. Liseyi Şişli Terakki Lisesi'nde okumuş, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun olmuştur. Uzmanlık eğitimini ise 1987 - 1992 İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı'nda tamamlamıştır. İstanbul Tıp Fakültesi'nde Genel Cerrahi Uzmanı, Genel Cerrahi Doçenti ve Genel Cerrahi Profesörü olarak uzun yıllar görev yapmıştır. 2016 yılı itibarı ile kendi özel muayenehanesinde hastalarını görmeye başlayan Erbil, bilimsel ve akademik çalışmalarına devam etmektedir. Prof. Dr. Yeşim Erbil’in 700’ün üzerinde bilimsel çalışması mevcuttur. Bunların 6’si kitap editörlüğü, 45’i üzerinde kitap bölümü yazarlığı ve 140’ı uluslararası bilimsel makaledir. Yazdığı 130 uluslararası makale 4800 kez referans olarak kullanılmıştır. Endokrin Cerrahisi ile ilgili 55 adet DVD eğitim projesi mevcuttur. 2000-2015 yılları arasında, 26 adet internet üzerinden canlı ameliyat yayınının (web cast) gerçekleştirmiştir. 2007 yılında “Gamma probe ile eksizyon yönteminin” dünyada ilk kez “ikincil girişim boyun bölgesi cerrahisinde” uygulanmasın gerçekleştirilmesi konusunda bir ilke imza atmıştır. 1997 yılında, tiroid kanseri metastazlarının tanısında “Tg-wash out” yönteminin ülkemizde ilk kez kullanılması ve yaygınlaştırılması konusunda çalışmalar gerçekleştirmiştir. Bahsi geçen çalışmalar nedeni ile 2012 yılında İstanbul “Tabip Odası Bilim Ödülü” nü almıştır.  “Medikal-Cerrahi Endokrinoloji Mezuniyet Sonrası Eğitim Kurslarının” 15 yıldır düzenlenmesi konusunda destek vermiştir. Prof. Dr. Yeşim Erbil; 2012 - 2016 yılları arası Türk Cerrahi Derneği Başkanlığı, 2014 - 2016 yılları arasında ise Tıpta Uzmanlık Kurulu Genel Cerrahi Müfredat Komisyonu Başkanlığı görevlerini yürütmüştür.

Bir Cevap Yazın