Kültür mirasımız: Selçuk, Efes, Şirince

0
1032

Ege’ye tatil planları sebebiyle yolu düşenlerdenseniz, yaptığınız güzergaha Selçuk’u mutlaka ekleyin. Bizim gibi Egeliyseniz, zaten çeşitli bahanelerle Ege’de bulursunuz kendinizi.  O zaman da o bahanelerin rotasına ekleyin Selçuk’u.  Selçuk,  küçük bir Ege kasabası olmasının yanı sıra, sokaklarında dünyanın çeşitli ülkelerinden insanlarla karşılaşabileceğiniz, doğa ve tarihin iç içe olduğu, dünyanın en büyük açık hava müzelerinden biri.

IMG 20180706 WA0015

Selçuk turunuza başlamadan önce merkezdeki çay bahçelerinde oturup çayınızı içerken, yan masalardaki amcaların Ege şivesiyle yaptıkları sohbetlere katılmış bulabilirsiniz kendinizi. Köy ve kasaba meydanlarında bulunan kahvehanelerde ve çay bahçelerinde gündemdeki bütün konuların gün boyu tatlı tatlı konuşulduğuna tanıklık edersiniz Ege’de.

Selçuk turunuza; sur duvarları, Bizans, Osmanlı ve Aydınoğulları dönemlerine ait olan Selçuk Kalesi ile başlayabilir, ardından Selçuklulardan günümüze kalan en önemli eserlerden olan, 1375 yılında Aydınoğlu İsa Bey tarafından yaptırılan İsa Bey Camii’ni ziyaret edebilirsiniz. Günün geri kalan kısmını, 7km sahile sahip, mavi bayraklı ayrıca kum zambaklarının doğal yetişme alanı olan Pamucak Plajı’nda deniz ve güneşin tadını çıkararak geçirebilirsiniz.
IMG 20180706 WA0017

Selçuk’ta aradığınız bütçede ve zevkte konaklama seçenekleri bulabilirsiniz. Biz Efes Antik Kenti‘ne yakın olması sebebiyle, merkezde bulunan Selçuk Öğretmenevi’ni tercih ettik.  

IMG 20180706 WA0018
Güneşli bir Ege sabahına uyanıp, lezzetli bir Ege kahvaltısı yaptıktan sonra günümüzü ayırmayı planladığımız, Unesco tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilen Efes Antik Kenti’ne doğru yola çıktık. Tarihi 8 bin yıl öncesine dayanan Efes, Türkiye’nin en önemli açık hava müzesi ve en büyük kültür miraslarımızdandır. Bu mirası incelemek için Efes gezinizde,  Celsus Kütüphanesi’nden, Antik Kent Tiyatro‘su‘na, Yamaç Evler’den, Kuretler Caddesi’ne, Hadrian Tapınağı’ndan, Liman Caddesi’ne, Herakles Kapısı’ndan, Trajan Çeşmesi’ne, Agora’dan, Odeonlara ve dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen Artemis Tapınağına kadar bütün yapılar göz alıcı mimarileriyle, kendilerine hayran bırakmak, şaşırtmak için sizi bekliyor.

IMG 20180706 WA0016

Efes Antik Kenti, büyük bölümünün mermerden meydana gelmesi sebebiyle, güneş ışınlarını çekmesi neticesinde aşırı sıcak olabiliyor. Yanınızda mutlaka su ve şemsiye olmasını öneririm. Ayrıca bu tür ören yerlerinin yolları patika ve taşlı olduğundan spor ayakkabı tercih edilmesi uygun olacaktır.

Efes Antik Kent’ten çıktıktan sonra Yedi Uyuyanlar Mağarasını ve Meryem Ana Evi’ni ziyaret edebilirsiniz.

Selçuk’tan sonra rotamızı Şirince’ye çeviriyoruz. İzmir’in Selçuk ilçesine bağlı, oldukça şirin ve nostaljik bir Rum köyü Şirince. Tarihi 5.yy kadar giden Şirince’de beyaz badanalı 2 katlı köy evleri, zeytin ağaçlarının yanı sıra elma, şeftali ve servi ağaçlarının süslediği bir tepeye, birbirinin manzarasını kesmeyecek şekilde dizilmiş. İlk işiniz, araç girmeyen, taş döşeli sokaklarında kaybolmak olsun. Köyde Kültür Bakanlığı tarafından restore edilen St. John Baptist Kilisesi’ni ziyaret edebilirsiniz.
IMG 20180706 WA0019

Şirince’den ayrılmadan önce güler yüzlü köylü teyzelerin elleriyle yaptıkları otlu gözlemelerden yiyebilir, ev yapımı salça, tarhana ve dağdan toplanan kekiklerden alabilirsiniz. Ayrıca el emeği iğne oyalı örtüler, yöresel takılar, tahta oyma eşyalar, şallar, bez bebekler, seramik süsler şehirli arkadaşlarınızın hoşuna gidecek hediye seçenekleri olabilir. Şirince’nin meyveli şarapları ünlü olsa da, ben size meyve şurubu katılarak hazırlanan şaraplar yerine nar suyu için ya da soğuk algınlığına iyi gelen, dere kenarında yetişen bir çiçek olan mürverin özünden yapılan son derece leziz ve ferah içecekleri deneyin derim.

Şirince Köyü’nü gezdikten sonra, asırlık çınar ağaçları gölgesinde Çınaraltı Meydanı‘nda, taze demli bir çay veya kumda kahve ile yorgunluğunuzu atabilirsiniz.

Bizim coğrafyamızda bulunan, bütün insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen, evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal varlıkları korumak hepimizin görevidir. Korumak ve değer vermek için önce tanımak gerekir, bu yüzden tatil rotalarımıza kültür miraslarımızı mutlaka ekleyelim.

Sevgiyle…

Bir Cevap Yazın