Bebeklerin sağlıklı büyüdüğünü nasıl anlayabiliriz?

0
3310
Bebeklerin sağlıklı büyüdüğünü nasıl anlayabiliriz?
Bebeklerin sağlıklı büyüdüğünü nasıl anlayabiliriz?

Yazı İçeriği

Büyüme geriliği anne karnında mı başlıyor? Bebeklerin sağlıklı büyüdüğünü nasıl anlayabiliriz? Bebeklerde sağlıklı büyümeyi etkileyen faktörler nelerdir? Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Dündar Yaykıran, çocuklarda büyüme geriliği hakkında merak edilenleri yazdı!..

Bebekler sürekli büyüyen ve gelişen organizmalar olmaları sebebiyle, sağlık durumlarını bozan her türlü etken, büyüme ve gelişme süreçlerini yavaşlatabilir; hatta durdurabilir. Çocuk sağlığı izlemi ile bebeklerin büyüme ve gelişme özellikleri takip edilerek sağlıklı büyümenin olup olmadığı anlaşılabilir.

Çocuk sağlığı izlemi nedir?

Bebeklerin doğduğu günden itibaren hiçbir şikâyeti olmasa da düzenli aralıklarla sağlık personeli tarafından görülüp değerlendirilmesi; sağlığının korunması ve geliştirilmesi için gereken girişimlerin yapılmasıdır.

İzlemede temel amaç, çocukları yalnızca hastalıklardan arındırmak değil, sosyal, mental ve fiziksel açıdan tam bir iyilik durumunun sağlanmasıdır. Diğer bir deyişle sağlıklı bir çocuğun sağlıklı kalmasına yardımcı olmak, sağlıklı durumunu sürdürmek ve olabilecek en üst düzeye ulaştırmaktır.

Bebeğin sağlıklı büyüdüğü, çocuk sağlığı izleminde boy, kilo ölçümlerinin değerlendirilmesi ve büyüme eğrileri ile gösterilebilir.

Normal çocukların büyümeleri ile kıyaslama yapmak için geliştirilmiş standart tablolara büyüme eğrileri denir. Bu tablolar, büyük taramalar sonucu elde edilir ve çocuk büyümesi, bu büyüme eğrilerine bakarak değerlendirir.

Çocuğun yaşıtlarına göre yüzdelik sıralamadaki yerini belirten değere persentil denir. Büyüme eğrileri 3.,10., 25., 50., 75., 90., ve 97. olmak üzere 7 persentil çizgisinden oluşur

Buna göre;

  • 3.-97. Persentiller normal değerler
  • 3. persentil  ve altındaki değerler düşük,
  • 97. persentilin üzerindeki değerler yüksektir.

Büyüme kızlarda ve erkeklerde farklılık gösterdiğinden her iki cins için ayrı büyüme eğrilerinin kullanılması önem taşır. Çocuğun büyümesinin standart değerlerin altına düşmesi, büyümeyi engelleyen bir sağlık sorununun olduğunu düşündürür.

Ölçümlerin değerlendirilip yorumlanması için takvim yaşının doğru olarak bilinmesi önemlidir. Tek bir ölçümle çocuğun büyümesi değerlendirilemez. Çocuğun büyüme ölçümleri belirli aralıklarla düzenli olarak, tanımlanmış ölçüm teknikleriyle, aynı araçlarla yapılmalıdır.

Çocuklarda yetersiz büyüme nasıl anlaşılır?

Yetersiz büyüme çocuk sağlığı izlemindeki büyüme eğrileri ile anlaşılabilir. Asla komşunun çocuğu ile karşılaştırarak değerlendirme yapılmamalıdır. Her çocuğun büyüme temposu, büyüme eğrisi farklıdır. Bu fark kardeşler arasında da mevcuttur.

Örnek: Ahmet 2 yaşında; kilosu 11 kg, boyu 84 cm, komşunun oğlu Mehmet de 2 yaşında ama kilosu 14 kg, boyu 91 cm .  Mehmet ile Ahmet oyun oynarken neredeyse abi kardeş gibi görünüyor. Ahmet’in annesi doktora gidiyor ”benim oğlumun büyümesi neden geri?” diye soruyor.

Bakalım Ahmet’in büyümesi geri mi?

Büyüme (persentil) eğrisine göre Ahmet’in boyu ve kilosu 10-25 persentil arasında, Mehmet’in boyu kilosu 75-90 persentil arasında, ikisin de büyümesi normal aralıklarda.

Tabi tek ölçümle değerlendirmek doğru olmaz. Burda önemli olan düzenli takiplerdir.

Bir çocuğun büyüme temposu 2 yaşından sonra hep 10-25 persentil arasında ise sorun yok demektir.

Herhangi bir dönemde 10 persentilin altında ise dikkatli olmak sıkı takip etmek gerekir. Ama 3 persentil altında ise mutlaka araştırmak gerekir.

Bir diğer önemli konu da persentil eğrisindeki düşmeler. Şöyle açıklayayım bir çocuk hep 10-25 persentil arasında ise sorun yok demektir. Ama büyüme temposu 75-90 persentil arasında olan bir çocuğun büyüme temposu 10-25 persentile gerilemişse çok ciddi sorun var demektir.

Büyüme geriliği nedir?

Büyüme geriliği, genel anlamda çocuğun kendi yaş ve cinsiyetine uygun büyümeyi göstermemesi olarak tanımlanabilir. Her toplumun büyüme normalleri vardır ve bunlar büyüme (persentil) eğrileri ile gösterilir. İşte bir çocuk, kendi toplumunun büyüme eğrisinde, en alt çizgide (3.persentil cizgisi) veya aşağısında yer alıyorsa ve normal yıllık boy uzamasını yapamıyorsa, büyüme geriliğinden söz etmek gerekir.

Büyüme geriliği anne karnında mı başlıyor? 

Büyüme, çocuğu erişkinden ayıran en önemli özelliklerden birisidir. Anne karnından başlayarak ergenliğin sonuna kadar süren, genetik, hormonal ve çevresel faktörlerden etkilenen, beslenme ve sağlık durumunun önemli rol oynadığı bir süreçtir.

Büyüme dönemlerini intrauterin(anne karnı), süt çocukluğu (ilk 12 ay), çocukluk (1 yaş-ergenlik) ve ergenlik dönemi olarak inceleyebiliriz. İntrauterin dönem büyüme hızının en fazla olduğu dönemdir; dokuz ayda ortalama 50 cm uzama olur. Bu dönemde annenin hastalıkları, beslenmesi, plasentanın durumu, bebekteki hastalıklar ve büyüme faktörleri fetusun büyümesinde etkilidir. 

Ancak büyüme geriliği anne karnında başlar demek doğru olmaz, doğum sonrası etkenlere (hastalıklar, beslenme, hormonal bozukluk vb.) bağlı olarak da büyüme geriliği görülebilir.

Büyüme geriliği olan bebeklere yaklaşım nasıl oluyor?

Büyüme geriliği şikayeti ile gelen bebeklerde öncelikle gerçekten büyüme geriliği var mı onu tespit etmek gerekir. Sık karışılaştığımız durumlardan biri; çocuğun büyümesinin normal olmasına karşın ebeveynlerin, anneanne ve babaannelerin normal olduğuna ikna olmamasıdır.

Gerçekten büyüme geriliği olan bebeklerde de ayrıntılı muayene ve gerekli tetkiklerin yapılarak, büyüme geriliğine neden olan sebeblerin ortaya konulması gerekir. Bazı durumlarda çocuk endokrin, çocuk genetik, çocuk gastroenteroloji uzmanlarının da sürece dahil olması gerekir.

Bebeklerde sağlıklı büyümeyi etkileyen faktörler nelerdir? Büyüme geriliği nedenleri nelerdir? 

  • Genetik potansiyel (anne ve babanın boyu)
  • Doğru ve dengeli beslenme
  • Düzenli ve yeterli uyku
  • Yaşına uygun spor ve fiziksel aktivite
  • Sağlık durumu (sık hastalanma ve kronik hastalıklar büyümeyi olumsuz etkiler)
  • Bazı hormonal bozukluklar, genetik ve metabolik hastalıklar

Bu faktörlerin uygun olmaması da büyüme geriliğinin nedenleridir.

Büyüme geriliği nasıl tedavi ediliyor?

Büyüme geriliğin tedavisi tamamen nedene yöneliktir. Büyüme geriliğe neden olan hastalığa göre tedavi planlanır. Burada ailelerin en sık sorduğu soru büyüme hormonu kullanımı konusunda oluyor. Büyüme hormonu tedavisine karar verecek ve takibini yapacak doktorlar çocuk endokrin doktorlarıdır. Sanılanın aksine büyüme geriliğinde en sık neden büyüme hormonu eksikliği değildir. Gerçekten büyüme geriliği olan çocukların %5’inde büyüme hormonu eksikliği vardır.

Sigara içen annelerin bebeklerinde büyüme geriliği görülebiliyor. Bu konuda annelere ne önerirsiniz?

Hamilelikte annenin, sigara dumanına maruz kalması bebeğin anne karnındaki gelişimini olumsuz etkileyebilir ve bebek normalden küçük doğabilir. Bu bebeklerin maalesef, %10-15 kadarı normal büyümeyi yakalayamazlar.

Intrauterin büyüme geriliğinin en önemli nedenlerinden biri annenin sigara dumanına maruz kalmasıdır. Yani bırakın annenin sigara içmesini, sigara dumanına maruz kalması bile bebeğin büyümesini etkilecektir.  Ayrıca bu bebeklerin ilerleyen yaşamlarında; şişmanlık, erken kıllanma, şeker hastalığı , tansiyon yükselmesi gibi ek birtakım risklerde oluşur.

Bu konudaki önerim kesinlikle kendinizi ve bebeğinizi sigara dumanı maruziyetinden koruyun.

Anne sütü bebeğin sağlıklı büyümesi için neden çok önemli?

Anne sütü, her annenin kendi bebeği için verebileceği en uygun ve en temiz gıdadır. İlk 6 ay sadece anne sütü ile beslenme, bebeğin normal büyümesini sağlar ve bebeği birçok hastalığa karşı da korur. Anne sütünün içeriğinde büyümeyi olumlu etkileyen birçok besin öğeleri vardır. Anne sütü gerçek bir mucize, çünkü bebeğin ihtiyaçlarına göre gün gün hatta gün içerisinde bile farklı bir içeriğe bürünerek fiziksel ve zihinsel gelişim için en iyi kaynağı sağlar. Bebekler ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenmeli ve 2 yaşına kadar anne sütüne devam edilmelidir. 

Bebeklerin boyu ve kilosu nasıl hesaplanır?

Bebeklerde boy uzama hızı

Bebeklerin boyu doğumda ortalama 50 (48-52)  cm’dir.

Doğumdan sonra 0-3 ay 8 cm, 3-6 ay 8 cm, 6-9 ay 5cm, 9-12 ay 4 cm yani ilk yıl ortalama 25 cm uzar. ikinci yıl 10-12 cm, üçüncü yıl 8 cm, dördüncü yıl ise 7 cm uzama beklenir. Dört yaş ile ergenlik başlangıcı arasındaki uzama yılda ortalama 5-6 cm’dir.

Kız çocukları ortalama 11 yaşında ergenlik döneminde büyüme patlamasını gerçekleştiriler. En fazla büyüme hızına ulaştıklarında yılda 9 cm uzar ve ergenlik boyunca toplam olarak yaklaşık 25 cm kazanırlar. Buna karşılık erkek çocukları ergenliğe kızlardan 2 yıl daha geç (ortalama 13 yaşında) girerler, büyüme patlamalarını da 2 yıl sonra gerçekleştirirler. Bu dönemde yılda yaklaşık 10.3 cm uzar ve püberte boyunca toplam olarak 28 cm uzarlar.

Hedef boy

Genetik potansiyele göre bebeklerin erişkin dönem boyu tahmin edilebilir.

Kız bebek için hedef boy: ((babanın boyu cm olarak) + (annenin boyu cm olarak) – 13 ) / 2

Erkek bebek için hedef boy: ((babanın boyu cm olarak) + (annenin boyu cm olarak) + 13 ) / 2

Örnek: baba 178 cm, anne 168 cm

Kız bebek için hedef boy: 178+168-13=333,          333/2=  166,5 cm

Erkek bebek için hedef boy: 178+168 +13= 359    359/2= 179,5 cm

Bebeklerde kilo alma hızı

  • Miadında doğan sağlıklı bebeklerin doğum tartıları 2.5-4.0 kg arasındadır.
  • Doğumdan sonra 3-4 gün içinde %5-6 kadar fizyolojik tartı azalması olur.
  • İlk hafta sonunda doğum tartısına yeniden ulaşır.
  • İlk 6 ayda normal bir çocuk günlük 20-35 gram, haftada 150-250 gram tartı alır.
  • İkinci 6 aylık dönemde günlük 15-20 gram, haftada 100-150  gram tartı alır.
  • 1-2 yaş arası haftada 50 g kadar alır.
  • 2-12 yaş: 2 yaş sonrası ergenliğe kadar yılda 2-2,5 kg alır.
  • Yani bebeğinizin kilo alımı giderek azalacak bu normal fizyolojik bir durum.
  • Kabaca 5 ayda doğum tartısının 2 katı, 1 yaşında 3 katı , 2 yaşında 4 katı olur.

Bebekte boy ve kilo ölçümü nasıl yapılır?

Boy ölçümü

0-2 yaş arasındaki çocuklar yatar durumda, 2 yaşından büyük çocuklar ise ayakta ölçülmelidir. Ölçümün duvara sabitlenmiş ölçüm çubuğu ile yapılması önemlidir. Ayakta ölçüm için çocuğun ayakkabıları ve tokası çıkmış; topuklar, kalça, omuz ve baş duvara dayanacak şekilde pozisyon verilmiş, tam karşıya bakarken ölçülmesi, ölçümlerin mümkünse aynı kişi tarafından yapılması gerekir. İki yaşın altındaki bebeklerde de boy ölçümü bu iş için özel olarak hazırlanmış, infantometre denilen bebek boy ölçüm cetveli kullanılır. Bebeği sırt üstü yatırarak başı sabitlenir,sırtı yere değecek şekilde hafif bastırarak diz altının da yere basması sağlanır. Cetvelin sapit kısmı başın tepe noktasına yerleştirilir, ayaklarını dik bir pozisyonda tutarak cetvelin hareketli kısmını ayak tabanına değdirip ölçüm yapılır.

Kilo ölçümü

0-2 yaş arasındaki bebekler, bebek terazilerinde, yatarak tartılmalıdır. 2 yaş sonrası ayakta, hashas basküllerde tartılabilir. Mümkün olduğunca ölçümler aynı aletlerle aynı kişi tarafından yapılmalıdır.

Büyüme eğrisi nedir? Persentil değeri bize neyi gösterir? 

Çocukların büyümelerini takip etmek için geliştirilmiş standart tablolara büyüme eğrileri denir. Bu tablolar, büyük taramalar sonucu elde edilir ve çocuk büyümesi, bu büyüme eğrilerine bakarak değerlendirir.

Çocuğun yaşıtlarına göre yüzdelik sıralamadaki yerini belirten değere persentil denir. Büyüme eğrileri 3.,10., 25., 50., 75., 90., ve 97. olmak üzere 7 persentil çizgisinden oluşur.

Buna göre;

  • 3.-97. Persentiller normal değerler
  • 3. persentil  ve altındaki değerler düşük,
  • 97. persentilin üzerindeki değerler yüksektir.

Çocukların sağlıklı büyümesi açısından ilk 1000 günün önemini anlatabilir misiniz? 

İlk 1000 gün; hamileliğin ilk gününden bebeğin 2. yaş gününe kadar geçen süredir.

Hayatın ilk 1000 günü; çocuğun büyüme gelişmesinin en hızlı olduğu, herhangi bir olumsuzlukta büyüme gelişmenin çok etkilendiği ve uzun dönemde çocuğun sağlığının şekilleneceği çok önemli bir süreçtir.

İlk 1000 günde yaşanan olumsuzlukların ve yapılan yanlışların telafisi çok zor ve bazen de mümkün değildir. O yüzden ilk 1000 gün anne ve bebek sağlığı ve beslemesi çok önemlidir.

Çocuğun sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanabilmesi için ek gıdaya geçişte anneler nelere dikkat etmeli?

Ek gıda / tamamlayici besine geçiş

6-12 aylık dönem, bebeğin ek gıdalarla tanışması ve beslenme alışkanlıklarını kazanması açısından oldukça önemlidir. İlk 6 ay anne sütüyle beslenen bebek için büyüme ve gelişmenin sağlıklı sürdürülebilmesi açısından yeni gıdalara 6. aydan sonra başlanması gereklidir. Anne sütü ilk 6 ayda bebeğin ihtiyacının tamamını, 6-9 ayda %50’sini ve 9-12.ayda %30’unu karşılar. Anne sütüne ilave olarak verilen besinler, tamamlayıcı besin/ek gıda olarak adlandırılırlar.

  • 0-6 ay : %100 anne sütü 
  • 6-9 ay: % 70 anne sütü  + % 30 tamamlayıcı besin (ek gıda)
  • 9-12 ay: % 30 anne sütü + % 70 tamamlayıcı besin (ek gıda)

Ek besinlere erken başlamanın sakıncaları:

  • Ek besinler anne sütünün yerini alacağından bebek daha az emer, anne sütü azalır ve bebeğin besin ihtiyacı karşılanmaz.
  • İlk aylarda bebeğin sindirim sistemi tam gelişmediğinden ek besinleri sindiremez. İshal ve kabızlık oluşabilir.
  • Ek besinler anne sütü kadar temiz olmayacağından bebeğin ishal olma olasılığı artar. 
  • Bebek anne sütünden aldığı koruyucu maddeleri ek besinlerden alamayacağı için bağışıklık sistemi etkilenir. 
  • Obeziteye neden olur.

Ek besinlere geç başlamanın sakıncaları

  • Bebeğin ihtiyacı olan enerji ve besin öğeleri karşılanmaz. 
  • Bebeğin büyümesi yavaşlar ya da tamamen durur. 
  • Bebek gerekli besin öğelerini alamadığından kansızlık, gelişme geriliği, zihinsel gelişim geriliği gibi bazı sorunlar görülebilir.

Ek besinlere başlarken dikkat edilecek kurallar 

  1. Bebeğe verilecek ek besinler; Enerji ve besin öğeleri bakımından zengin, temiz ve güvenli olmalıdır.
  2. Kolay hazırlanabilir olmalıdır. 
  3. Ek besinlere başlanıldığı andan itibaren su verilmelidir. 
  4. Yeni besinlere geçerken 1 günde birden fazla yeni besin verilmemelidir. Diğer besine geçmeden 3-5 gün beklenmelidir. Bebeğin bir tür besine karşı duyarlılığı varsa (kusma, ishal, alerji, vb) tespit edilebilir. 
  5. Yeni verilen besin bebek aç iken verilmelidir.
  6. Yeni denenecek besin miktarı önce birkaç tatlı kaşığı olmalı, daha sonra miktar giderek artırılmalı ve çeşitlendirilmelidir. 
  7. Ek besinler bebeğe kaşık, fincan ya da bardakla verilmelidir. Bebeği beslerken biberon kullanılmamalıdır. 
  8. Eğer hazırlanan besin buzdolabında saklanamıyorsa hazırlandıktan en geç 2 saat içinde tüketilmelidir. 
  9. Lezzeti beğenilmeyen besinler birkaç gün beklenip tekrar denenmelidir. 
  10. Günlük toplam verilen besin miktarı bebeğin enerjisini ve besin öğelerini sağlamalıdır. 
  11. Bebeğe verilecek besinlerin temizlik ve sağlık koşullarına uygun hazırlanması gerekir.
  12. Bebeğe verilecek besinlerin hazırlanmasında doğal ve taze ürünler kullanılmalıdır. 
  13. Besinler uzun süre pişirilmemeli, pişirilmiş besinin suyu dökülmemeli, kavrulmamalı, kızartılmamalı; acılı, baharatlı ve tuzlu olmamalıdır. 
  14. Bebeklerin besinlerine 12 aya kadar tuz ve şeker eklenmemelidir.
  15. 6-12 ay arası bebeklerde tamamlayıcı besin (ek gıdalar), öğle ve akşam üstü olmak üzere sadece iki öğün olmalı, diğer bütün öğünler ANNE SÜTÜ olmalıdır.

Ek besinlere başlama aşamaları

5 aşamada ele alınabilir:  

Birinci aşama (6-7. ay): Bebeği kaşığa alıştırma amaçlanır. Bebek dilini kullanarak kaşıkla verilen besini ağzının arkasına iterek yutmayı henüz bilemez, o yüzden ilk zamanlar verilen besinleri diliyle iter, bu sevmediği anlamına gelmez, bebek zamanla dilini kullanmayı, yutmayı öğrenir. Bu dönemde besinler yumuşak ezme kıvamında verilebilir. Yoğurt, sebze ve meyve püreleri, pirinç, patates, tahıl, çorbalar uygun besinlerdir.

İkinci aşama (7-8. ay): Bu dönemde katı besinlere geçilmesi; bebeğin oturmaya başlaması ve bir elinden diğerine bir şeyi geçirebilmesi süreci ile ilişkilidir. 7-8. aylarda çiğneme hareketleri başladığından püre kıvamında besinler verilebilir, sıvı gıdalar fincandan içilebilir. Yeni lezzet ve yapıda besinlerin beslenmeye eklenmesi bebeğin motor yeteneklerinin gelişimine yardımcı olur. Bu dönemde püre edilmiş etler, kuru baklagiller, sebze ve meyve başlanmalıdır.

Üçüncü aşama (8-9. ay): Bebek çiğnemeyi öğrenmiştir. 8-9. ayda motor gelişim, dişlerin çıkması, bebeğin ufak besin parçalarını eline alması, ağzına götürmesi, çiğnemesi gelişir. Bu aşamada bebeğe gözetim altında ekmek, köfte, meyve gibi yiyecekler verilerek cesaretlendirilmelidir.

Dördüncü aşama (9-12. ay): Bebek kendi kendine yemeye başlamalıdır. 9-12. ayda parçalanmış, ezilmiş besinler kullanılır. Yemekler az yağlı hazırlanmalı ve zeytinyağı kullanılmalıdır.

Beşinci aşama (1 yaş ve sonrası): 1 yaşına gelen çocuk aile ile aynı yemekleri yiyebilir. Özel olarak yemek hazırlanmasına gerek yoktur. Ancak baharatsız, az tuzlu ve az yağlı yemekler verilmelidir.

Ailenin yemek kültürü de bebeklerin beslenme alışkanlıklarını etkiliyor. Ailelere bu konuda ne önerirsiniz?

Çocuğun yeme alışkanlıkları ailenin, özellikle de anne ve babanın beslenme alışkanlıklarından etkilenir.  Çocuklar evde annelerini, babalarını, bakıcılarını, diğer büyüklerini, taklit ederler. Anne, baba abi veya ablalar, çocuklar için birer modeldir. Yemek yeme alışkanlıkları aile sofrasında edinilir. Ailecek oturulan sofralar doğru beslenme alışkanlıkları edinmesi için iyi bir model oluştururken, aynı zamanda aile bireylerinin bir araya geldiği mutlu bir ortam da olmalıdır. Çünkü çocuğun fiziksel, sosyal ve duygusal gelişimi birbiriyle ilişkilidir. Doğru beslenme alışkanlığı çocuğun sadece fiziksel sağlığını değil duygusal sağlığını da etkiler.

Çocuğun beslenmesinde temel ilke; büyüme ve gelişme özelliklerine uygun çeşit, miktar ve kıvamındaki besinleri seçerek karşılamak; iyi beslenme alışkanlıkları kazandırmaktır. Çocukların yemek yeme alışkanlığını kazanmasında ailedeki büyüklerin özellikle de annenin tutumunun çok önemli bir yeri vardır. Çocuğun şiddetle yemek istemediği yiyecekleri vermekte ısrar etmek doğru değildir. Yemek yeme konusunda çocuk ile büyükler arasında meydana gelen anlaşmazlıklar; annelerin fazla miktarda yiyecek yedirme isteklerinden kaynaklanır. Anneler çocuklarını başka çocuklarla kıyaslarlar. Çocuklar arasında bireysel farklılıklar olduğu unutulmamalıdır. Yemek sofrası pazarlık ve savaş meydanı olmamalıdır.

Çocuğun yeterli ve dengeli beslenmesinde ekonomik olanaksızlıklar bazı kısıntıları zorunlu kılabilir. Bu durumda kısıntı, besin değeri az olan yiyeceklerde yapılmalıdır. Gazoz, şeker, sakız, çikolata vb. yiyeceklerin hem besin değeri yoktur, hem de sağlığa zararlıdır. Bunlara verilecek para yumurta, süt, yoğurt gibi yiyeceklere ayrılabilir. Ayrıca hamur işleri ve yağlardan da kısıntı yapılabilir.

Çocuğun önüne daima yaşına uygun gıdalar verilmelidir. Reddedilen gıdalar azar azar verilerek alıştırılmalıdır. Ailenin sofra düzeni, yeme alışkanlığı çocuğu etkiler. Her cins gıdaya sofrada yer verilmelidir.

Bazı anneler, beslenmeyi karın doyurma olarak düşünürler ve çocuğun midesinini tek tip besinlerle doldurur. Bu belki çocuğun kilo almasında, annelerin çok sevdiği tombik çocuk olmasında yardımcı olur. Ama beyin ve kas gelişimi için yeterli ve dengeli beslenmek gereklidir. Bu yaşlardaki yetersiz ve dengesiz beslenme durumunda fiziksel gelişimin yanı sıra beyin gelişimi ve öğrenme yetenekleri de olumsuz yönde etkilenir. Daha sonraki yaşlarda yeterli ve dengeli beslenme ile çocukların fiziksel gelişimleri düzelse bile beyin ve zeka gelişimi maalesef düzeltilemez ve bu durum okul çağında kendisini öğrenme ve kavrama güçlüğü olarak gösterir.

Bebeklere telefon, tablet veya televizyonla mama yedirmenin sakıncaları nelerdir? 

Beslenme alışkanlığı bebeklikte başlar. Bebeklikte edinilen alışkanlıklar çocukluk dönemi boyunca devam eder, bebekler kesinlikle ekran (televizyon, tablet, telefon) karşısında beslenmemelidir.

Bebekler ilk iki yaşta hiçbir şekilde renkli ekrana maruz kalmamalı, bu beyin gelişimi ve nörolojik gelişim için çok zararlıdır.

Ekran karşısında beslenen bebekler çoğunlukla ne yediğinin farkına varmaz, yediklerinin tadına varamaz ve ekran karşısında beslenen bebeklerde ilerleyen yaşlarda çok daha ciddi beslenme sorunları görülebilir.

1-6 yaş arası çocuklarda iştahsızlık için ne önerirsiniz?

İştahszılık sorunu olan çocukların, mutlaka çocuk doktoruna muayene olması gerekir. İştahsızlığa neden olabilecek hastalıklar ve mineral, vitamin eksikleri yönünden değerlendirilmesi gerekir. Çocuklarda iştahsızlığın en sık nedenleri; demir eksikliği, d vitamini eksiliği gibi nedenlerdir. Muayenesi normal, tahlillerinde bir eksiklik olmayan çocuklarda ya iştahsızlık yoktur yani çocuk normal besleniyordur ancak anne daha çok beslenmesini istiyordur ya da beslenme alışkanlığı yanlıştır.

1-6 yaş arası çocukların sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanması neden önemli?

İnsanlarda beyin gelişiminin 1/3’ü anne karnında, geriye kalanı 5 yaşına kadar tamamlanır. Beyin hücreleri yapıldıktan sonra yenilenmediği için gelişme döneminde yeterli besin sağlanmazsa meydana gelen bozukluklar ömür boyu devam eder. Sosyal, duygusal ve zihinsel gelişimin hızlı olduğu bu dönem üzerinde yeterli, dengeli ve düzenli beslenmenin etkisi büyüktür.

Oyun çocukluğu döneminde gözle görülür bir gelişim eksikliği görülmese de, yapılan bilimsel çalışmalar 1-6 yaş çocuklarında yanlış beslenme bulgularına çok sık rastlandığını göstermektedir. Çocukların beslenme alışkanlığı kazandığı ve yeni besinlerle tanıştığı bu dönem beslenme bozukluğu riski en yüksek olan dönemdir.

Okul çağı çocuklarında doğru beslenmenin büyümeye etkisi nasıl olur? Büyüme en çok hangi faktörlerden etkilenir?

Okul çağı, çocuğun toplum yaşamına ilk kez bilinçli olarak girdiği bir dönemdir. Okul öncesi dönemde çocuğun beslenme alışkanlıklarını aile etkilerken, okul çağında arkadaşlar, reklâmlar gibi etkenler ön plana çıkar. Okulda beslenme konusunda kontrolsüzlük, çocuklarda yanlış beslenme alışkanlıklarına neden olabilir. Bu dönemde çocuğun yeterli ve dengeli beslenebilmesi için ailenin ve okul yönetimindeki kişilerin ve öğretmenlerin birlikte hareket etmelidir. Ayrıca çocukların doğru beslenme konusunda eğitilmeleri ve yönlendirilmeleri gerekir.

Okul çağındaki yanlış beslenme büyümeyi olumsuz etkileyeceği gibi, okul başarısını da etkiler. Dengeli ve doğru beslenme ile çocuğun günlük kalori ve protein ihtiyacı karşılandığında, çocuk genetik potansiyeline uygun maksimum büyüme temposunu yakalar. Ayrıca dengeli ve doğru beslenme ile ihtiyacı olan mineral ve vitaminleri de (demir, çinko, omega 3 ve 6 vb.) alması mental ve motor becerilerinin gelişimini de olumlu yönde etkileyecektir.

Okul çağında büyümeyi etkileyen en önemli faktörler;

  1. Genetik potansiyel
  2. Doğru ve dengeli beslenme
  3. Sağlık durumu (sık hastalanma olumsuz etkiler)
  4. Düzenli ve yererli uyku
  5. Yaşına uygun spor ve fiziksel aktiviteler

Obezite çocukların gelişimini nasıl etkiliyor?

Obezite son 20 yılın en önemli sağlık sorundan biri ve bir çok kronik hastalığın nedenlerinden biridir. Hazır gıda sektöründeki teklojik gelişimler sonucunda besin değeri düşük, kalorisi fazla işlenmiş ürünler çok fazla arttı. Yapılan reklamlar ve büyük marketlerin reyonları da bu sağlıksız gıdaları çocuklar için çok cazip gösteriyor.

Bu kalorisi yüksek gıdalarda çocuklarda obeziteye neden oluyor. Bir çok ebeveyn tombik çocukları da çok tatlı bulsalar da, kilolu çocuk iyi beslenmiş çocuk değildir.

Obezite çocukluk döneminde sık hastalanmaya, uyku sorunlarına, fiziksel aktivite kısıtlılığı sonucu motor fonksiyon geriliğine, hormonal bozukluklara neden olarak, büyüme ve gelişmeyi olumsuz yönde etkiler. Ayrıca çocukluk dönemindeki obezite erişkinlik döneminde tansiyon, şeker hastalığı gibi ciddi hastalıklar için risk oluşturur.

Bebeklerin sağlıklı gelişimi için uykunun önemi nedir? 

Bebekler, uyuyarak büyür. Uyku, bebeklerin temel gereksinimidir. Büyüme ve gelişmeyi sağlayan bazı hormonlar uyku sırasında salgılanır. Karanlıkta uyku sırasında melatonin hormonu salgılanır. Bu hormon bağışıklık sistemini güçlendirir ve hipofiz bezinin daha fazla büyüme hormonu salgılamasını sağlar. Bebek uyurken beyni çalışır ve gelişir. Uyanıkken oyunda öğrendiği bilgiyi bebek uyku sırasında beynine kaydeder ve böylece beyinde nöronlar arası bağlar güçlenir. Bütün bu gelişmelerin olabilmesi için uyku süresi ve kalitesi çok önem kazanır. İyi uyumuş ve dinlenmiş bir bebek, uyanıkken yeni şeyler öğrenmeye istekli olur.

Çocuklar bu dönemde dışarıya çıkamıyorlar. D vitamini eksikliği söz konusu haliyle. Çocukların gelişiminde D vitamini neden önemli? Bu durumda ne önerirsiniz?

D vitamini bebeklerin sağlıklı büyümesinde çok önemlidir. Özellikle kemik, diş ve beyin gelişiminde etkili olan D vitaminin vücutta bir çok yerde önemli görevleri vardır.

D vitamini ihtiyacını anne sütü ve diğer besinlerle karşılamamız mümkün değil. İnsanlar için D vitaminin tek doğal kaynağı güneş ışığıdır. Bu yüzden 2 yaşına kadar tüm bebeklere günlük 400-600 ıu D vitamini takviyesini öneriyorum.

2 yaş sonrasında ise eğer çocuklar yeterli gün ışığı alamıyorlar ise ve D vitamini düzeyi düşük ise yine günlük 400-600 ıu D vitamini takviyesi öneriyorum.

Çocuklarda vitamin takviyeleri ne zaman kullanılmalı? 

Çocuk uzmanı olarak benim kişisel görüşüm, vitamin ve mineral takviyelerinin gereksiz kullanılmamasıdır. Yani büyüme, gelişmesi normal, vitamin ve mineral düzeyleri normal düzeyde olan, dengeli ve yeterli beslenen çocukların vitamin, mineral takviyesine ihtiyacı yoktur.

Mutlaka takviyelerin kullanılması gereken durumlar;

  1. 4-12 ay arası tüm bebeklerin demir (kan) damlası kullanması gerekir.
  2. Doğumdan itibaren 2 yaşına kadar tüm bebeklerin D vitamini kullanmsı gerekir.
  3. Haftada iki öğün balık yemeyen her çocuğun omega-3 (balık yağı) takviyesi alması gerekir.
  4. Yapılan tahlillerde eksiklik varsa, eksik olan vitamin veya mineral takvisi alması gerekir. ( B12 vitamini, Folik asit, çinko vb)

Demir takviyesini 2 yaşına kadar, D vitami takviyesini de 4 yaşına kadar kullanmasında yarar var.

 

Önceki İçerikYüz yüze eğitimde ikinci aşama bugün başladı!
Sonraki İçerikBebeklerde boy kısalığı belirtileri nelerdir?
Uzm. Dr. Dündar Yaykıran
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzman doktoruyum. 1981, Acıpayam-Denizli doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve lise eğitimimi Acıpayam’da tamamladıktan sonra, ortaokul 2. sınıftayken aldığım doktor olma kararımı gerçekleştirmek için 1999’da KTÜ Tıp Fakültesinde tıp eğitimime başladım. KTÜ Tıp fakültesinden 2006 yılında mezun oldum. 2006 ile 2010 yılları arasında devlet ve özel sektörde pratisyen hekim olarak çalıştım. Çok sevdiğim ve iyi anlaştığımı düşündüğüm çocuklarla birlikte olabilmek ve onların gelişiminde pay sahibi olabilmek için 2010′ da Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ”Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları” alanında uzmanlık ihtisasıma başladım ve 2015’de ihtisasımı tamamlayarak uzmanlık diplomamı aldım. Haziran 2015 ile Ocak 2017 arasında Bahçelievler Devlet Hastanesi’nde, Ocak 2017 ile Şubat 2019 arasında da Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nde, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzman hekimi olarak çalıştım. Şubat 2019’da, çok sevdiğim çocuklara daha yararlı olabilmek, bebek ve çocuk bakımı, onların fiziksel ve nörolojik gelişiminin takibi, hastalıklardan korunma ve hastalıklarının tedavilerinde daha etkin olabilmek için, İstanbul – Maltepe'de bulunan Özel Kardelen Tıp Merkezi’nde çalışmaya başladım, halen devam etmekteyim. Evliyim. Çok güzel ve zarif bir kadının kocası, çok tatlı ve yakışıklı, 8 yaşında, Oğuz Kaan isminde bir beyefendinin babasıyım.

Bir Cevap Yazın