Boşanma sonrası velayet sorumluluğu tek taraflı verilip, babaları hayatta iken öksüz bırakılan çocuklar, bu bayram da kulakları kapı zilinde beklediler. Kapı çalsa da fırlayıp açsam, boynuna sarılsam diye düşünemediler bile… Böyle bir sevgi gösterisinin sonrasında alacakları tepki, ceza ve belki dayak korkusuyla?!.. Bugün sizlerle bayram tatili ve “Babalar Günü” nedeniyle yaşadığım çifte üzüntümü paylaşmak istiyorum….
Cebinde parası olmayan baba, bu bayramda bağrına taş bastı
Asgari ücretle çalışan birçok baba, aldıkları asgari ücretten arttırabildiğiyle günler öncesinde başlamıştı işlemlere…. İcra müdürlükleri ana baba günüydü o hafta. İcra memuru ve Sosyal Hizmet Uzmanı bulabilmek için hafta başında başladı işlemler. Şansı yaver gidenler bayramın ikinci günü de olsa evladına sarılıp, doyasıya koklayabilince tüm sıkıntılarını unuttu. Ta ki çocuklarının teslim saati gelinceye kadar….
Ekonomik ve psikolojik şiddet mağduru babalar çözüm bekliyor
Birçok kez çocuk teslim merkezlerinin kurulması için başvuru yaptık ancak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı talebimizi dikkate alacağını, üzerinde çalışma yapmak üzere kayıt altına alındığını bildiren cevaplar yazdılar. Hala sabırla bekliyoruz. Bu ülkenin geleceğini, çocuklarını her şeyin üstünde tutacak irade elbet bu zulme dur diyecektir.
Dinini bilmeyen gençler yetiştiriyoruz
Ayrıldığımda 3 yaşında olan oğlum, şu anda 10 yaşında. Bugüne kadar bir kez olsun ne cuma, ne de bayram namazına götüremedim ben oğlumu. Bu bayram aynı güne denk gelen, hem cuma hem de bayram namazına evladıyla gelebilen babalara imrenerek baktım yine… Sadece benim hakkımda değil, tüm yurtta bu şekilde karar veriyor aile mahkemeleri. Aksine bir tane örnek bulamadım. Çocuklar ya cumartesi sabahları ayda iki defa ya da bayramın ikinci günü babalarının yanına gelebiliyor. Arife günü gelmeyince bayram namazına gitmek te mümkün olamıyor haliyle. Hristiyan olsaydım, Pazar günü yanımda olan oğlumla ibadetimi yapabilirdim ama Müslüman olduğum için evladıma dini eğitim vermem ve örnek olmama bu ülkenin mahkemeleri verdikleri kararlarla engel oluyor.
Babalar günü mü?!
Ayın ikinci ve dördüncü hafta sonu babalarının yanına gelebilen çocukların maalesef babalarıyla “Babalar Günü“nde bir arada olması mümkün değil. Babalar günü de diğer özel günler gibi hep kaçırılan, gününde kutlanmayan günlerden bir tanesi sadece. Baba kavramına hak ettiği önemi ve saygıyı gösterebilmek için; ailenin sadece kadın, çocuk, engelli ve yaşlıdan oluşan bir kurum olmadığının farkına varmak gerekir.
Babalar gününde yanımda olamayan evladımı ben arayıp ulaştım aramızdaki aramızda geçen konuşmayı hiçbir yorum yapmadan sizlere aktarıyorum:
– Alo, Oğlum merhaba, Nasılsın?
– İyiyim.
– Biliyorsun bugün babalar günü sen aramayınca ben aramak istedim. Sana söylemek istediklerim var. Benim bir baba olmamı sağladığın için teşekkür ederim. Senin gibi bir evladım olduğu için çok şanslıyım. İyi ki doğdun, iyi ki varsın. Seni çok seviyorum canım oğlum.
– ………..
– Söylediklerimi duydun mu oğlum?
– Evet
– Konuşamıyorsun sanırım.
– ………….
– Bunları söylemek için aramıştım. iyi geceler oğlum. Allaha emanet ol.
Çocuklar bizim her şeyimiz, bu ülkenin geleceği de onlara emanet ama biz çocuklarımıza, geleceğimize yeteri kadar sahip çıkıyor muyuz acaba?