Çocuklarda görülen dil bağı nedir?

0
631
Dil bağı nedir?
Dil bağı nedir?

Dil bağı nedir biliyor musunuz? Erken bebeklik döneminde, anne ve bebek üzerinde yol açtığı sorunlar nelerdir? Çocuklarda ileri yaşlarda hangi sorunlara yol açabilir? Nasıl tespit edilir? Tanı yöntemi nedir? Dil bağı olan bir çocuğumuz var ise, gerçekten korkmalı mıyız? Tedavi nasıldır? Tüm dil bağları tedavi edilmeli midir? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İkbal Durak çocuklarda dil bağı ile ilgili merak edilenleri Anne Bebek Kulubü okuyucuları için yazdı.

Dil bağı nedir?

Dil bağı, internette okuduğunuz her yerde, bebeklerin yemek yiyemediği veya çocukların iyi konuşamadığı durumlarda ilk sorunlardan biri gibi görünüyor. Gerçekte böyle mi?

Dil bağı, ağız tabanından dilin uç kısmına kadar uzanan küçük bir doku bandı olarak tanımlansa da, evrensel olarak kabul edilmiş bir tanımı veya bu durumu teşhis etmek için kullanılabilen pratik objektif kriterler yoktur. Tarihsel olarak, tanımlar, ya dil bağının anatomik özelliklerine (yani, çocuğun dili ile ağzın tabanı arasındaki yapışıklığın derecesine) ya da fonksiyonel bozukluğuna (yani, dilin alt diş etinin üzerinden çıkamaması ve dolayısıyla dilin azalmış hareketine) göre yapılmıştır.

Dil ve dudak bağları gibi ağız sorunları, baskın bir özellik olarak aktarılan gen mutasyonunun bir sonucu olarak anne karnında gelişir. Anne karnında bir embriyo büyürken dil ve ağzın tabanı birbirine kaynaşır. Zamanla dil, ağzın tabanından ayrılır. Sonunda, sadece ince bir doku kordonu (frenulum veya lingual frenulum) dilin altını, ağız tabanına bağlar. Dil bağından etkilenen çocuklarda, frenulum kalın olarak kalır ve geri çekilmez, bu da dilin hareket etmesini zorlaştırır.
Bir bebek büyüdükçe, dişler sürmeye başladığında, dil altı doku, çocuğun büyüme ve gelişiminin doğal bir süreci olarak daha az önemli hale gelir. Bu süreç, yaşamın ilk altı ayı ile beş yılı arasında gerçekleşir.

Bebeklerde bildirilen dil bağı görülme sıklığı, literatürde değişkendir, yenidoğanlarda tahminler %4,2 ile %10,7 arasında değişmektedir.

Dil bağları, bulundukları yere göre ön ve arka dil bağı olarak sınıflandırılır. Bir diğer sınıflama, dilin ağız içinde serbest kısmının ölçümüne göre yapılan sınıflamadır. Son dönemde bu iki sınıflama birleştirilerek kullanılmaktadır.
Ön dil bağının tanınması daha kolaydır. Çünkü dil, damağa kaldırılamaz ve dilin altında ince bir kalıntı doku rahatlıkla görülebilir. Arka dil bağının tanımlanması biraz daha zordur. Dil altı doku sıkıdır ve dil altına yayılmış bir durumdadır bu nedenle muayenede gözden kaçabilir. Bu durumda hekim, bazen belirtilerden yola çıkarak dil bağından şüphelenir.

Dil bağı nasıl tedavi edilir?
Dil bağı nasıl tedavi edilir?

Dil bağının belirtileri nelerdir?

Belirtiler; doğumdan sonraki ilk günlerde emzirme sürecinde başlar. Bebekte ve annede farklı şekillerde gözlemlenebilir.
Bebekte, dil altında ince veya kalın bir doku parçası varlığı, ağzı açıkken dilini dudaklarından dışarı çıkaramama, dilini ağzının tavanına doğru kaldıramama, dilini yana hareket ettirmekte zorlanma, bir “V şekli” veya “kalp şekli“ne sahip dil ucu, düzleşmiş veya kare dil yapısı fark edilebilir.
Emzirmenin başarılı bir şekilde sağlanması için, bir bebeğin hem meme dokusunu hem de meme ucunu kavraması, annenin meme ucunun hasar görmemesi için de bebeğin diliyle alt diş etini örterek emmeyi başarabilmesi gerekir. Dil bağı olan bazı bebekler ağızlarını, memeyi tam olarak kavrayacak kadar geniş açamazlar. Ayrıca dil bağı nedeniyle bebeğin, memeyi kavramasında ve tam bir beslenme sağlayacak kadar memede kalmasında zorluklar yaşanabilir. Bu da beraberinde huzursuzluğa, her zaman aç görünmeye, gerektiği kadar hızlı kilo alamamaya sebep olabilir. Beslerken emme sırasında “tık” sesi çıkarması, bebeğin memeye yerleştirilme ve kavramada bir sorunu olabileceğinin bir işareti olabilir.

Dil bağı bazen de emziren bir anne için sorunlara neden olabilir. Dil bağı olan bir bebeği emziren anne, ağrılı veya çatlak meme uçları yanında kırışık, düzleşmiş, beyazlamış , kabarık veya kesilmiş görünümlü meme uçlarına sahip olabilir. Bebek iyi ememediğinde de kötü meme boşalması, kanalların tıkanık kalması veya mastit de zamanla gelişebilir. Tam boşaltılamayan memeden zamanla süt üretimi azalabilir.

Burada dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri de , emzirme sorunlarının çoğunun dil bağı nedeniyle oluşmadığının bilinmesi başka nedenlerin de akılda tutulması gerekliliğidir.

tedavi edilemeyen dil bağı
Tedavi edilmeyen dil bağı

Tedavi edilmemiş dil bağı

Dil bağının yol açtığı diğer sorunlar, tedavi edilmemiş olgularda ileri yaşlarda, diş oklüzyonu (yanlış hizalanma) ve ortodontik sorunların yol açtığı konuşma bozukluklarıdır. Dilin ucu t, d, z, s, r, n ve l gibi bazı sesleri net bir şekilde çıkaracak kadar yükseğe çıkamaz ve kelimeleri telaffuz etme biçiminde sorunlar gelişebilir.

Dil bağı olan bir çocuk, yaşıtlarıyla sözel iletişimde hayal kırıklığı yaşayabilir, alay konusu olabilir. Konuşma seslerinde sorun yaşayabilir, anlaşılması zor kelimeler sarfedebilir. Ancak dil bağı varlığının konuşma gecikmesi yaptığına dair kanıta dayalı bir veri yoktur.

Mekanik anlamda dilin işlevlerinde azalma, bazı sorunlara yol açabilir. Dil ile, dişlerdeki yiyecekleri temizleme sorunları gibi kısıtlı dil hareketiyle ilgili kişisel sorunlar gözlenebilir.

Yavaş yiyen, özellikle gıdaları kıvamına göre seçen ve beraberinde seçici yeme alışkanlıkları geliştiren, sıvıları içerken veya bazı yiyecekleri tüketirken boğulma veya öğürme gözlenen çocuklarda dil bağı akla getirilmelidir.

Bu çocuklarda aynı zamanda yiyecekleri tükürmek veya yanaklara yiyecek paketlemek de görülebilir. Huzursuz uyku (uykudayken tekme atma veya hareket etme), geceleri diş gıcırdatma, ağzı açık uyuma, horlama (sessiz veya gürültülü) yapabileceği gösterilmiştir.

Dil bağı tedavisi 

Dil bağının cerrahi olarak tedavisine karar vermek, dil bağının ciddiyetine, yaşa ve bulgulara bağlı olarak değişir. Çok hafif vakalar için bekle ve gör yaklaşımı uygulanırken, 1 yaşından küçük bebeklerde, beslenme sorunları varsa lingual frenulumu serbest bırakmak için kullanılan cerrahi bir prosedür olan bir frenotomi veya frenektomi uygulanır.

Frenotomi, dilin normal şekilde hareket edebilmesi için dilin altındaki deri parçasının serbest bırakıldığı bir prosedürdür. Deneyimli bir sağlık profesyoneli tarafından yapılmalıdır.
Bu karar, ebeveyn ile hekimin gerekliliğine birlikte karar verdikleri bir işlemdir.

Bebeğinizin dil bağı varsa ve iyi besleniyorsa, bekleyip dil altındaki bağın kendi kendine uzayıp gerginliğin azalmasını bekleyebilirsiniz. Dil bağına sahip, herhangi bir semptomu olmayan çocuklar çok daha fazla bir oranı oluşturur.

Bazen dil bağı varlığında, bir bebeğin kilo alımı az, normal veya çok iyi olabilir. Bazen bebekte beslenme sorunu vardır ancak anne, verimsiz beslenmeyi telafi eder veya büyük bir süt üretimine sahip olabilir. Bazen dil bağı olan bir bebeği emzirme ağrılıdır, bazen hafif bir ağrı vardır ve bazen de hiç ağrı yoktur.

Bazı çocukların tedaviye ihtiyacı yoktur çünkü kendi dil yapılarına uyum sağlarlar veya büyüdükçe sorun düzelir.

Bir frenotomi genellikle oldukça basit bir prosedür olsa da, ebeveynlere, kesilen veya lazer uygulanan dokuyu daha sonra en az 3 ila 4 hafta boyunca her gün fiziksel olarak germeleri gerektiği önerilebilir.

Germe uygulamaları karmaşık değildir, ancak çoğu bebek onlardan hoşlanmaz ve ebeveynler için zor olabilir. Bazı çalışmalarda germe uygulamalarının gerekmediği de gösterilmiştir.

Cerrahi uygulamanın olası istenmeyen sonuçları arasında kanama, enfeksiyon, dil veya tükürük bezlerinin hasar görmesi veya dil bağının yeniden eski haline dönmesi olabilir.
Cerrahi dışında dil bağlarını yönetmenin diğer yolları, kraniyosakral terapi, emzirme müdahaleleri, fiziksel ve mesleki terapi ve oral motor terapidir.

Sonuç olarak;
Dilin altındaki görünüm ne olursa olsun, önemli olan semptomlardır. Yaygın kabul gören yaklaşım, dil bağının olumsuz belirtileri (beslenme ve konuşma bozukluğu ) yok ise tedavi de olmaması yönündedir. Yani bozulmadıysa, tamir etmeyin! Ancak beslenme problemleri yaşayan tüm bebeklerde başka sebepler araştırılırken dilbağı varlığını da gözden kaçırmamak gerekir.

Anneler burada buluşuyor! Siz de aklınıza takılanları, merak ettiklerinizi veya öğrenmek istediklerinizi bize Forum Anne Bebek Kulübü üzerinden yazabilirsiniz. Kadınlar olarak birlikte güçlüyüz!

Önceki İçerikÇocuklarda yaşa göre dil gelişimi
Sonraki İçerikTandem emzirme nedir?
1979 yılı Aydın Söke doğumluyum. Tıp fakültesini Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde, Çocuk sağlığı ve hastalıkları ihtisasımı İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tamamladım. Karaman’da devlet hizmet yükümlülüğünü yerine getirdikten sonra Elazığ’da Medical Park Hastanesi’nde çalıştım. 5 yıldır İzmir Egepol Hastanesi’nde Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları hekimi olarak çalışmaya devam ediyorum. Evliyim, 12 yaşında ve 8 yaşında iki oğlum var.

Bir Cevap Yazın